[ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]
Fırat Üniversitesi Sağlık Bilimleri Tıp Dergisi
2005, Cilt 19, Sayı 4, Sayfa(lar) 263-271
[ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
SOY İZOFLAVONLARIN KARBON TETRAKLORÜRE (CCL4) BAĞLI KARACİĞER HASARI VE PLAZMA PARAOKSONAZ İLE ARİLESTERAZ AKTİVİTE DÜZEYLERİNE OLAN ETKİLERİ
Bilal ÜSTÜNDAĞ1, İbrahim H.BAHÇECİOĞLU2, Kazım ŞAHİN3, Funda GÜLCÜ1, Sevda DÜZGÜN1, İbrahim H.ÖZERCAN1, M.Ferit GÜRSU1
1Fırat Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Biyokimya Anabilim Dalı, Elazığ – TÜRKİYE
2Fırat Üniversitesi, Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları Anabilim Dalı, Elazığ –TÜRKİYE
3Fırat Üniversitesi, Veteriner Fakültesi, Hayvan Besleme ve Beslenme Hastalıkları Anabilim Dalı, Elazığ –TÜRKİYE
Anahtar Kelimeler: Soy izoflavon, Karaciğer hasarı, Lipid peroksidasyonu, Paraoksona.z
Özet
Flavonoidler yaygın olarak tanınan ve biyolojik membranlardaki lipid peroksidasyonu inhibe edici doğal antioksidan yapılardır. Bu çalışmada soy isoflavonların ratlarda CCL4 ile deneysel olarak oluşturulmuş karaciğer hasarı ve plazma paraoksonaz ile arilesteraz enzim düzeyleri üzerine etkileri araştırıldı.

Deneylerde 28 adet erkek rat kullanıldı: Grup1 (n=7) (kontrol, 5 hafta bazal diyet alan grup), Grup2 (n=7) (5 hafta bazal diyet+oral soy izoflavon (Diyette 100mg/kg) alan grup, Grup3 (n=7) (5 hafta i.p. haftada 3 gün 0,15 ml/100g ¾ oranında zeytin yağı içinde CCL4 uygulanan ve bazal diyet alan grup), Grup4 (n=7) (5 hafta i.p.olarak haftada 3 gün 0,15 ml/100g ¾ oranında zeytin yağı içinde CCL4 uygulanan ve oral soy izoflavon (Diyette 100mg/kg) alan grup). Plazma malondialdehit (MDA), paraoksonaz, arilesteraz ve diğer biyokimyasal parametreler uygun metodlarla ölçüldü.

Plazma MDA düzeyleri grup3 de; grup1,2 ve grup 4’den anlamlı olarak yüksek olup (sırasıyla p<0.01, p<0.01, p<0.05). Karaciğer doku MDA düzeyleri ise grup3 de; grup 1,2 ve grup4 ile karşılaştırıldığında anlamlı olarak yüksek bulundu (p<0.01). Grup4 ile grup3 karşılaştırıldığında plazma ve karaciğer doku MDA düzeylerinde anlamlı bir azalma olduğu gözlendi (P<0.05). Plazma paraoksonaz ve arilesteraz düzeyleri grup3 de, grup1 ve grup 4 ten anlamlı olarak daha düşüktü (P<0.05). Grup3 ve grup4 arasında MDA düzeyleri ve plazma paraoksonaz düzeyleri arasında negatif bir korelasyon vardı (r:-0.5378, p<0.01, r: -487 p<0.01).

Bulgularımız soy izoflavonların antioksidatif etkinliğe sahip olduğu ve soy izoflavon uygulamasının oksidatif hasarı önlemede paraoksonaz gibi bazı antioksidan özelliğe sahip enzimleri de stimule ederek etkili olduğunu düşündürmektedir.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Giriş
    Karbon tetra klorür (CCl4) deneysel olarak karaciğer hasarı oluşturulmasında yaygın olarak kullanılan bir ksenobiyotiktir ve mitokondriyal monooksijenaz (P450 2E1) sistemince metabolize edilir. Metabolizma esnasında öncelikle stabil olmayan başlangıç metaboliti triklorometil (CCl3) serbest radikali oluştuktan sonra lipidler ve proteinler ile kovalent bağlar oluşturarak hızla triklormetil peroksite (Cl3 COO-) veya hidrojen atomlarını kaybetmiş olan kloroform formuna dönüşür. Daha sonra sekonder olarak oluşan konjuge dien, lipit hidroperoksit ve malondialdehit gibi yapılar ile kısa zincirli karbonhidratlar oluşur 1,2. Oluşan bu serbest radikaller hücre membranlarındaki fosfolipidlerde bulunan yağ asidlerinin peroksidasyonuna yol açarak hücre harabiyetine yol açarlar.

