[ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]
Fırat Üniversitesi Sağlık Bilimleri Veteriner Dergisi
2005, Cilt 19, Sayı 2, Sayfa(lar) 123-131
[ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
VETERİNER HEKİMLİĞİ KLİNİKLERİNİN TİCARİ PERFORMANSI ÜZERİNE ETKİLİ BAZI FAKTÖRLER II. İLÂÇ SATIŞI
Abdullah ÖZEN1, Rahşan ÖZEN2, Erhan YÜKSEL3, Aşkın YAŞAR4, Halis YERLİKAYA1
1Fırat Üniversitesi, Veteriner Fakültesi, Veteriner Hekimlik Tarihi ve Deontoloji Anabilim Dalı Elazığ – TÜRKİYE
2Erciyes Üniversitesi, Veteriner Fakültesi, Veteriner Hekimlik Tarihi ve Deontoloji Anabilim Dalı Kayseri – TÜRKİYE
3Fırat Üniversitesi, Veteriner Fakültesi Elazığ – TÜRKİYE
4Selçuk Üniversitesi, Veteriner Fakültesi, Veteriner Hekimlik Tarihi ve Deontoloji Anabilim Dalı Konya – TÜRKİYE
Anahtar Kelimeler: İlâç satışı, Klinisyen veteriner hekimliği, Veteriner hekim, Veteriner ilâçları
Özet
Çalışmada, klinisyen veteriner hekimlerin, hayvan hastalıklarında kullanılan ilâçları satış yetkisi ile ilgili konulardaki tutumları ve bu tutumlar üzerinde etkili faktörler incelendi. Bu amaçla, Türkiye’nin Orta ve Doğu Anadolu bölgelerinde bulunan 14 ilde klinisyenlik yapan 129 veteriner hekim üzerinde anket uygulandı. Araştırmadan elde edilen sonuçlara göre, ilâç satış yetkisine yüklenen anlamın, veteriner hekimliği algılaması için geri dönülmez olumsuzluklara neden olacak bir potansiyel taşıdığı sonucuna varıldı.
  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Giriş
    Türkiye’de veteriner hekimlere ilâç dolaplarındaki ilâçları bulundurma ve satma yetkisi ilk defa 1927 yılında çıkarılan 964 sayılı “Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanun1” uyarınca şartlı olarak verilmiş; bu yetki veteriner hekimliği mevzuatında ise ilk olarak 6343 sayılı yasanın2 beşinci maddesinin “e” bendinde “Eczanesi bulunmayan yerlerde hayvan hastalıklarında kullanılan her nevi aşı, serum, müstahzar ve biyolojik maddeleri muhtevi bir ecza dolabı tesis eylemek ve ilâçları satabilmek” şeklinde yer almıştır 1. Ancak bu yetki eczanesi bulunan yerlerde veteriner ilâçlarının satışı ile ilgili sorunu gidermemiş ve satış yetkisinin genişletilmesi tartışmaları 1930’lu yıllardan başlamak üzere 2 1990’lı yılların ortalarına gelinceye kadar devam etmiştir.

    Veteriner hekimlerin hayvan sağlığında kullanılan ilâçları muayenehanelerinde bulundurma ve satma hakları veteriner hekimliği hizmetlerine yönelik çıkarılan 904 sayılı “Islahı Hayvanat Kanunu3”na eklenen 4084 sayılı yasa4 ile verilmiştir. Bu yasadan dayanak alınarak 1995 yılında çıkarılan “Serbest Veteriner Hekimlik Yönetmeliği5 ”nde “Serbest veteriner hekimler teşhis, tedavi ve muayeneyle ilgili olarak mesleklerini icra etmek ve hayvanlarda kullanılan ilâç, aşı, serum ve biyolojik madde gibi her türlü müstahzarı bulundurmak, taşımak ve satmak için Bakanlığın iznini almak şartıyla bu yönetmelikte tanımlanan bir işyerine sahip olmak zorundadırlar” ifadesi yer almış ve böylece veteriner ilâçlarını tedarik, bulundurma ve satış koşulları belirlenmiştir. Veteriner hekimlerin 4084 sayılı Yasa uyarınca ilâç satma hakkını kullanabilmeleri amacıyla 1996 yılında 96/16569 sayılı “Veteriner Müstahzarların Satışı Hakkında Tamim6 ” çıkarılmış ve TKB tarafından belirlenen esaslar doğrultusunda ilâç satma ruhsatı alma olanağı sağlanmıştır.

