Theileriosiste zayıflık, kilo kaybı, anoreksi, yüksek vücut sıcaklığı, mukoza, konjonktiva ve deride peteşi ve ekimozlar, lenf yumrularının büyümesi, anemi ve öksürük, en sık görülen klinik semptomlar olduğu bildirilmiştir
12,13,17. Bu çalışmadaki hastalarda da benzer klinik bulgular gözlenmiştir.
Theilerosisli hastalarda kalp ve solunum frekansı artışının olabileceği bildirilmiştir 12,14,17. Bu çalışmada da özellikle şiddetli grupta olmak üzere 10 hastada sinüs taşikardi saptanmıştır. Bununla birlikte, sağlıklı grubu ile Grup 1 ve Grup 2’deki hastaların kalp frekansı ve solunum frekansları ortalamalarında istatistiksel olmayan (P>0.05) artışlar bulunmakla birlikte, Grup 3’de ise tüm gruplara göre istatistiksel artışlar (P≤0.05) saptanmıştır. Vücut sıcaklığı ortalamalarına bakıldığında ise sağlıklı gruba göre, diğer 3 grupta da istatistiksel artışlar (P≤0.05) belirlenmiştir. Bazı araştırmacıların 12,13,17 bildirdiği gibi, iştahın azalmasına bağlı olarak hastaların hepsinde rumen hareketi sayıları azalmıştır.
Theileriosisli hayvanlarda total eritrosit sayısı, hemoglobin ve hematokrit değerleri normal fizyolojik sınırların altına indiği belirtilmiştir (18-20). Bu çalışmadaki sağlıklı gruptaki hayvanların total eritrosit sayısı, hemoglobin miktarı ve hematokrit değerleri normal fizyolojik değerler içerisinde bulunmuştur 5,17. Theileriosisli hastalarda ise, Grup 1, Grup 2 ve Grup 3’teki hastaların sırasıyla eritrosit sayısı 2.1-5.79, 4.3-6.48 ve 2.0-5.2 109/L, hemoglobin miktarı 7.3-9.1, 6.8-8.9 ve 2.2-7.4 mg/dL, hematokrit değer 25-28, 20-23 ve 10-12 (%), lökosit sayısı 1.4-5.8.1, 1.6-9.4 ve 2.1-10.0 106/L saptanmıştır. Ayrıca Grup 1 ve Grup 2 ile sağlıklı grubu arasında ve Grup 3 ile diğer gruplar arasında eritrosit sayısı ve hemoglobin miktarında istatistiksel (P≤0.05) azalışlar bulunmuştur. Hematokrit değer bakımından ise sağlıklı gruba göre hasta gruplarında istatistiksel (P≤0.05) azalışlar belirlenmiştir.
Bu bulgular araştırmacıların 12,13 bulgularıyla uyum içerisinde bulunmuştur. Theileriosisde eritrositleri işgal eden parazitlerin eritrositlerin yaşam süresini kısalttığı ve enfekte hücrelerin fagosit hücreler tarafından kandan uzaklaştırıldığı, buna bağlı olarak hastalıkta ekstravasküler hemolitik aneminin geliştiği bildirilmiştir 9,10,21-23. Bazı araştırıcılar 24 aneminin meydana gelmesinde otoimmun bir reaksiyonun etkili olduğunu ileri sürmüşlerdir.
Hoosman Rad 24 theileriosisli hastalarda lökosit sayısında bir değişiklik olmadığını bildirirken, çoğu araştırıcılar ise 22,24,25, önce lökopeni, daha sonra ölüme yakın ise tekrar yükseldiğini, Kızıl ve ark. 12,22,25,26. Theileriosisli hastalarda lökopeninin vücudun çeşitli organlarında lenfositlerin infiltrasyonu ve lenfoid organlarda şizogoni yoluyla lenfositlerin büyük ölçüde tahribatının bir sonucu olarak geliştiği (27, 28) veya proinflamatuvar sitokinler, özellikle tümör nekroz faktörü-alfa (TNF-α), tropikal theileriosis ile ilişkili lökopeniye aracılık etmede rol oynadığı 29 bildirilmiştir.
Theileriosisli bufalolarda yapılan bir çalışmada, 20 adet buffalonun 3’ünde atriyal prematüre atım, 2’sinde sinüs taşikardisi, 2’sinde sinüs aritmi, 1’inde birinci derece atriyoventriküler blok saptandığı, sağlıklı hayvanlarında ise herhangi bir EKG değişikliği bulunmadığı bildirilmiştir 30. Bu çalışmada kullanılan sağlıklı grubu hayvanların EKG’lerinde herhangi bir değişiklik saptanmamıştır. Bununla birlikte, çoğunluğu şiddetli aneminin olduğu grupta (Grup 3) olmak üzere 10 hayvanda sinus taşikardi saptanmıştır.
