[ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]
Fırat Üniversitesi Sağlık Bilimleri Veteriner Dergisi
2024, Cilt 38, Sayı 1, Sayfa(lar) 001-007
[ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
Üreme Mevsimi Girişinde Doğum Yapmış Laktasyondaki Koyunların Aynı Üreme Mevsimi İçinde Östrüs Senkronizasyonunda Kısıtlı Emzirme ve eCG Kullanımın Fertilite Üzerine Etkisi
Metehan KUTLU1, Ayşe Merve KÖSE2, Ece KOLDAŞ ÜRER2
1Necmettin Erbakan Üniversitesi, Veteriner Fakültesi, Doğum ve Jinekoloji Ana Bilim Dalı, Konya, TÜRKİYE
2Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi, Veteriner Fakültesi, Doğum ve Jinekoloji Ana Bilim Dalı, Hatay, TÜRKİYE
Anahtar Kelimeler: Koyun, laktasyon, eCG, progesteron
Özet
Sunulan çalışmada, üreme mevsimi içerisinde kısa süreli progestajen uygulamaları ile östrüsları senkronize edilen laktasyondaki Macar Merinos ırkı koyunlarda kısıtlı emme ve eCG’nin farklı dozlarının östrüs uyarımı ve fertilite üzerine etkilerinin araştırılması amaçlandı. Östrüs uyarımı başlangıcında koyunlar rastgele 4 gruba ayrıldı. Bu koyunlara 0. gün intravajinal 60 mg medroksiprogesteron asetat içeren sünger uygulandı, süngerler 7 gün süreyle vajinada tutuldu. Sünger uygulama süresi içerisinde, laktasyon gruplarındaki koyunlar (L) kuzuları ile günde 5 saat emmeleri için beraber kalırlarken, kısıtlama gruplarındaki koyunlar (K) kuzuları ile 2 günde bir 1 saat beraber bırakıldı. Tüm koyunlarda uygulamanın yedinci günü süngerler çıkarıldı ve sünger çıkarılması anında 250 μg kloprostenol sodyum ile 350 IU dozda (L-350 ve K-350 gruplarına) ve 550 IU dozda (L-550 ve K-550 gruplarına) eCG uygulandı. Östrüs tespiti süngerlerin çıkartılmasından 12 saat sonra başlanarak sabah ve akşam gerçekleştirildi. Östrüste olduğu tespit edilen koyunlar elde aşım yöntemi ile çiftleştirildi. Hayvanlara aşımdan sonraki 48. günde ultrasonografik gebelik muayenesi yapıldı. Gruplarda ilk aşımda, ikici aşımda ve toplam aşımlarda, östrüs oranı, gebelik oranı, kuzulama oranı ve yavru verimi parametreleri hesaplandı. Yapılan istatistiksel analizlere göre gruplar arasında fark belirlenemedi (P>0.05). Sonuç olarak üreme mevsimi girişinde doğum yapan laktasyondaki Macar Merinos ırkı koyunların aynı üreme mevsimi içerisinde kısa süreli progestajen uygulamaları ile yeniden gebe bırakılmasında kısıtlı emme ve eCG’nin farklı dozlarının fertilite parametrelerini etkilemediği ancak östrüslerin yeniden toplulaştırılabileceği ve kuzu veriminin sayısal olarak artırılabileceği kanısına varıldı.
  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Giriş
    Koyun yetiştiriciliğinde temel verim yönü kuzu verimi olduğu için reprodüktif verimliliği artırmak oldukça önemlidir1. Koyunların yılda birden fazla sefer kuzulaması isteniyorsa, kuzulayan koyunların mümkün olan en kısa sürede hızlı bir şekilde yeniden çiftleştirilmesi önem arz etmektedir2. En sık kullanılan iki hızlandırılmış kuzulama programı “iki yılda üç kuzulama”3 ve üç yılda beş kuzulama - Cornell STAR© sistemleridir4. Hızlandırılmış kuzulama sistemleri esas olarak progestajen ya da progesteron içeren intravajinal araçlar ile at koryonik gonadotropininin (eCG) eş zamanlı olarak östrüsü uyarması ve böylece koyunların ovulasyon oranını iyileştirmesini içermektedir 5. Bu programların uygulanması durumunda sırasıyla 8 ayda bir veya 7.2 ayda bir kuzulama mümkündür. Kuzulamadan sonra yeni bir gebeliğin sağlanması için doğum ile ovulasyon başlangıcı arasındaki sürenin mümkün olan en kısa zaman dilimi olması gerektiği göz önüne alındığında, doğum sonrası anöstrüsün süresi önemli bir ekonomik faktördür6. Yavruların sütten kesilme zamanı, annenin doğum sonrası anöstrüs süresini direkt olarak etkileyen önemli bir faktördür7. Benzer şekilde koyunlarda emzirmenin doğum sonrası anovülatör dönemi uzattığı gösterilmiştir8. Kuzulamanın tekrar yüksek başarı ile gerçekleşmesini sağlamak için ise kuzuların iki aylık yaşta sütten kesilmesi tavsiye edilmektedir9. Bununla birlikte laktasyondaki koyunların fertilitesi genellikle düşüktür ve meraya dayalı üretim sistemlerinde kuzuların erken sütten kesilmesi istenmeyebilmektedir2. Birçok memeli türünde laktasyon fertiliteyi baskılamaktadır10. Laktasyon döneminde hipotalamik fonksiyonda bir dizi değişiklikler meydana gelmektedir. Bu değişikliklerde gonadotropin salgılatıcı hormon/luteinleştirici hormon (GnRH/LH) sisteminin bilinen inhibitörleri arasında yer alan adrenokortikotropik hormon (ACTH), prolaktin ve endojen opioid peptidler oldukça önemli roller oynamaktadır11-13. İnhibitörlerden hangisinin esas olarak reprodüktif fonksiyonunun modülasyonunda yer aldığını tanımlamanın zor olduğu ifade edilmiştir11. Emzirme eylemi, GnRH’nın hipotalamik salınımına müdahale eder, LH salınım sıklığının belirgin şekilde baskılanmasına yol açar. Görme ve koku alma, anne-yavru bağının geliştirilmesinde de kritik rol oynar ve her iki duyunun da ortadan kaldırılması, emzirmenin LH salgılanması üzerindeki etkilerini azaltır. Bu bağlamda yavruların annelerinden ayrılması, emzirmenin üreme üzerindeki etkilerini ve dolayısıyla kuzulama ile ilk ovulasyon arasındaki dönemi azaltmada faydalı olabilir14. Bazı yazarlar, koyunlarda postpartum dönemde annelerin yavrularıyla temasının kısıtlanmasının kuzunun gelişimini etkilemeden doğum sonrası ilk östrüs ve ovulasyon arasındaki süreyi kısalttığını ileri sürmektedir 15-17. Ancak kısıtlı emzirmenin doğum sonrası ilk ovulasyonu hızlandırmadığı ve kuzu üretim parametreleri üzerinde hiçbir etkisi olmadığını bildiren çalışma da mevcuttur18.