    Bugün Türkiye’de veteriner hekimlerin ilâç satmalarının yasal dayanağı 4631 sayılı “Hayvan Islah Kanunu7 ” ve “Veteriner Hekim Muayenehane ve Poliklinik Yönetmeliği8 ”dir. Yönetmelikte muayenehane veya poliklinik ruhsatı olan veteriner hekimlerin, bakanlıkça belirtilen esaslar doğrultusunda ilâç bulundurma ve satma ruhsatı alma haklarına sahip oldukları belirtilmiştir. Günümüzde veteriner hekimlere 2002/5 sayılı “Veteriner İlâç Satışı Hakkında Tamim9 ” hükümlerine göre ilâç satış ruhsatı verilmektedir.

    Yukarıda sözü edilen yasal zemine ve veteriner hekimler arasındaki psikolojik desteğe rağmen ilâç satış yetkisi, yetkinin tam olarak verildiği 1995 tarihinden bugüne kadar geçen sürede veteriner hekimler için oldukça ciddi sorunlar doğuran bir boyut kazanmıştır. Bu çalışmanın uygulama aşamasının gerçekleştirildiği tarihlerde Bolu, Bursa, İstanbul, Kocaeli ve Sakarya Veteriner Hekimler Odalarının konuyla ilgili sorunlara değinmek üzere yayınlamış oldukları bildirge de konunun boyutları hakkında fikir vermektedir 3.

    Bu çalışmada, Türkiye’nin Orta, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde çalışan klinisyen veteriner hekimlerin, hayvan hastalıklarında kullanılan ilâçların satışı ile ilgili tutumlarının incelenmesi amaçlanmıştır.

    1 964 sayılı “Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanun”. 24 Ocak 1927 tarih ve 558 sayılı RG.
    2 6343 sayılı “Veteriner Hekimliği Mesleğinin İcrasına, Veteriner Hekimliği Birliği ile Odalarının Teşekkül Tarzına ve Göreceği İşlere Dair Kanun”. 18 Mart 1954 tarih ve 8661 sayılı RG.
    3 904 sayılı “Islahı Hayvanat Kanunu”. 29 Haziran 1926 tarih ve 407 sayılı RG Düstur Tertip: 3, Cilt: 7, s: 1472.
    4 4084 sayılı “7.6.1926 Tarihli ve 904 Sayılı Islahı Hayvanat Kanunu’nun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi ve Bu Kanuna Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun”. 8 Mart 1995 tarih ve 22221 sayılı RG.
    5 “Serbest Veteriner Hekimlik Yönetmeliği”. 29 Ağustos 1995 tarih ve 22389 sayılı RG.
    6 “Veteriner Müstahzarlar Satışı Hakkında Tamim”. TRS-İR: 29.7.1996 – 16569. 7 4631 sayılı “Hayvan Islahı Kanunu”. 10 Mart 2001 tarih ve 24338 sayılı RG.
    8 “Veteriner Hekim Muayenehane ve Poliklinik Yönetmeliği”. 18 Haziran 2001 tarih ve 24436 sayılı RG.
    9 “Veteriner İlâç Satışı Hakkında Tamim” 25.1.2002 tarih 2002/5 sayılı Tamim.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Materyal ve Metot
    Materyal seçimi ve verilerin toplanmasında izlenen yol ile ilgili ayrıntılı bilgi bu araştırmanın bir parçası olan bir önceki çalışmada verilmiştir. Kısaca değinilecek olursa; çalışma Orta, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerindeki 14 ilde klinisyen olarak faaliyet gösteren veteriner hekimler üzerinde uygulandı. Örneklem seçiminde Krejcie ve Morgan 4 tarafından bildirilen teknik kullanıldı. Sözü edilen bu teknik çerçevesinde, bölgede faaliyet gösterdiği saptanan 220 klinikten 129 kişilik bir örneklem belirlendi.

