Peritoneal yüzeylerin mekanik, şimik, termik, enfeksiyöz ve yabanci cisim gibi etkenlerle zedelenmesi, adezyon oluşması ile sonuçlanan olayları başlatır. Peritoneal mezotelial hücrelerin zedelenmesi, tromboplastin salınımına yol açarak fibrin oluşumu ile sonuçlanan pıhtılaşma mekanizmasını harekete geçirir. Aşırı fibrin üretimi veya zayıflamış peritoneal plasminojen aktivatör aktivitesi nedeniyle ortamdan uzaklaştırılamayan fibrin, adezyon oluşumu için matriks oluşturur. Adezyon önleyici amaçla kullanılan ajanlar, peritoneal hasarın aktive ettiği ve adezyon oluşumuyla sonuçlanan bu mekanizmaları etkiler
1,2,5,8. Bu çalışmada kullanılan ve bir serin proteaz inhibitörü olan aprotinin antiinflamatuar ve fibrinolitik etkisi ile adezyon oluşumunu önlerken
11-13; metilen mavisi süperoksit gibi oksijen radikallerinin oluşumunu inhibe ederek antiadeziv etkisini gösterir
6,15,16.
Bu çalışmada, intraperitoneal aprotinin uygulanan grupta, adezyon oluşumunun metilen mavisi ve kontrol grubuna göre anlamlı olarak daha az olduğu tespit edildi. Bu bulgu aprotininin i.p. olarak uygulandığı diğer çalışmaların 12,13,19,20 sonuçları ile uyumludur.
Araştırmacılar 12,13 yaptıkları çalışmada i.p. aprotinin uygulamalarının kontrol grubuna göre adezyon derecesi ve oranını önemli oranda düşürdüğü için aprotininin güçlü bir antiadeziv ajan olduğunu vurgulamışlardır. Perovic ve ark. 19 yaptıkları çalışmada, çocuklarda perfore apandisit operasyonundan sonra i.p. aprotinin uygulamalarının intraabdominal adezyonları önleyerek, gelişmesi muhtemel postoperatif bağırsak tıkanıklığını önemli oranda azalttığını tespit etmişlerdir. Dai ve ark. 11 köpeklerde laparatomiden sonra subkutan aprotinin uygulamalarının adezyon oluşumunu önemli oranda azalttığını, Young ve ark. 14 ratlarda adezyon oluşumunun önlenmesi için aprotininin mutlaka i.v. yolla verilmesi gerektiğini, bu yolla etkisini hemen gösterdiğini, aksi halde i.p. yolla verilen aprotininin etkisinin çok az olacağını vurgulamışlardır. Raftery 20 ise yaptığı çalışmada aprotininin mevcut adezyonları çözemediğini, fakat ilk operasyondan sonra i.p. olarak verilecek aprotininin adezyon oluşumuna engel alabileceğini açıklamıştır.
Bu çalışmada deneysel olarak oluşturulan intraaabdominal hasardan sonra i.p. olarak tek doz uygulanan 2.5 ml. (25000 KIU) aprotininin postoperatif adezyon oluşumunu önlediği ve % 86’lık bir başarı sağladığı görüldü. Bu sonuç yukarıdaki araştırmacıların 12,13,19 sonuçları ile örtüşmektedir.
Galili ve ark. 15 yaptıkları çalışmada, metilen mavisinin peritoneal adezyonların derece ve oranını düşürdüğünü belirtmişlerdir. Ancak metilen mavisinin etki mekanizmasını tam olarak açıklayamamakla beraber, serbest radikal oluşumu ile metilen mavisi arasındaki ilişkiden kaynaklanabileceğini vurgulamışlardır. Kelner ve ark. 16 metilen mavisinin süperoksitlerin üretimini inhibe ettiğini, bunu da purin substratlarının aneorobik oksidasyonu için gerekli olan xanthine oksidaza bağlı, demir sülfür iyonlarındaki oksijen molekülleri ile sağladığını belirtmişlerdir. Salaris ve ark. 18 superoksit-dismutaz ve katalaz gibi serbest radikal artıklarının aksine, metilen mavisinin hücre ve dokuların içine rahatlıkla girerek hiçbir yan etki oluşturmadan adezyonları önleyebileceğini ve insanlarda 7 mg/kg dozun rahatlıkla kullanılabilecegini belirtmişlerdir. Kluger ve ark. 17 yaptıkları çalışmada, % 1’lik metilen mavisinin intraperitoneal adezyon oluşumunu önlediğini ancak % 0.5 den daha düşük konsantrasyonlarda ise adezyon oluşumu üzerinde ters etki yapacağını bildirirken, Duran ve ark. 6 % 0.1’lik metilen mavisinin adezyon oluşumunu önlemede kontrol grubuna göre orta düzeyde bir başarı sağlamasına rağmen istatistiksel olarak önemli bir fark oluşturmadığını vurgulamışlardır.
Araştırmacılar 7,8 yüksek konsantrasyonlardaki metilen mavisinin (% 5-9) ratlarda adezyon oluşumlarını arttıracağını belirtirken, % 9’luk metilen mavisinin aynı zamanda şiddetli perikardiyal ağrı, dispnea, huzursuzluk, titreme, korku ve anemi gibi yan etkiler oluşturabileceğini vurgulamışlardır. Matsuoka ve ark. 21, metilen mavisinin 1 mg/kg’lık i.v. dozunun tavşanlarda kalp ritminde bir artışa neden olmaksızın; vazokonstriksiyon, kardiyak output ve oksijen tüketimini artıracağından söz etmiştir.
Yapılan çalışmada, metilen manisinin intraperitoneal uygulanmasıyla, araştırmacıların 7,8,21 belirttiği post operatif komplikasyonlar gelişmedi. Fakat % 1 konsantrasyondaki 2.5 ml’lik metilen mavisinin adezyon oluşumunu yeterli oranda (% 46 oranında başarı sağladığı) önleyemediği görüldü. Bu nedenle metilen mavisinin adezyon oluşumlarının önlenmesi üzerine olan etkilerinin belirlenmesi amacıyla farklı konsantrasyonlardaki uygulamalarının araştırılması gerektiği kanısına varıldı.
Sonuç olarak; yapılan çalışmada aprotininin metilen mavisine göre intraabdominal adezyonları önlemede daha etkili olduğu kanısına varıldı.