    Progestajen uygulamalarının doğum sonrası anöstrüsü ortadan kaldırabileceği gösterilmiştir7. eCG koyunlarda anöstrüste, östrüs ve ovulasyonu uyarıp senkronizasyonu sağlamak, üreme mevsimde ise daha etkili bir senkronizasyon elde etmek amacıyla kullanılmaktadır. Buna ilaveten doz artırımı yapılarak ovulasyon şansını artırmak ve ikiz gebelikler elde etmek amacıyla da kullanılabilmektedir19-21. Bunun yanı sıra koyunlarda üreme mevsimi içindeki uygulamalarda progestajen ve prostaglandin F2α (PGF2α) kombinasyonu ile daha başarılı senkronizasyon sonuçları elde edilmektedir. Progestajen içeren gerecin çıkarılma sürecinde PGF2α ve analogları korpus luteumun regresyonuna neden olarak doğal lüteolize yardımcı olmak amacıyla kullanılmaktadır. Bu da progestajen protokolünün etkinliğini artırmaktadır22,23.

    Belirtilen hormonal uygulamalar çerçevesinde fertiliteyi artırmak için birçok protokol ve modifikasyonları günümüzde geliştirilerek kullanılmaktadır. Sunulan çalışmada üreme mevsimi girişinde doğum yapan laktasyondaki Macar Merinos ırkı koyunların aynı üreme mevsimi içinde hormonal uygulamalar ile yeniden gebe bırakılması hedeflenmiş ve bu uygulama sırasında kısıtlı emme ve eCG’ nin farklı dozlarının östrüs uyarımı ve fertilite üzerine etkilerinin araştırılması amaçlanmaktadır.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Materyal ve Metot
    Araştırma ve Yayın Etiği: Çalışma Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Hayvan Deneyleri Yerel Etik Kurulu’nun 2021/07-05 sayılı kurul kararı onayı ile yapıldı.