    CCI4’ e bağlı karaciğer hasarında meydana gelen lipit peroksidasyonu oldukça önemlidir 3,4. Çünkü bu hasara bağlı olarak ilerleyen süreç sonunda karaciğer fibrozu ve siroz oluşabilir. Karaciğer fibrozu, ekstrasellüler matriks komponentlerinin artması ile karakterize, dinamik bir süreçtir. Ekstrasellüler matriksin yapımı ve yıkımı arasındaki denge; oluşan toksik oksijen radikallerine bağlı olarak, potent profibrojenik mediatörlerin de aktive olması ile sürekli matriks yapımı yönünde bozulmaktadır 5. Yapılmış olan bir çok çalışmada karaciğer hastalıklarında oksidatif stres ve buna bağlı olarak ortaya çıkan karaciğer hasarı ile fibrozis arasında ilişki olduğu gösterilmiştir 6,7. Yapısında major olarak flavonoid ve terpenoidleri içeren Gingko biloba ekstraktı (EgB761) uygulamasının, CCI4 ile deneysel karaciğer hasarı oluşturulmuş ratlarda lipit peroksidasyonunu inhibe ettiği rapor edilmiştir 8. Yine ratlarda CCI4 ile oluşturulan hepatoksisiteye karşı Ginseng bileşiklerinin de koruyucu antioaksidan özellikler gösterdiği rapor edilmiştir 9.

    Fitoöstrojenler ailesinden; soy izoflavonların konjuge halka yapıları ve hidroksil grupları sayesinde potansiyel antioksidan olarak, superokside anyonları ve lipid peroksid radikallerini temizledikleri ve serbest radikaller ile ilişkili olaylarda hidrojenasyon veya kompleks yapılar oluşturarak okside edici ajanları stabilize edebildikleri gösterilmiştir 8,10,11,12. Soy izoflavonlar kanser ve çeşitli hastalıkların oluşumunda rol alan oksidan yapıları yok ederek, antioksidan enzimlerin aktivitelerini stimule ederek 13, intraselluler oksidatif stresi azaltarak, nitrik oksit ve peroksit radikalleri de direkt olarak temizleyerek etkili olabilmektedirler 14. Ayrıca flavonoidlerin hiperkolesterolemik ratlarda antioksidan etkiler gösterdiği ve koruyucu olduğu rapor edilmiştir 15. Soy izoflavonların bu özelikleri yanı sıra düşük dansiteli lipoproteinlerin (LDL) oksidasyonunun önlenmesinde etkili oldukları ve bu etkilerini direkt veya indirekt gösterebildikleri ileri sürülmüştür. LDL oksidasyonun önlenmesinde yüksek dansiteli lipoproteinler (HDL) aracığılıyla gerçekleşen olaylarda antioksidan bir enzim olan paraoksonaz enzimi önemli bir rol oynamaktadır 16,17.

    Bu çalışmada taşımış oldukları fonksiyonel hidroksil grupları açısından önemli olan genistein, daidzein ve glycteinden oluşan major soy izoflovanların, ratlarda CCL4 ile deneysel olarak oluşturulmuş karaciğer hasarı üzerindeki etkileri ve plazma paraoksonaz ile arilesteraz enzim düzeyleri arasındaki ilişkileri araştımak amaçlanmıştır.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Materyal ve Metot
    Deney Hayvanları
    Deneylerde 28 adet erkek rat kullanıldı. Ratlar 12 saat gün ışığı alan bir özel odada hazırlanmış kafeslerde muhafaza edildi. Çalışma standart deneysel hayvan çalışmaları etik kurallarına uygun olarak yapıldı. Ratların beslenmesinde Elazığ Yem Fabrikasından sağlanan özel rat yemi kullanıldı. Kafeslerde özel bölümlere yerleştirilen uç kısımlarında damlalık bulunan özel şişeler ile su verildi.

    Ratlar eşit sayıda 4 gruba bölündü: Grup1 (n=7) (kontrol, 5 hafta sadece bazal diyet alan grup), Grup2 (n=7) (5 hafta bazal diyet+oral soy izoflavon (Diyette 100mg/kg) alan grup, Grup3 (n=7) (5 hafta i.p. olarak haftada 3 gün 0,15 ml/100g ¾ oranında zeytin yağı içinde CCL4 uygulanan ve sadece bazal diyet alan grup), Grup4 (n=7) (5 hafta i.p. olarak haftada 3 gün 0,15 ml/100g ¾ oranında zeytin yağı içinde CCL4 uygulanan ve oral soy izoflavon (Diyette 100mg/kg) alan grup).