    Araştırmaya temel oluşturacak verilerin toplanması için iki bölümden oluşan bir anketa tasarlandı. Birinci bölümde, katılımcıların genel karakteristikleri (cinsiyet, yaş, deneyim, gelir düzeyi); ikinci bölümde ise veteriner hekimlerin hayvan hastalıklarında kullanılan ilâçları satma yetkileri ile ilgili bazı yargılar konusundaki tutumları sorgulandı. Bu bölümde, katılımcıların tutumlarının ölçülmesi için Likert Ölçeği kullanıldı 5.

    İstatistiksel analizler için SPSS Version 11.0 for Windowsb programı kullanıldı. Demografik analizler ve katılımcıların ilâç satışı konusunda sunulan yargılara yanıtlarının dağılımı için frekans testi uygulandı. Demografik gruplara göre dağılımlara bakılırken, en az beş katılımcı olan gruplar değerlendirmeye alındı. Bağımsız değişkenler ile ilâç satış yetkisi konusundaki yargılara verilen yanıtlar arasındaki ilişkinin belirlenmesi için Pearson Korelasyon tekniği uygulandı.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Bulgular
    Araştırmanın bağımsız değişkenleri ile ilgili dağılım bu çalışmanın ilk verilerinin sunulduğu bir önceki makalede verildiği için burada ayrıca verilmeyecektir.

    İlâç satışının klinisyenliğe bakış açısı üzerindeki etkileri: Katılımcıların bu bölümde sunulan beş yargıya ilişkin yanıtları Tablo 1’de ayrıntılı olarak verilmiştir. Bunlardan “İlâç satışı veteriner hekimliğinde araç olmaktan çok amaç olmuştur” şeklindeki yargıya katılma derecelerine göre “kesinlikle kabul” yönünde görüş bildiren katılımcıların oranı yüzde 38’dir. Kesinlikle kabul ve kabul diyenlerin toplam oranı ise 81.4’tür (Tablo 1). Demografik alt gruplara göre dağılımda ise katılımcı sayısının ≥5 olduğu gruplarda yüzde 70.6–87.2 arasında kabul yönünde yanıt verildiği gözlendi (Tablo 2). Cinsiyet, yaş, deneyim (çalışma süreleri) ve gelir artışı ile bu yargıya katılma oranı arasında bir ilişki bulunamadı. Öte yandan bu yargıya katılma derecesi ile “İlâç satış yetkisi, veteriner hekimlerin klinik performansını olumsuz yönde etkileyen faktörlerin başında yer alır” (p=0.006; r= 0.239) ve “İlâç firmalarınca uygulanan promosyonlar, kampanyalar ve mümessil performansı ilâcın reçeteye girişinde ve/veya satışında en önemli faktörlerdir” (p<0.000; r=0.308) şeklindeki yargılara katılma dereceleri arasında pozitif yönlü bir ilişki; “İlâç ücreti alınan hayvan sahibinden ayrıca muayene ücreti alınmasını doğru bulmuyorum” (p=0.048; r=-0.174) şeklindeki yargıya katılma dereceleri arasında ise negatif bir ilişki bulundu.“Reçetesiz ilâç satışını çok büyük bir sorun olduğunu düşünmüyorum” şeklindeki yargıya katıldığını bildirenlerin oranı, yüzde 13.2’si kesinlik bildirenler olmak üzere toplam yüzde 37.2’dir. Bu yargıyı kesinlik derecesiyle reddedenlerin oranı ise 34.9’dur. (Tablo 1). Bu yargıya, 6–10 yıllık deneyimi olanlar (yüzde 53.6); 31–40 yaş grubunda olanlar (yüzde 44); 321–800 (42.1), 1601–2000 (53.0) YTL ve 2001–2400 (50.0) YTL arası gelir bildirenlerin genel ortalamadan daha yüksek oranda katıldıkları gözlendi (Tablo 2). Cinsiyet, deneyim ve gelir artışı ile bu yargıya katılma oranı arasında bir ilişki bulunmazken; deneyim ile bu yargıya katılma oranı arasında negatif yönde bir ilişki olduğu (p=0.024, r=-0.199) gözlendi. Diğer taraftan bu yargıya katılma dereceleri ile “İlâç satışı için veteriner hekimlerin hastayı görmesinin zorunlu olduğunu düşünmüyorum” (p<0.000; r=0.328) ve “Reçeteye girecek ilâcın seçiminde uygun fiyat, kaliteden daha fazla belirleyicidir” (p=0.005; r=0.245) şeklindeki yargılara katılma dereceleri arasında pozitif yönde bir ilişki gözlendi.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 1: Tüm katılımcıların, veteriner hekimlerin ilâç satış yetkisi ile ilgili yargılara verdikleri yanıtların dağılımı. N (%)