    Hayvan Materyali: Çalışma Aralık 2021 tarihinde Adana ili Kozan ilçesinde (37°43′94.80″ K, ve 35°73′37.90″ D koordinatlarında ve Rakım 120 metre) ticari bir koyunculuk işletmesinde yürütüldü. Çalışmada Ağustos - Eylül ayı içinde doğum yapmış, 2-5 yaşlı ve 55-75 kg 85 baş laktasyondaki Macar Merinos ırkı koyun kullanıldı. Koyunlar günde 12 saat yapay merada otlatılırken mera haricinde ekstra kesif-kaba yem verilmedi. Suya ulaşımları 24 saat boyunca ad-libitum sağlandı. Aşım öncesi hayvanlara flashing uygulaması yapılmadı. Antiparaziter uygulamaları yıl içerisinde düzenli bir şekilde yapılmaktaydı.

    Östrüs Uyarımı ve Gruplandırma: Östrüs uyarımından 30 gün önce sütten kesime alıştırmak için tüm kuzular gece saatlerinde (8 saat boyunca) annelerinden ayırılarak ilk kısıtlama uygulandı. Östrüs uyarımı başlangıcında koyunlar (postpartum (PP) gün 48-88; ortalama 74.5 gün ± 0.97; n=85) rastgele 4 gruba ayrıldı. Tüm koyunlara 0. gün intravajinal 60 mg medroksiprogesteron asetat (MPA) içeren sünger (Esponjavet®, HIPRA) uygulandı ve süngerler 7 gün süreyle vajinada tutuldu. Sünger uygulaması süresi içerisinde, laktasyon gruplarında; L-350 (PP gün 48-84; ortalama 71.5 gün ± 2.2; n=23) ve L-550 (PP gün 57-88; ortalama 73.7 gün ± 1.9; n=24) emmesi için kuzular anneleri ile günde 5 saat beraber kalırken, kısıtlama gruplarında; K-350 (PP gün 62-84; ortalama 76.7 gün ± 1.6; n=19) ve K-550 (PP gün 51-84; ortalama 77.0 gün ± 1.8; n=19) kuzular anneleri ile iki günde bir (günaşırı) 1 saat beraber bırakıldı. Yedinci gün sünger çıkartıldı ve süngerlerin çıkarılması anında tüm koyunlara 250 μg kloprostenol sodyum (PGF2α) (PGS®, ALKE) ve 350 IU (L-350 ve K-350 gruplarına) ya da 550 IU (L-550 ve K-550 gruplarına) eCG (Oviser®, HIPRA) intramuskuler (im) olarak yapıldı. Östrüs tespiti süngerlerin çıkartılmasından 12 saat sonra başlanarak sabah ve akşam (06.00-07.00:18.00-19.00) olmak üzere 2 arama koçu ile gerçekleştirildi. Östrüste olduğu tespit edilen koyunlar fertil koçlardan bir tanesi ile elde aşım yöntemiyle çiftleştirildi (koyun: koç oranı 6:1). Gruplarda uygulanan protokoller Şekil 1’de verildi.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Şekil 1: Protokollerin şematizasyonu

    Ultrasonografik Muayene: Aşım sonrası 48. günde uygulanan transabdominal gebelik muayenesinde gebelik kesesi, embriyo/fetüs'ün varlığı, yavru sıvıları ve plasentomların görülmesi halinde koyunlar gebe olarak değerlendirildi. Ultrasonografik (USG) muayenelerde real-time B-mode ultrason cihazı (Hitachi EUB-405, 3.5 MHz conveks prob) kullanıldı.

    Fertilite Parametrelerinin Değerlendirilmesi: Yavru sayıları koyunların doğumunu takiben not edildi ve fertilite parametreleri olarak östrüs oranı, gebelik oranı, kuzulama oranı ve yavru verimi aşağıda belirtilen formüllere göre hesaplandı:

    İstatistiksel Analiz: Elde edilen verilerin istatistiksel karşılaştırılmasında SAS Versiyon 8.0 paket programından yararlanıldı. Gruplar arasında tüm fertilite parametrelerinin (oransal verilerin) karşılaştırılmasında Ki-kare testi ve Fisher'ın exact testi kullanıldı. Hesaplanan P değerlerinin 0.05'den küçük olması durumunda önemli olarak kabul edildi.
  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Bulgular
    Sunulan çalışmada yapılan östrüs senkronizasyonu sonucunda L-350, L-550, K-350 ve K-550 gruplarında sırasıyla birinci aşımda östrüs oranı %87, %100, %89.5 ve %94.7, gebelik oranı %52.2, %58.3, %52.6 ve %47.3, kuzulama oranı %100, %100, %100 ve %88.9, yavru verimi 1.42, 1.86, 1.6 ve 1.63 olarak tespit edildi. Gruplar arasında istatistiksel fark olmadığı belirlendi (P>0.05). Ayrıca çalışma süresinde takip edilen ikinci aşım ve toplam aşımlarda östrüs oranı, gebelik oranı, kuzulama oranı ve yavru verimi parametreleri yönünden yapılan istatistiksel analizde L-350, L-550, K-350 ve K-550 grupları arasında fark tespit edilmedi (P>0.05). Tüm gruplarda fertilite parametrelerine ilişkin elde edilen sonuçlar Tablo 1’de özetlendi.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 1: Gruplarda reprodüktif parametreler

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Tartışma
    Üreme performansını artırmak amacıyla anöstrüste uyarılan östrüs ve ovulasyonlar sonucunda kuzulamalar sonbaharda toplulaştırılabilmektedir. Böylece sonbaharda doğum yapan koyunlarda siklik aktivite aynı üreme mevsiminde yeniden başlatılabilir veya uyarılabilir. Postpartum koyunlarda gebeliği sınırlayıcı faktörlerin başında, uterus involüsyon zamanı ve siklik aktivitenin yeniden başlama aralığı gelmektedir. Uterus involüsyonun postpartum üçüncü haftada tamamlandığı24 ve ilk kızgınlığın koyunların enerji - protein yönünden zenginleştirilmiş yemler ile beslemeye tabi tutulması durumunda doğumdan yaklaşık 50 gün sonra görüleceği ifade edilmiştir25. Tüm koyunlar doğum sonrası erken dönemde siklik olmadığından, hızlandırılmış kuzulama programları için yeniden östrüs uyarım yönetimleri uygulanabilmektedir. Siklik olmayan koyunlarda östrüs, bir östrüs siklusunun hormonal modelini veya koç etkisini taklit eden hormonal tedavilerle uyarılabilmektedir26,27. Sunulan bu çalışmada üreme mevsimi girişinde doğum yapan laktasyondaki Macar Merinos ırkı koyunların aynı üreme mevsimi içerisinde yeniden gebe bırakılması hedeflenirken kısıtlı emme ve eCG’nin farklı dozlarının östrüs uyarımı ve fertilite üzerine etkilerini ortaya koymak amaçlanmıştır.

    eCG’nin üreme mevsiminde yavru verimini artırmak amacıyla 300-600 IU, anöstrüs döneminde östrüs uyarımı amacıyla 400-700 IU uygulanması önerilmektedir3,28-30. Sunulan çalışmada eCG 350 IU ve 550 IU olarak kullanıldı. Gruplar arasındaki yavru veriminde istatistiksel olarak farklılık olmamasına rağmen eCG’nin artan dozlarında yavru verimi sayısal olarak yüksek bulundu. Elde edilen bulguların önceki yapılan artan dozlarda uygulanan eCG çalışmalarından31,32 aktarılan değerlerle uyumlu olduğu görüldü.