Sempatik aktivasyonu olan anemili köpeklerde EKG değişiklikleri saptanmıştır. Sinus taşikardi ve azalmış solunum sinus ritmi gibi elektrokardiografik değerlendirilen kardiyak ritimler bulunmuştur. Hemoprotozon enfeksiyonlu köpeklerde sinus ritmi en sık (%82.61) ortaya cıkmıştır. Repolarizasyondaki değişikliklere rağmen miyokard hipoksisini düşündüren, T dalgasının süresi artmış, fakat ST segmentindeki yükselme çok düzenli olarak görülmemiştir 31. Anemik köpeklerde elektrokardiyografik özellikleri ve troponin I düzeylerinin kan parazitozuyla ilişkisi araştırılan bir çalışmada, kan parazitozisli köpeklerde aneminin miyokardit nedeni olduğu saptanmıştır. Anemi hipoksi veya hemodinamik bozuklukları tetikleyebildiğinden ve kan parazitozu sekonder miyokardite bağlı aritmi gelişmesine neden olabileceği bildirilmiştir 32. Kan parazitozlu köpeklerde EKG değişiklikleri ve kardiyak troponin I gibi artmış kardiyak biyobelirteç seviyeleri saptanmıştır. Kan parazitozlu (Ehrlichia canis / Babesia canis için seropozitif) ve çeşitli anemi düzeyleri bulunan 28 köpek değerlendirilmiştir. Çok şiddetli anemili köpekler (hematokrit değer %13'ün altında), şiddetli, orta veya hafif anemili köpeklere kıyasla kalp hızında önemli artışlar göstermiştir. Hafif, orta ve şiddetli anemili köpeklerde solunum sinüs aritmi prevalansı ve çok şiddetli anemili köpeklerde sinüs ritmi prevalansının yüksek olduğu, bu grupta parasempatik aktivitede azalma olduğunu göstermiştir. Tüm gruplarda sol ve sağ atriyal ve sol ventrikül genişlemesi ile uyum gösteren elektrokardiyografik değişiklikler tespit edilmiştir. Çok şiddetli anemili köpeklerin daha uzun P dalga süreleri bulunmuştur. Anemik köpeklerin tüm gruplarında, miyokardiyal hipoksi düşündüren T dalga süresinin arttığı görülmüştür. Bununla birlikte, sadece orta ve şiddetli anemili gruplar ST segmenti bozukluğu saptanmıştır 32. Theileriosisli sığırlarda yapılan bir çalışmada serum kardiyak troponin I (cTnI) düzeyleri ile birlikte EKG bulguları araştırılmış ve 90 enfekte sığırın 62’sinde sinüs taşikardi, 28 normal kalp frekansı tespit edilmiştir. Theileriosisli sığırların cTnI değeri ortalaması 0.028 ng/mL, hastalığın şiddetiyle total eritrosit sayısı ve hematokrit değerleri arasında negatif korelasyon olduğu bildirilmiştir 33. Bu çalışmadaki theileriosisli hastaların hemoglobin ve hematokrit değerleri ile QRS dalgası, T dalgası, PQ, ST ve QT intervalleri süresi arasında pozitif korelasyon, T dalgası amplitüdü ile negatif korelasyon saptanmıştır. Grup 2 ve Grup 3 ile sağlıklı grubu arasında T dalgası amplitüdünde istatistiksel (P≤0.05) artışlar bulunmuştur. P dalgası, T dalgası, PQ intervali ve QT intervali süresi bakımından, sağlıklı grubuna göre, diğer gruplarda istatistiksel (P≤0.05) azalışlar belirlenmiştir. QRS dalgası süresi açısından, sağlıklı gruba göre, Grup 3’te istatistiksel (P≤0.05) azalışlar kaydedilmiştir. ST intervali süresi bakımından, Grup 3’te diğer gruplara göre istatistiksel (P≤0.05) azalışlar saptanmıştır. Bu çalışmada aneminin şiddetiyle birlikte T dalgası amplitüdünde artış, ST segmentinde yükselme, P, QRS ve T dalgaları süresi ve PQ, ST ve QT aralıkları sürelerinde azalmalar saptanmıştır. Bu bulgular daha önce yapılan çalışmalarda 31,32 paraziter veya diğer nedenlerle oluşan anemilerde bildirilen EKG bulguları ile uyum içerisinde bulunmuştur.
Sonuç olarak, theileriosisli sığırlarda aneminin derecesine göre kalbin etkilendiği ve bunun da sinüs taşikardi başta olmak üzere, bazı aritmilere neden olabileceği ve EKG’de T dalgası amplitüdünde artış, QRS dalgası, PQ, ST ve QT intervalleri sürelerinde ise kısalma görülebileceği kanısına varılmıştır.