    Çalışma gruplarına içerisine major soy isoflovanlar olan genistein (5,7,4-trihidroksi izoflavon), daidzein (7,4-dihidroksi izoflavon) ve glyctein (7,4-dihidroksi6-metoksi izoflavon) katılmış özel olarak hazırlanmış yem verilmiştir (Tablo I).


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 1: Çalışma gruplarına verilen yem içeriği ve soy izoflavon içerikleri

    Plazma MDA ölçümleri
    Plazma MDA düzeyleri Satoh 18 ve Yagi 19 tarafından modifiye edilmiş olan tiyobarbitürik (TBA) asit metodu ile ölçüldü. Metod lipid peroksidasyonunun aldehit ürünlerinden biri olan MDA ve TBA arasındaki reaksiyon sonucu oluşan pembe renkli kompleksin 532 nm dalga boyunda spektrofotometrik olarak ölçülmesi esasına dayanmaktadır. Sonuçlar nmol/ml olarak verildi.

    Doku homojenizasyonu ve karaciğer doku MDA ölçümleri
    Alınan doku örnekleri soğuk % 0.9 NaCl ile yıkandıktan sonra ıslaklığı alınarak tartımı yapıldı ve çalışma yapılıncaya kadar –70 Cº de derin dondurucuda saklandı. Çalışma esnasında 1 gram doku başına 9 ml % 1.15 ‘lik KCl (1/10 oranında) olacak şekilde homojenat hazırlandı. Hazırlanan homojenattan lipit peroksidasyonun son ürünlerinden olan MDA düzeyleri, Ohkawa ve ark. 20 tarafından belirlenen metodla spektrofotometrik olarak ölçüldü. Ölçüm prosedüründe; 0.2 ml % 10 (w/v) doku homojenatına, 0.2 ml % 8.1 sodyum dodesil sülfat (SDS) ve 1.5 ml % 20 asetik asit solusyonundan eklendi. Ardından 1.5 ml %0.8 aköz TBA solusyonundan eklenerek son hacim 4 ml olacak şekilde distile su eklendi. 95 C sıcaklıkta kaynar su banyosunda inkubasyondan sonra çeşme suyu ile soğutularak 1 ml distile su ve 5 ml n-butanol-piridin karışımından (15:1 v/v) konuldu. Santrifüj edildikten sonra üst kısımdaki organik tabaka alınarak 532 nm dalga boyunda spektrofotometrik olarak ölçüm yapıldı. Sonuçlar nmol/g doku olarak verildi.

    Plazma Paraoksonaz ve Arilesteraz ölçümü
    Plazma paraoksonaz aktivitesi ölçümü substrat olarak kulanılan paraoksonun enzimatik hidrolizi sonucu oluşan 4-nitrofenolün ölçümü esasına dayanan Ruiz ve ark 21 metodu ile ölçüldü. Plazma paraoksonaz düzeyleri; 2 mmol/L CaCl2, 1 mol/L NaCl ve 2 mmol/L paraokson (O-O-dietil-O-p-nitrofenilfosfat) içeren 0.1 mol/L pH:8 Tris-HCl buffer çözeltisi kullanılarak; 1400 µl bu reaktif karışımına 40 µl serum örneğinin ilave edilmesiyle oluşan 4-nitrofenolün 412 nm’de spektrofotometrik olarak ölçülmesi ile belirlendi.

    Plazma arilesteraz aktivitesi ise substrat olarak kullanılan fenilasetatın enzimatik hidrolizi sonucu oluşan fenolün ölçümü esasın dayanan Juretic ve ark 22 metodu ile ölçüldü. 2 mmol/L CaCl2, 2 mmol/L fenilasetat içeren 0.1 mol/L pH:8 Tris-HCl buffer çözeltisi kullanılarak; 1500 µl bu reaktif karışımına 10 µl 1/50 dilüe serum örneğinin ilave edilmesiyle oluşan fenolün 270 nm’de spektrofotometrik olarak ölçülmesi ile belirlendi.