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 2: Katılımcıların bağımsız değişken gruplarına göre, veteriner hekimlerin ilâç satış yetkisi ile ilgili bazı yargılara verdikleri yanıtların dağılımı. n (%)

    “İlâç satışı için veteriner hekimlerin hastayı görmesinin zorunlu olduğunu düşünmüyorum” yargısına kesinlik bildirerek katılanların oranı yüzde 7.8 iken; aynı yargıyı, yüzde 38’i kesinlik bildirenler olmak üzere toplam yüzde 69.8’lik bir grup reddetti. (Tablo 1). Demografik gruplara göre katılımcılar genel ortalamaya uyumlu bir eğilim gösterdi (Tablo 2). Cinsiyet, yaş, deneyim ve gelir artışı ile bu yargıya katılma oranı arasında bir ilişki bulunamadı.

    İlâç satış yetkisinin veteriner hekimlerin klinik performansını olumsuz yönde etkileyen faktörlerin başında olduğu şeklindeki yargıya katılanların toplam oranı yüzde 55 iken; bu yargıyı reddedenlerin toplam oranının 37.3 olduğu gözlendi (Tablo 1). 21–30 yaş grubunda olan, yani en genç grubu oluşturan veteriner hekimler (yüzde 41.8) ile 1601–2000 YTL arasında gelir beyan edenler (29.4) bu yargıya katılma oranı en düşük olan iki grubu oluşturdu (Tablo 2). Cinsiyet, yaş, deneyim ve gelir artışı ile bu yargıya katılma oranı arasında bir ilişki bulunamadı.

    Veteriner hekimliği kliniklerinde veteriner ilâçları ile birlikte, zirai ilâç ve zirai malzeme satışının, ekstra girdi sağladığından sakıncalı olmadığını düşünenlerin oranı toplam yüzde 20.2’dir. Bu yargıyı reddedenlerin oranı ise yüzde 45.7’si kesinlik derecesinde olmak üzere toplam 72.8 oldu (Tablo 1). Katılma derecesi yönünden katılımcıların demografik gruplarına göre belirgin bir fark gözlenmezken (Tablo 2); cinsiyet, yaş, deneyim ve gelir artışı ile bu yargıya katılma oranı arasında bir ilişki bulunamadı.

    İlâç satışının veteriner hekim reçetelerine etkileri: İlâç satışının veteriner hekim reçetelerine etkilerini sorgulamak amacıyla kullanılan ilk yargıya yapılan derecelendirmeye göre, ilâç firmalarınca uygulanan promosyon ve kampanyalar ile mümessil performansının ilâcın reçeteye girişinde en önemli faktör olduğu yönünde görüş bildirenlerin oranı, yüzde 19.4’ü kesinlik derecesinde olmak üzere toplam yüzde 55.8’dir (Tablo 1). Bu yargıya, demografik gruplar bakımından en yüksek oranda (yüzde 73.4) katılanlar, 1201–1600 YTL arasında gelir bildirenler olurken (Tablo 3); cinsiyet, yaş, deneyim ve gelir artışı ile bu yargıya katılma oranı arasında bir ilişki bulunamadı. Öte yandan, bu yargıya katılma dereceleri ile “İlâç satış yetkisi, veteriner hekimlerin klinik performansını olumsuz yönde etkileyen faktörlerin başında yer alır” şeklindeki yargıya katılma dereceleri arasında pozitif bir ilişki bulundu (p=0.006; r=0.244).