    Sunulan çalışmada östrüs oranlarının birinci ve ikinci aşımda gruplar arasında istatistiksel fark olmadığı ve %87’nin üzerinde olduğu tespit edildi. Morales-Teran ve ark.17 kuzuları ile kısıtlanan veya kısıtlanmayan Pelibuey ırkı koyunlarda ilk ovulasyon oranını sırasıyla %70.0 ve %88.8 olarak bildirmişlerdir (P≤0.05). Bazı çalışmalarda7,8,33 ise emzirmenin kısıtlanmasının östrüs/ovulasyon üzerine olumlu etkileri bildirilmiştir. Örneğin Perez-Hernandez ve ark.8 kuzuları ile erken sütten kesilen, kısıtlanan ve kısıtlanmayan Pelibuey ırkı koyunlarda postpartum 56. güne kadar ilk ovulasyon oranını sırasıyla %70, %25 ve %18.8 olarak bildirmişlerdir (P<0.05). Ronquillo ve ark.7 postpartum 30. günde östrüs uyarımı yapılan, kuzuları ile erken sütten kesilen, kısıtlanan ve kısıtlanmayan Pelibuey ırkı koyunlarda östrüs oranını sırasıyla %92, %96 ve %52 olarak tespit etmişlerdir (P<0.05). Arroya ve ark.33 kuzuları ile 7 saat veya 17 saat kısıtladıkları Pelibuey ırkı koyunlarda postpartum 105. güne kadar ilk ovulasyon oranını sırasıyla %64.7 ve %100 olarak tespit etmişlerdir (P<0.05). Bazı çalışmalarda ise bu çalışmaların aksine emzirmenin kısıtlanmasının östrüs/ovulasyon oranı üzerine herhangi bir etkisinin olmadığı bildirilmiştir. Örneğin Ascari ve ark.6 kuzuları ile erken sütten kesilen, kısıtlanan ve kısıtlanmayan Santa Ines ırkı koyunlarda postpartum 60. güne kadar ilk östrüs oranını sırasıyla %54.5, %50 ve %63.6 olarak tespit etmişler, östrüs oranı ve prolaktin konsantrasyonu yönünden gruplar arasında fark olmadığını bildirmişlerdir. Ungerfeld ve Sanchez-Davila26 postpartum 30. günde koç katımı yapılan ve postpartum 27. günde kuzuları sütten kesilen veya emzirmeye devam eden Kathadin ırkı koyunlarda östrüs oranını sırasıyla %100 ve %96.2 olarak tespit etmişler, gruplar arasında istatistiksel açından fark olmadığını bildirmişlerdir. Sunulan çalışmada elde edilen bu sonuç bazı çalışmalardan6,26 aktarılan değerlerle uyum sağlarken, bazılarıyla uyum7,8,17,33 sağlamamaktadır. Önceki çalışmalardan elde edilen farklı sonuçlar7,8,17,33 çalışmanın yapıldığı işletmedeki bakım ve besleme şartları, bölgesel ve mevsimsel farklılıklar, koyun ırkı ve saha koşulları gibi birçok nedenden kaynaklanıyor olabilir. Bununla birlikte çalışmanın yapıldığı aynı ırktaki sürüde üreme mevsimi dışında kısa süreli (7 gün) progestajen + eCG (500 IU) uygulanan önceki çalışmada34 koyunların östrüs oranları %93.4 ve %91.1 olarak tespit edilmiştir. Yönetimsel değişkenler ve ırk etkisi olmadan düşünüldüğünde Macar Merinos ırkı koyunlarda laktasyonda emzirme kısıtlaması ve anöstrüs döneminde uygulanan östrüs uyarımı protokolündeki34 östrüs oranlarının benzer olduğu görülmektedir. Bu ırkta östrüs uyarımı sırasında mevsim etkisi gibi değişkenlerin etkilerini ortaya çıkarmak amacıyla daha ayrıntılı çalışmalara ihtiyaç olduğu düşünülmektedir.

