Av hayvanlarında ektoparazitlerin varlığı ile ilgili birçok ülkede ve Türkiye’de yapılmış çalışmalar bulunmaktadır. Aksın ve Aksın
22 Elazığ yöresinde incelediği yabani tavşanlarda Cheyletiella parasitivorax, Rhipicephalus bursa (nimf), Haemaphysalis otophila (nimf), Trombicula autumnalis (larva), Ctenocephalides canis olmak üzere beş tür ektoparazit tespit etmişler ve tavşanlardan 23’ü akar, dördü pire olmak üzere, toplam 27 adet ektoparazit toplamışlardır. Dik ve Uslu
23, Konya’da avcılar tarafından avlanan 40 yabani tavşan üzerinden 33 adet bit toplamışlar ve Haemodipsus lyriocephalus Burmeister, 1839 ile H. setoni Ewing, 1924 türlerini Türkiye’den ilk kez bildirmişlerdir. Aynı araştırıcılar yaptıkları başka bir çalışmalarında
10 Konya yöresinde 54 yaban tavşanının beşini (%11) bitlerle enfeste bulmuş ve enfeste tavşanlardan toplanan 41 bit örneğini H. lyriocephalus ve H. setoni olarak tespit etmiştir. Dik ve Uslu
24 Konya’da yabani bir tavşan üzerinde yaptıkları olgu sunumunda Haemodipsus leporis ve H. lyriocephalus türlerini tespit etmişler ve H. leporis Blagoveshtchensky, 1966 türünü Türkiye’den ve yabani tavşandan ilk kez bildirmişlerdir. Dik ve Uslu
11 2003-2015 yılları arasında inceledikleri 75 yabani tavşan üzerinde 309 ektoparazit bulmuşlar ve bunları H. lyriocephalus, H. setoni, H. leporis, Menacanthus spp., P. irritans, Nosopsyllus fasciatus, C. parasitivorax, Dermanyssus gallinae, Neotrombicula (N.) autumnalis, Ixodes spp. (nimf), Haemaphysalis spp. (nimf), Rhipicephalus spp. (nimf), Dermacentor spp. (nimf) ve Hae. parva olarak teşhis etmişlerdir. Orkun ve Karaer
14 Ankara yöresinde yabani tavşanlarda Hyalomma spp., Hae. parva ve Rh. turanicus türlerini bulduklarını belirtmişler, laboratuvarda gömlek değişimi sağladıkları Hyalomma spp. nimflerinden ise Hy. marginatum, Hy. aegyptium türlerini elde ettiklerini bildirmişlerdir. Orkun ve ark.
25, Türkiye’de yaptıkları geniş kapsamlı bir kene sürveyans çalışmasında, yabani tavşanlarda Hy. marginatum, Hy. excavatum, Hy. aegyptium, Hyalomma spp. Hae. parva ve Rh. turanicus türlerini tespit etmişlerdir. Butler
26 İrlanda’da, yabani tavşanlarda Spilopsyllus cuniculi, Ixodes ricinus ve Haemodipsus ventricosus’a rastlamış, Napoli ve ark.
8 ise İtalya’da, yabani tavşanlarda kenelerden Rhipicephalus pusillus, Rh. turanicus ve Ixodes gibbosus türlerini, pirelerden ise S. cuniculi türünü bulduklarını belirtmişlerdir. Yapılan bu çalışmada Niğde yöresinde avlanma sezonunda tavşanlarda ektoparazitlerden %38.09’luk prevalans oranı ile en yaygın tür Hae. parva tespit edilmiş, bunu %33.3 ile P. irritans, %16.66 ile Ct. felis ve %11.9 prevalans oranı ile Ca. laptevi laptevi takip etmiştir. Tavşanlarda bu tespit edilen kene ve pirelerin yanında hiçbir bit türüne rastlanmamıştır. Türkiye’de yapılan çalışmalardan Aksın ve Aksın
22 Elazığ yöresinde Hae. otophila’nın yaygınlık oranını %22.22 ve Ct. canis’inkini ise %14.82 olarak bulduğunu belirtmiştir. Bu çalışmada her ne kadar aynı türler olmasa da aynı cinslerin farklı türleri olarak tespit edilen Hae. parva ve Ct. felis’in yaygınlık oranına yakın gözükmektedir. Benzer şekilde Dik ve Uslu
11 Konya yöresinde yabani tavşanlarda en yaygın kene türü olarak Haemaphysalis türlerini saptadıklarını bunu da yine bu çalışmada olduğu gibi P. irritans’ın takip ettiğini belirtmişlerdir. Orkun ve Karaer
14’in Ankara’da yabani tavşanlarda saptadıkları Hae. parva türü bu çalışmada da benzer şekilde yaygın olarak tespit edilmiştir.