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 3: Katılımcıların bağımsız değişken gruplarına göre, veteriner hekimlerin ilâç satış yetkisi ile ilgili bazı yargılara verdikleri yanıtların dağılımı. n (%)

    Ucuz ve kaçak ilâç kullanımının veteriner hekimliğine ve ülkeye büyük zarar verdiği konusunda katılımcıların yüzde 90.7’si aynı doğrultuda görüş bildirdi (Tablo 1). Demografik gruplar arasında belirgin bir eğilim farkı gözlenmezken (Tablo 3); yaş artışı ile bu yargıya katılma oranları arasında pozitif yönde bir ilişki (p=0.039; r=0.182) gözlendi. Öte yandan reçeteye girecek ilâcın seçiminde uygun fiyatın kaliteden daha fazla belirleyici olduğu şeklindeki yargıya katıldıklarını bildirenlerin oranı ise yüzde 10.9’u kesinlik derecesinde olmak üzere toplam yüzde 26.4’tür (Tablo 1). Bu yargıya, 35.9 ile en yüksek oranda katılım 801–1200 YTL arası gelir bildirenlerde gerçekleşti (Tablo 3). Cinsiyet, yaş ve deneyim değişkenleri ile bu yargıya katılma oranı arasında bir ilişki bulunamazken; gelir artışı ile bu yargıya katılma dereceleri arasında negatif yönde bir ilişki bulundu (p=0.019; r=0.209).

    İlâç satışının “muayene ücreti” üzerindeki etkisi: “İlâç ücreti alınan hayvan sahibinden ayrıca muayene ücreti alınmasını doğru bulmuyorum” yargısını reddedenlerin oranı da toplam yüzde 91.4 oldu (Tablo 1). Bu yargıya katılma dereceleri ile “İlâç satışı için veteriner hekimlerin hastayı görmesinin zorunlu olduğunu düşünmüyorum” şeklindeki yargıya katılma dereceleri arasında pozitif yönde bir ilişki gözlendi (p=0.015; r=0.215).

    Benzer şekilde “Muayene ücreti almama alışkanlığı, uzun vadede veteriner hekimliğin yok edilmesi anlamına gelir” şeklindeki yargıyı destekler yönde görüş bildiren katılımcıların oranı, yüzde 74.4’ü kesinlik derecesinde olmak üzere toplam yüzde 93 oldu (Tablo 1). Bu yargıya katılma dereceleri ile “Ucuz ve kaçak ilâç seçerek bilinçsiz ilâç kullanılışına neden olmak, mesleğe ve ülkeye verilecek en büyük zararların başındadır” şeklindeki yargıya katılma dereceleri arasında pozitif yönde bir ilişki gözlendi (p=0.047; r=0.176).

    Bu bölümde ele alınan her iki yargı için demografik gruplarda eğilim farkı gözlenmediği gibi (Tablo 3); bu yargılara verilen cevaplarla bağımsız değişkenler arasında da anlamlı bir ilişki bulunamadı.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Tartışma
    Hayvan hastalıklarında kullanılan ilâçların satış yetkisinin eczacılar yanında veteriner hekimlere de verilmesine ilişkin tartışmalar 1930’lu yıllardan başlayarak 1995’e kadar devam etmiştir 2,6,7. Uzun süren tartışmalı bir dönemin ardından, 1995 yılında, veteriner hekimler ilâç satış yetkisini elde etmiş ve bu yetki günümüze kadar korunmuştur. Ne var ki, 4084 sayılı yasasının yürürlüğünü izleyen yıllardan başlamak üzere, yasal altyapı yetersizliği, planlama hataları ve denetimsizlik gibi bir dizi sorundan dolayı bu yetki, yeniden tartışmalara neden olmuştur 8,9. Yasanın çıkışını bir bayram havasında karşılayan ve yetkinin elde edilmesinde büyük mücadele etmiş olan meslek örgütleri, bu kez yetkinin veteriner hekimlere vermiş olduğu zararların boyutlarını tartışmaya başlamışlardır 10.