    Sunulan çalışmada gebelik oranlarının birinci ve ikinci aşımda gruplar arasında istatistiksel açıdan farklı olmadığı (P>0.05), dolayısıyla kuzuların emmesinin iki günde bir (günaşırı) bir saat veya her gün beş saat olacak şekilde kısıtlanmasının reprodüksiyon üzerine herhangi bir olumlu ya da olumsuz etkisinin olmadığı tespit edildi. Ronquillo ve ark.7 kuzuları erken sütten kesilen, kısıtlanan ve kısıtlanmayan Pelibuey ırkı koyunlarda postpartum 30. günde uygulanan östrüs uyarımı sonrasında gebelik oranlarını sırasıyla %76, %72 ve %28 olarak bildirmişlerdir (P<0.05). Ungerfeld ve Sanchez-Davila26 postpartum 27. günde kuzuları sütten kesilen veya emzirmeye devam eden Kathadin ırkı koyunlarda postpartum 30. günde koç katımı sonrasında elde edilen gebelik oranlarını sırasıyla %84.6 ve %80.1 olarak tespit etmişlerdir (P>0.05). Mevcut çalışma, Kutlu ve ark.34 tarafından aynı ırktaki sürüde uygulanan üreme mevsimi dışı östrüs uyarımı ile kıyaslandığında, postpartum anöstrüs etkisinin mevsimsel anöstrüs etkisinden daha baskın olduğu ve mevcut çalışmada gebelik oranlarının %31’e varan seviyede düştüğü görülmüştür. Postpartum anöstrüsun ana nedeninin GnRH ve LH'nin pulsatil sekresyonunun inhibisyonu olduğu bildirilmektedir 7. Emzirme, sinirsel tepkiler ve hormonal geri bildirimden oluşan karmaşık bir sistemi harekete geçirmektedir. Bu durum GnRH salınımını değiştirerek LH nabızlarının belirgin şekilde azalmasına neden olur. Bu foliküler gelişimin azalmasına veya engellenmesine ve ovulasyon için uygun foliküllerin yokluğuna neden olmaktadır12. Koyunlarda, kortizolün bazal plazma konsantrasyonlarının laktasyondaki koyunlarda süt vermeyen koyunlara göre daha yüksek olduğu bilinmektedir35. Laktasyon sırasında, glikokortikoitlerin ve ACTH’ın bazal salgısında bir artış meydana gelmektedir36. Glikokortikoitler, hipotalamus ve hipofizde GnRH ve LH'nin pulsatil sekresyonunu inhibe etmektedir37. Bu da LH'nin ovulasyon öncesi dalgalanmasında ve dolayısıyla ovulasyonda gecikmelere neden olmaktadır33. Bunun yanı sıra ACTH, glikokortikoitlerin salınımını uyarırken, glikokortikoitler de prolaktinin laktogenezis üzerine etkilerini güçlendirmektedir38. Sağım/emzirme sırasında meme ve meme ucunun uyarımı prolaktin salgılanmasına ve prolaktin seviyesinde artışa neden olmaktadır39,40. Bu artışın FSH ve LH salgılanmasını azalttığı41 ve gonadotropinler üzerinde baskılayıcı bir etki yaratarak ovaryum aktivitesine dönüşün gecikmesine neden olduğu bilinmektedir13. Ayrıca, laktasyondaki ruminantlarda GnRH/LH eksen aktivitesinin düzenlenmesinde endojen peptitlerin de rol oynadığı ileri sürülmektedir ancak bu konu henüz yeterince aydınlatılmamış durumdadır11. Sunulan çalışmada iki günde bir (günaşırı) bir saat beraber olacak şekilde kuzuların kısıtlamasının, postpartum dönemdeki koyunlarda reprodüktif sonuçları iyileştirebileceği beklenmesine rağmen, herhangi bir fark görülmemesinde emzirmeden daha güçlü etkileri olan diğer çevresel veya fizyolojik sınırlamalar etkili olmuş olabilir. Örneğin koyun ve kuzu arasındaki görsel ve işitsel uyaranların varlığı, kuzuların kısıtlanmasında koyunlar için bir stres faktörü yaratmış ve fertilite bu durumdan olumsuz etkilenmiş olabilir. Diğer taraftan çalışmadaki hayvanların laktasyonun sonundaki sütten kesmenin /süt üretimin azalması metabolik durum üzerinde yaratacağı pozitif enerji dengesi, vücut rezervlerin yenilenmesi / artırılması, canlı ağırlık kazancı, vücut kondisyon artışı gibi etkiler nedeniyle fertiliteye olumlu yansımalar beklenmekteydi. Ancak sözü geçen stres faktörleriyle bir araya geldiğinde bu durum fertilitenin artmasına neden olmamış olabilir. Böylece kısıtlı emme ile elde edilmesi beklenen fertilite artışı sağlanamamıştır. Konuyla ilgili daha detaylı çalışmaların yapılması gerektiği düşünülmektedir.

    Sonuç olarak, üreme mevsimi girişinde doğum yapan laktasyondaki Macar Merinos ırkı koyunların aynı üreme mevsimi içerisinde kısa süreli progestajen uygulamaları ile yeniden gebe bırakılmasında kısıtlı emme ve eCG’nin farklı dozlarının fertilite parametrelerini etkilemediği görüldü. Macar Merinos ırkı koyunların doğum sonrası üreme mevsiminde östrüs uyarımına tepkisi değerlendirildiğinde uygulanan her iki protokolün de östrüsleri yeniden toplulaştırılabileceği, böylece kuzu/yıl oranının artırılabileceği kanısına varıldı. Ancak hangi protokolün uygulanacağının tercihi işletmenin imkanları ve hedeflerine göre değerlendirilmesi önerilir.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Kaynaklar

    1) Fındık M. Küçük ruminantlarda reprodüktif sürü yönetimi. Türkiye Klinikleri Veteriner Bilimleri Doğum ve Jinekoloji Özel Konular 2017; 3: 96-98.