Al-Barwari ve Saeed 27, Kuzey Irak’ta, Kınalı keliklerde yaptıkları bir çalışmada 11 tür ektoparazit topladıklarını belirtmişler ve bunları Menacanthus cornutus, Columbicola columbae, G. dispar, C. heterographus, Lipeurus caponis, Cimex lectularius, Ct. felis, Dermanyssus gallinae, Ixodes frontalis, Hyalomma asiaticum ve Argas persicus olarak identifiye etmişlerdir. Bunun yanında, araştırıcılar 27 bu parazitlerden C. columbae’nin evcil güvercinlerle kınalı kekliklerin aynı ortamda bulunmasından kaynaklanabileceğini de belirtmişlerdir. İran’da, Kınalı kekliklerde (Alectoris chukar) Ixodes hexagonus 28, Hy. marginatum ve Alveonasus canestrinii türlerine 29 rastlandığı belirtilmiştir. Sadaf ve ark. 30 ise Pakistan’da, kekliklerde (Alectoris chukar) Argas persicus’u tespit etmişlerdir.
Türkiye’de yabani kekliklerde yapılan çalışmalarda ektoparazitlerin varlığı ortaya konulmuştur. Elazığ yöresinde gerçekleştirilen iki farklı araştırmada G. dispar, G. pusillus ve M. lyali türleri ile C. heterographus, Menopon sp., Dermoglyphus sp. ve Ptiloxenus major türleri saptanmıştır 17,31. Dik 32 Türkiye’deki evcil ve yabani kanatlılarda bulunan çiğneyici bit türleri üzerinde yaptığı çalışmasında Kaya kekliği (Alectoris greaca) üzerinde bit türlerine rastlamadığını belirtmiştir. Girişgin ve ark. 33 Bursa’da yabani kuşlar üzerinde yaptıkları bir çalışmada, bir kınalı keklik üzerinde C. heterographus ve G. dispar türlerini belirlemişlerdir. Dik ve ark. 34, Türkiye’deki kuşlarda bulunan çiğneyici bitler üzerinde yaptıkları bir çalışmada, bir kınalı keklik üzerinde G. dispar, G. pusillus ve Cuclotogaster sp. bulduklarını belirtmişlerdir. Orkun ve ark. 25, Türkiye’de kınalı kekliklerde Hyalomma spp. ve Hy. marginatum tespit etmişlerdir. Yapılan bu çalışmada kınalı kekliklerde ektoparazitlerden sadece bit türleri bulunmuş ve bunlar arasında en yaygın tür olarak %60 ile C. heterographus belirlenirken bunu %30 ile G. pusillus takip etmiş, en az rastlanan tür ise %10 ile G. dispar olmuştur. Bu sonuç Aksın 17’ın Elazığ yöresi yabani kekliklerinde %28 yaygınlık oranı ile tespit ettiği G. pusillus sonucuna benzerlik göstermekte ancak G. dispar’ın yaygınlık oranının (%64.80) bu çalışmada bulunandan çok yüksek olduğu anlaşılmaktadır. Girişgin ve ark. 33’nın da Bursa’da kınalı keklik üzerinden topladıkları 16 bitin 6’sını C. heterographus, 10’unu ise G. dispar olarak belirledikleri görülmektedir. Ayrıca Aksın 31’ın Elazığ yöresinde yabani kekliklerde yaptığı başka bir çalışmada tespit ettiği C. heterographus’un yaygınlık oranı (%46.67) bu çalışmanın sonucundan daha düşük olduğu anlaşılmaktadır. Bu farklılıkların çalışmanın farklı yörelerde ve farklı hayvan sayıları ile yapılmış olmasından kaynaklanabileceği düşünülmektedir.