    Ancak yaşanan bu süreçte, 1970’li yıllarda veteriner ilâçları ile ilgili hazırlanan bir komisyon raporu 11 hiç dikkate alınmamış olmalıdır. Bu komisyon raporunda, veteriner hekimlerin, bazı haklı sayılabilecek nedenlerle veteriner ilâçlarını satabilmesinin meslekî açıdan arzu edilir olduğu; ancak, tedavi eden hekimle ilâç satan kişinin aynı olmasının, hekimlik sanatının uygulanmasında bazı sakıncalar yaratacağı ve meslek deontolojisine aykırı sorunlar doğurabileceği görüşünden hareketle veteriner hekimlerin eczane olan yerlerde ilâç satabilmesinin uygun görülmediği sonucuna varılmıştır. Bu araştırma sonuçlarının Ergül ve ark. 11 tarafından ileri sürülen gerekçelerin haklılığını destekler nitelikte olduğu; ayrıca veteriner hekimliğinde ilâç satış eksenli olarak yaşanan sorunların boyutunu ortaya koyduğu söylenebilir. Araştırma sonuçlarından hareketle, özellikle, ilâç satış yetkisinin, araç olmaktan çok bir amaca dönüşmüş olduğu yönündeki yargının yüzde seksenin üzerinde kabul oranıyla onaylanması ve katılımcıların yarıdan fazlasının, bu yetkinin veteriner hekimlerin klinik performansını olumsuz yönde etkileyen faktörlerin başında olduğu yargısını kabul etmeleri sorunun ciddiyetini doğrular nitelikte bir bulgu olarak kabul edilebilir. İlâç satış yetkisinin bir “amaca” dönüştüğü düşüncesi ile bu yetkinin klinik performansı olumsuz yönde etkilediği düşüncesi arasındaki pozitif ilişkinin de sorunun boyutlarındaki ciddiyeti destekler nitelikte olduğu ileri sürülebilir. Nitekim Şanlı 12 da, bazı veteriner hekimlerin klinik hizmetleriyle bağlantısız biçimde yalnızca ilâç ticaretiyle ilgilendikleri ve hatta giderek daha da sakıncalı hale gelen spot piyasaların başlıca aracısı konumuna geldiklerini ileri sürmekte ve bu durumun son derece sakıncalı bir gelişme olduğuna dikkat çekmektedir. Bu noktadan hareketle, araştırma bulgularının Ergül ve arkadaşları 11 ile Şanlı’nın 12 görüşlerini desteklediği söylenebilir.

    Katılımcılara sunulan yargıların önemli bir kısmı, hekimlik uğraşının en önemli unsurları arasında kabul edilebilecek olan “reçete” ve “muayene ücreti” ile ilişkilidir. Bu yargılara alınan yanıtların oldukça ilgi çekici olduğu söylenebilir. Öncelikle, “Muayene ücreti almama alışkanlığı, uzun vadede veteriner hekimliğin yok edilmesi anlamına gelir” ve “Ucuz ve kaçak ilâç seçerek bilinçsiz ilâç kullanılışına neden olmak, mesleğe ve ülkeye verilecek en büyük zararların başındadır” şeklindeki yargılara katılma oranlarının yüzde 90’ın üzerinde bulunması; ayrıca bu iki yargı arasındaki pozitif ilişki, katılımcıların muayene ücretinin ve reçete düzenlenmesinde dikkat edilecek noktaların öneminin farkında olduklarını gösteren bir kanıt olarak kabul edilebilir. Ancak diğer taraftan, reçetesiz ilâç satışının sorun olmadığının düşünenlerin oranının yüzde 40’a yakın olması; reçete düzenlemede promosyon, kampanya ve mümessil performansının en etkili faktör olduğunu kabul edenlerin oranının yüzde 60’a yakın olması; ilâç satışı için hastayı görmenin zorunlu olmadığı yönündeki yargıya katılanların oranının yüzde 20’nin üzerinde olması; reçete tanziminde uygun fiyatın kaliteden daha fazla belirleyici olduğunu kabul edenlerin oranının yüzde 25’in üzerinde olması gibi sonuçların, veteriner hekimlerin “reçete” ve “muayene ücreti” gibi unsurlara yükledikleri anlam konusunda kendi aralarında bile ciddi bir karmaşa yaşadıklarına birer kanıt olarak gösterilebilir. Ayrıca bu bulgulardan hareketle, özelde reçete ve muayene ücreti gibi hayati nitelik taşıyan unsurların, genelde ise klinisyen veteriner hekimliğinin, yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu söylenebilir.