    2) Goff KJ, Notter DR, Vanimisetti HB, et al. Strategies for rapid rebreeding of lactating ewes in the spring. Animal 2014; 8: 968-974.

    3) Alaçam E. Koyunlarda siklik düzen ve üremenin denetlenmesi. Hayvancılık Araştırma Dergisi 1993; 3: 65-69.

    4) Smith MC. Veterinary experiences with the Cornell STAR system of accelerated lambing. Small Rumin Res 2006; 62: 125-128.

    5) Zarkawi M. Response of fat-tailed Syrian Awassi ewes to accelerated lambing systems. Trop Anim Health Prod 2011; 43: 1311-1318.

    6) Ascari IJ, Alves AC, Pérez JR, et al. Nursing regimens: Effects on body condition, return to postpartum ovarian cyclicity in Santa Ines ewes, and performance of lambs. Anim Reprod Sci 2013; 140: 153-163.

    7) Ronquillo JCC, Martínez AP, Pérez CMB, et al. Prevention of suckling improves postpartum reproductive responses to hormone treatments in Pelibuey ewes. Anim Reprod Sci 2008; 107: 85-93.

    8) Pérez-Hernández P, Valdez V, Figueroa B, et al. Effect of suckling type on ovarian activity of postpartum pelibuey ewes, and lamb growing rate during the first 90 days after birth. Rev Cient (Maracaibo) 2009; 19: 343-349.

    9) Lewis RM, Notter DR, Hogue DE, et al. Ewe fertility in the STAR accelerated lambing system. J Anim Sci 1996; 74: 1511-1522.

    10) McNeilly AS. Lactational control of reproduction. Reprod Fertil Dev 2001; 13: 583-590.

    11) Dobek E, Górski K, Romanowicz K, et al. Different types of opioid receptors involved in the suppression of LH secretion in lactating sheep. Anim Reprod Sci 2013; 141: 62-67.

    12) Ascari I, Alves N, Alves AC, et al. Resumption of cyclic ovarian activity in postpartum ewes: A review. Semina Ciênc Agrár 2016; 37: 1101.

    13) McNeilly AS. Prolactin and the control of gonadotrophin secretion in the female. J Reprod Fertil 1980; 58: 537-549.

    14) Freitas-de-Melo A, Agrati D, Rodriguez MGK, et al. Sex or maternal care? Nursing oestrous ewes prefer to interact with rams over their lambs. Applied Animal Behaviour Science 2022; 257: 105800.

    15) Schirar A, Cognie Y, Louault F, et al. Resumption of oestrous behaviour and cyclic ovarian activity in suckling and non-suckling ewes. J Reprod Fertil 1989; 87: 789-794.

    16) Mandiki SNM, Fossion M, Paquay R. Daily variations in suckling behaviour and relationship between suckling intensity and lactation anestrus in Texel ewes. Appl Anim Behav Sci 1989; 23: 247-255.

    17) Morales-Terán G, Pro-Martínez A, Figueroa B, et al. Continous or restricted suckling and its relationship to the lenght of postpartum anestrous in pelıbuey ewes. Agrociencia 2004; 38: 165-171.

    18) Arroyo-Ledezma J, Pérez-Hernández P, Porras-Almeraya AI, et al. Amamantamiento y concentración sérica de progesterona (P4) posparto en ovejas Pelibuey. Rev Chapingo Serie Ing Agropecuaria 2000; 3: 47-54.

    19) Çetin H, Beceriklisoy HB, Uçar EH. Gebe kısrak serum gonadotropini/at koryonik gonadotropini. Türkiye Klinikleri Veteriner Bilimleri Doğum ve Jinekoloji Özel Konular 2015; 1: 48-54.

    20) Kalkan C, Horoz H. Gebe kısrak gonadotropini (PMSG, eCG). In: Alaçam E, (Editör). Evcil Hayvanlarda Doğum ve İnfertilite. 6. Basım, Ankara: Medisan 2007: 35-36.

    21) Uçar M, Özyurtlu N. Üremenin denetlenmesi. In: Semacan A, Kaymaz M, Fındık M, Rişvanlı A, Köker A, (Editorler). Çiftlik Hayvanlarında Doğum ve Jinekoloji. 1. Basım, Malatya: Medipres Matbaacılık Yayıncılık Ltd Şti 2012: 549-565.