Türkiye’de av hayvanlarında bulunan ektoparazit türleri açısından daha önce yapılan çalışmalar ile bu çalışma karşılaştırıldığında; yabani tavşanlarda Aksın ve Aksın 22’ın aynı cinse ait kene ve pire türleri (Haemaphysalis, Ctenocephalides) belirlediği, yine Dik ve Uslu 11’nun tespit ettiği P. irritans ve Hae. parva sonuçları ile uyumlu olduğu, Orkun ve Karaer 14 ile Orkun ve ark. 25’nın da aynı kene türünü (Hae. parva) belirlediği görülmüş ve bu çalışmanın belirtilen araştırmacıların 11,14,22,25 sonuçları ile benzerlik gösterdiği saptanmıştır. Bütün bu çalışmalar P. irritans ve Hae. parva’nın tavşanlarda yaygın olarak bulunduklarını göstermektedir. Kekliklerde ise tespit edilen G. dispar, G. pusillus, C. heterographus 17,31,33,34 türlerine bu araştırmada da rastlanmıştır. Bu durum, Türkiye’de yabani tavşan ve kekliklerde tespit edilen bu türlerin yaygın olarak bulunduğunu göstermektedir. Buna karşılık çeşitli araştırmacılar 10,11,14,22-25 tarafından Türkiye’deki tavşanlarda tespit edilen C. parasitivorax, Rh. bursa, Hae. otophila, Ct. canis, S. scabiei, H. lyriocephalus, H. setoni, H. leporis, Menacanthus spp., N. fasciatus, D. gallinae, Neotrombicula (N.) autumnalis, Ixodes, Rhipicephalus ve Dermacentor türleri Hy. marginatum, Hy. excavatum, Hy. aegyptium, Hyalomma spp. ve Rh. turanicus ile kekliklerde çeşitli araştırıcılar 17,25,31 tarafından saptanan M. lyali, Menopon spp., Dermoglyphus spp., P. major, Hyalomma spp.ve Hy. marginatum türleri bu çalışmada tespit edilememiştir. Bu durumun çalışmanın yapıldığı coğrafik bölge ile muayene edilen hayvan sayısındaki farklılıklara bağlı olabileceği düşünülmektedir.
Artropodlar birçok viral, riketsiyal, bakteriyel ve paraziter hastalığın taşıyıcılığını yaparlar. Bunun yanında, tahriş edici ve ağrılı olabilen kan emmeleri ile birlikte; bitler hayvanlarda anemi, dermatit, alerjik reaksiyon, kıl ve tüy kayıplarına; pireler yangı, kaşıntı, anemi gibi klinik belirtilere neden olurlar. Haemodipsus soyundaki bitler tularemiye, pireler veba ve tularemi başta olmak üzere birçok zoonotik enfeksiyona, keneler ise Kırım Kongo Kanamalı Ateşi, Q humması, Lyme hastalığı, theileriosis, babesiosis ve anaplasmosis gibi viral, bakteriyel veya paraziter hastalıklara vektörlük yapmalarından dolayı insan ve hayvanlarda ölümlere veya önemli ekonomik kayıplara sebep olurlar 35-38. Bu çalışmada muayene edilen tavşanların hepsinin çeşitli kene ve pire türleri ile enfeste olduğu saptanmış, kınalı keklikte ise sadece bit türleri belirlenmiştir. Tavşanlardan toplanan keneler Hae. parva, pireler ise Ct. felis, P. irritans ve Ca. laptevi laptevi olarak belirlenirken, kınalı keklikte bulunan bit türleri ise C. heterographus, G. pusillus ve G. dispar olarak teşhis edilmiştir. Bunun yanında, bu çalışmanın materyalinin kullanıldığı diğer bir çalışmada, Ca. laptevi laptevi (Insecta: Siphonaptera)’nin Türkiye’deki varlığı ilk defa bildirilmiş ve yeniden tanımlanmıştır 21.
Sonuç olarak; bu çalışmada yabani tavşanlardan 16’sı kene (Hae. parva), 26’sı pire (Ct. felis, P. irritans, Ca. laptevi laptevi) olmak üzere 42 ektoparazit örneği, kınalı kekliklerden ise 10 adet bit (C. heterographus, G. pusillus, G. dispar) olmak üzere, toplam 52 adet ektoparazit saptanmıştır. Kene, bit ve pire türlerinin hem hayvanlar arasında hem de insanlara taşıyabileceği hastalıklar göz önüne alındığında tavşan ve keklik gibi av hayvanlarında bulunan ektoparazit türlerinin varlığını ve yaygınlığını ortaya koyacak benzer çalışmaların sayısının artırılmasının yararlı olacağı düşünülmektedir. Ayrıca bu çalışmaların moleküler yöntemlerle desteklenmesi türler arasındaki filogenetik ilişkilerin araştırılmasına, toplanan ektoparazitlerin taşıyabileceği patojenlerin saptanmasına ve parazit-konak ilişkisinin belirlenmesine katkı sağlayacaktır.