    Bunlara ek olarak, “reçete” ve “muayene ücreti” konularındaki yargılarla ilgili tutumlar arasındaki ilişkilerin de düşündürücü olduğu söylenebilir. Bunlardan, ilâç ücreti alınan hasta sahibinden ayrıca muayene ücreti almama eğilimi ile ilâç satışı için hastanın görülmesine gerek olmadığı düşüncesi arasında pozitif bir ilişki bulunurken; yine ilâç ücreti alınan hasta sahibinden muayene ücreti almama eğilimi ile ilâç satışının amaç olarak algılanmaya başladığı şeklindeki yargıya katılma oranları arasında negatif ilişki bulunmuştur. Diğer taraftan, reçetesiz ilâç satışının çok büyük sorun olduğunu düşünmeme eğilimi ile ilâç satışı için veteriner hekimin hastayı görmesinin zorunlu olmadığını düşünme eğilimi arasında ve yine reçetesiz ilâç satışının sorun olduğunu düşünmeme eğilimi ile uygun fiyatın kaliteden daha fazla belirleyici olduğu yargısına katılma eğilimi arasında pozitif ilişki olduğu gözlenmiştir. Bütün bu sonuçlar, yetki ve sorumluluklar açısından veteriner hekimliğine yüklenen anlamın, kendi üyeleri arasında bile tartışılır hale geldiği şeklinde yorumlanabilir. Nitekim ilâç satış yetkisi ve bu yetkinin denetimsizliğinden kaynaklanan karmaşa sonucunda, veteriner hekimlerin ilâç pazarlayıcısı konumuna düştükleri; veteriner ecza depolarının araç sürücüleri, ziraat odası kâtipleri, hayvancı birlikleri depo memurları ve kooperatif müstahdemleri ile rekabet eder duruma geldikleri ileri sürülmektedir 10,13. Bu saptamalar ve araştırma sonuçlarından yola çıkıldığında, ilâç satış yetkisine yüklenen anlamın, veteriner hekim algılaması ve dolayısıyla veteriner hekimliğin geleceği için ciddi bir tehdit olduğu sonucuna varılabilir. Araştırmada sorgulanan, veteriner hekimliği kliniklerinde, ekstra girdi sağlaması nedeniyle zirai ilâç ve zirai malzeme satışı ile ilgili yargıyı, yüzde 20’nin üzerinde bir katılımcı grubunun sakıncalı bulmuyor olmalarının da, yukarıda ileri sürülen algılama farlılığını desteklediği söylenebilir. Bütün bu sonuçların da, ticaretin hekimliğin, bilimin ve teknolojinin önüne geçtiği 14; hekimlik ile ticaret arasındaki hassas sınırın korunamadığı 12 ve ilâç satan kişi ile hekimlik yapan kişinin aynı olmasının sakıncalar doğuracağı 11 şeklindeki görüşleri desteklediği ileri sürülebilir.

    Bağımsız değişkenler açısından yapılan analizlerde, bir yandan reçetesiz ilâç satışının sorun olduğunu düşünmeme eğilimi ile deneyim artışı arasında negatif bir ilişki olması; diğer yandan ise ucuz ve kaçak ilâç seçiminin, mesleğe ve ülkeye verilecek en büyük zararların başında olduğu şeklindeki yargıya katılma oranları ile yaş artışı arasında pozitif bir ilişki olması, daha deneyimli ve daha ileri yaşta olan veteriner hekimlerin ilâç satış yetkisini tanımlamada daha kontrollü oldukları ve ilâç satış yetkisinden kaynaklanabilecek sorunların daha fazla bilincinde oldukları şeklinde yorumlanabilir. Benzer şekilde gelir düzeyi ile uygun fiyatın kaliteden daha fazla belirleyici olduğu şeklindeki yargıya katılma oranları arasındaki negatif ilişki ise üst gelir gruplarının ilâç satışını tanımlamada kontrollü olduklarını gösteren bir kanıt olarak kabul edilebilir. Bu bulgudan hareketle, ilâç satışında kalitenin belirleyici kriter olarak kabul edilmesinin, ticari performansı daha olumlu yönde etkilediği ileri sürülebilir.