    22) Kaçar C, Kaya S, Kuru M, et al. Koyun ve keçilerde üremenin denetlenmesinde güncel yöntemler. Türkiye Klinikleri Veteriner Bilimleri Doğum ve Jinekoloji Özel Konular 2016; 2: 29-37.

    23) Rubianes E, Menchaca A, Carbajal B. Response of the 1-5 day-aged ovine corpus luteum to prostaglandin F2 alpha. Anim Reprod Sci 2003; 78: 47-55.

    24) Rubianes E, Ungerfeld R. Uterine involution and ovarian changes during early post partum in autumn-lambing Corriedale ewes. Theriogenology 1993; 40: 365-372.

    25) Rubianes E, Ungerfeld R, Viñoles C, et al. Uterine involution time and ovarian activity in weaned and suckling ewes. Can J Anim Sci 1996; 76: 153-155.

    26) Ungerfeld R, Sanchez-Davila F. Oestrus synchronization in postpartum autumn-lambing ewes: Effect of postpartum time, parity, and early weaning. Span J Agric Res 2012; 10: 62-68.

    27) Ungerfeld R, Rubianes E. Short term primings with different progestogen intravaginal devices (MAP, FGA and CIDR) for eCG-estrous induction in anestrus ewes. Small Rumin Res 2002; 46: 63-66.

    28) Uçar M, Gündoğan M, Özdemir M, et al. Değişik ırk koyunlarda progesteron+ecg ile östrusların senkronize edilmesi ve hayvanlarda kolesterol ile progesteron seviyelerinin araştırılması. Veteriner Bilimleri Dergisi 2002; 18: 79-85.

    29) Vinoles C, Forsberg M, Banchero G, et al. Effect of long-term and short-term progestagen treatment on follicular development and pregnancy rate in cyclic ewes. Theriogenology 2001; 55: 993-1004.

    30) Wildeus S. Current concept in synchronization of estrus: Sheep and goats. J Anim Sci 2000; 77: 1-14.

    31) Zonturlu A, Özyurtlu N, Kaçar C. Effect of different doses PMSG on estrus synchronization and fertility in Awassi ewes synchronized with progesterone duringt he transition period. Kafkas Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dergisi 2011; 17: 125-129.

    32) Wei S, Chen S, Wei B, et al. Estrus synchronization schemes and application efficacies in anestrus lanzhou fat-tailed ewes. J Appl Anim Res 2016; 44: 466-473.

    33) Arroyo J, Camacho-Escobar MA, Ávila-Serrano NY, et al. Influence of restricted female-lamb contact in length of postpartum anestrous in pelibuey sheep. Trop Subtrop Agroecosystems 2011; 14: 643-648.

    34) Kutlu M, Doğan H, Alkan H, et al. Post-mating diclofenac vs. carprofen treatment on serum progesterone levels and reproductive outcomes in Hungarian-Merino ewes during the non-breeding season. Reprod Domest Anim 2022; 57: 1529-1535.

    35) Cook CJ. Oxytocin and prolactin suppress cortisol responses to acute stress in both lactating and non-lactating sheep. J Dairy Res 1997; 64: 327-339.

    36) Lightman SL, Windle RJ, Wood SA, et al. Peripartum plasticity within the hypothalamo-pituitary-adrenal axis. Prog Brain Res 2001; 133: 111-129.

    37) Wagenmaker ER, Breen KM, Oakley AE, et al. Psychosocial stress inhibits amplitude of gonadotropin-releasing hormone pulses independent of cortisol action on the type II glucocorticoid receptor. Endocrinology 2009; 150: 762-769.

    38) Semacan A. Laktasyon. In: Alaçam E, (Editör). Evcil Hayvanlarda Doğum ve İnfertilite. 7. Basım, Ankara: Medisan 2010: 165-168.

    39) Akdağ C, Akal E. Koyunlarda üremenin denetlenmesinde güncel yaklaşımlar. Hayvansal Üretim 2018; 59: 65-75.

    40) Çolak A, Polat B, Cengiz M. Reprodüktif hormonlar, tanı ve klinik kullanımları. In: Semacan A, Kaymaz M, Fındık M, Rişvanlı A, Köker A, (Editorler). Çiftlik Hayvanlarında Doğum ve Jinekoloji. 3. Basım, Malatya: Medipres Matbaacılık Yayıncılık Ltd Şti 2012: 6-7.

    41) Lamming GE, Moseley SR, McNeilly JR. Prolactin release in the sheep. Reproduction 1974; 40: 151-168.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • [ Başa Dön ] [ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
    [ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]