    Sonuç olarak; veteriner hekimlerin hayvan hastalıklarında kullanılan ilâçları satış yetkisinin, uygulamadaki haliyle, veteriner hekimliği mesleği için geri dönülmez olumsuzluklar doğuracağı ve yaşanan sorunların, mesleğin tanımından başlamak üzere en temel değerlerini yok edebilecek bir potansiyel taşıdığı ileri sürülebilir.

    Not: a: Anket formu, istendiğinde, haberleşme adresinden temin edilebilir. b: SPSS Inc., Chicago, IL 60606 USA http://www.spss.com.

    Teşekkür
    Anketin uygulanması aşamasında destek veren, Sanovel İlâç’tan Ender İleri ve Hüseyin Gözün’e, Yöntem Medikal’den ise Erkan Uygur’a teşekkür ederiz.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Kaynaklar

    1) Öztürk R. Türkiye’de Veteriner İlâç Sanayiinin Tarihsel Gelişimi. Doktora Tezi, Ankara: Ankara Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2002.

    2) Gültekin A. Ziraat Vekaleti Celilesine açık mektup. Türk Baytarlar Cemiyeti Mecmuası 1932; 1-2-3: 50-53.

    3) Anonim. “Bolu, Bursa, İstanbul, Kocaeli ve Sakarya Veteriner Hekimler Odalarının 26.12.2003 Sakarya Toplantısı Sonuç Bildirgesi”. http://giresunvho.sitemynet.com/GVHO/id7.htm 21.02. 2005

    4) Krejcie RV, Morgan DW. Determining sample size for research activities. Educational and Psychological Measurement 1970; 30: 607-610.

    5) Bilgin N. Sosyal Psikolojide Yöntem ve Pratik Çalışmalar. İstanbul; Sistem Yayıncılık, 1995.

    6) Alkan M. Önümüzdeki sorunlar ve yapmamız gerekenler. Türk Veteriner Hekimliği Dergisi 1993; 5(2): 2-3.

    7) Anonim. Ankara’da yükselen güneş. AVHO Dergisi 1996b; Ocak 26–27.

    8) Anonim. Avho’dan. AVHO Dergisi 1996a; Mayıs:2, 36.

    9) Baydan E. Türkiye’de veteriner ilâçlarının dünü bugünü. Türk Veteriner Hekimliği Dergisi 1996; 8(3): 4-5.

    10) Doyran M. Bursa veteriner hekimler odasından. Türk Veteriner Hekimleri Birliği Dergisi 1997; 68(2): 34.

    11) Ergül U, Ceylan S, Deniz AR. Uğurtekin A. Veteriner hekimliğinin veteriner ilâçları ve zehirlenmelerle ilgili sorunları ve çözüm yolları. Türk Veteriner Hekimleri Derneği Dergisi 1977; 47(1): 29-33.

    12) Şanlı Y. Türkiye’de Veteriner İlâçlarının Üretimi, Pazarlaması ve Güvenli Kullanımı Sempozyumuna ilişkin değerlendirmeler. Veteriner Hekimleri Derneği Dergisi 1999; 70 (3-4): 11-16.

    13) Anonim. Türkiye’de veteriner ilâçları sektörü büyüyor ama... İVHO Dergi 1999; Ekim:10-15.

    14) Aytuğ CN. Hayvan sağlığı ürünlerinin bilinçli ve güvenli kullanımı, ruhsatlandırma, kalite kontrolü, dağıtım ve satış kanallarının kontrolü sorunları. Türkiye’de Veteriner İlâçlarının Üretimi, Pazarlaması ve Güvenli Kullanımı Sempozyumu Kitabı, 17 Haziran 1999, Ankara, s. 15-29.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • [ Başa Dön ] [ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
    [ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]