    İstatistiksel değerlendirme
    Çalışma sonucunda elde edilen veriler ortalama±standart sapma olarak verildi. Parametrelerin gruplar arasındaki değerlendirilmesinde tek yönlü varyans analiz testi, Kruskal Wallis, ikili karşılaştırmalarda ise Mann Whitney-U testi ile değerlendirme yapıldı. Ayrıca bazı parametreler için Pearson Spearman korelasyon testleri kullanıldı. İstatistik değerlendirmeler SPPS 11.0 paket program kullanılarak yapıldı.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Bulgular
    Çalışma sonucunda elde edilen rutin biyokimyasal parametreler tablo II de gösterildi. Aspartat transaminaz (AST) ve Alanin transaminaz (ALT) değerlerinin kontrol gruplarına göre CCL4 uygulanmış grupta oldukça anlamlı artış gösterdiği saptandı ( b p<0.001 (grup 3-1 ve grup3-2)). CCL4 ile birlikte soy izoflavon verilen grupta da kontrol gruplarına göre anlamlı bir artış olmakla beraber (a P<0.05 (grup 4-1 ve grup 4-2)), sadece CCL4 verilmiş grupla karşılaştırıldığında anlamlı bir azalma olduğu gözlendi (b P<0.001 (grup 4-3)). Plazma gama-glutamil transferaz (GGT) düzeylerinde de özellikle CCL4 uygulanmış grupta; kontrol gruplarına göre anlamlı bir artış olduğu ( c P<0.001 (grup 3-1 ve grup3-2)), CCL4 ile birlikte soy izoflavon uygulanan grupta ise kontrol gruplarına göre anlamlı olarak yüksek olmakla beraber ( b P<0.01 (grup 4-1 ve grup 4-2)), CCL4 verilen gruba göre anlamlı olarak azaldığı gözlendi (a P<0.05 (grup 4-3)), (Tablo II).Gruplarda total protein ve albumin düzeylerinin ise özellikle CCL4 uygulanmış grupta , kontrol gruplarına göre anlamlı olarak azaldığı gözlendi (a P<0.05 (grup 3-1 ve grup3-2)). Alkalen fosfat düzeyleri ise CCL4 uygulanmış ratlarda kontrol gruplarına ve CCL4 ile birlikte soyisoflavon uygulanmış gruplara göre anlamlı olarak artış gösterdi (sırasıyla b P<0.001 (grup 3-1), a p<0.05 (grup3-2) ve (grup 3-4)). Kontrol grubu ile sadece soy izoflavon verilen grup arasında rutin parametreler arasında alkalane fosfataz dışında (b P<0.01 (grup1-2)) anlamlı bir farklılık gözlenmedi.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 2: Çalışma gruplarında elde edilen bazı biyokimyasal parametreler
    CCL4 uygulanmış ratlarda plazma MDA düzeylerinin, kontrol grupları ve CCL4 ile birlikte soy izoflavon verilen grupla karşılaştırıldığında anlamlı olarak yüksek olduğu gözlendi (sırasıyla b P<0.01 (grup 3-1 ve grup3-2) ve a P<0.05 (grup3-4)). (Tablo III). Karaciğer doku MDA düzeyleri de CCL4 uygulanan grupta, kontrol gruplarına göre anlamlı olarak yüksekti (b P<0.01, (grup 3-1 ve grup3-2)). CCL4 ile birlikte soy izoflavon uygulanan grupta karaciğer doku MDA düzeylerinin ise soy izoflavon verilen kontrol grubuna göre anlamlı olarak yüksek iken (a P<0.05, (grup 4-2)), CCL4 uygulanan grupla kıyaslandığında ise karaciğer doku MDA düzeylerinde anlamlı bir azalma olduğu gözlendi (a P<0.05 (grup 4-3)) (Tablo III, Şekil 1, Şekil 2).


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 3: Çalışma gruplarında elde edilen plazma ve karaciğer doku MDA düzeyleri ile plazma paraoksonaz ve arilesteraz düzeyleri


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Sekil 1: Çalışma gruplarında plazma MDA düzeyleri (a P<0.05 Grup 4 vs 1, 3, b P<0.01 Grup 3 vs 1, 2)


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Sekil 2: Çalışma gruplarında karaciğer doku MDA düzeyleri (a P<0.05 Grup 4 vs 2, b P<0.01 Grup 3 vs 1,2)

    Plazma paraoksonaz aktivite düzeylerinin kontrol grubunda, sadece CCL4 verilen gruba göre anlamlı olarak yüksek olduğu gözlendi (a P<0.05, (grup 1-3). Plazma paraoksonaz düzeyleri, soy izoflavon verilen kontrol grubunda; kontrol grubu ve sadece CCL4 verilen gruba göre anlamlı olarak yüksekti (b P<0.05, (grup 2-1), c P<0.001 (grup 2-3)). Sadece CCL4 uygulanan gruptaki plazma paraoksonaz düzeyleri ise CCL4 ile birlikte soy izoflavon verilen grup ile kıyaslandığında anlamlı olarak düşüktü (c P<0.001 (grup 3-4)) (Tablo III, Şekil 3, Şekil 4).


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Sekil 3: Çalışma gruplarında plazma paraoksonaz düzeyleri (a P<0.05 Grup 1-3, b P<0.05 Grup 2 vs 1, c P<0.001 Grup 3 vs 2 ,4)


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Sekil 4: Çalışma gruplarında plazma arilesteraz düzeyleri (a P<0.05 Grup 2 vs 1, b P<0.01 Grup 3 vs 2,4)

    Plazma arilesteraz düzeylerinin ise sadece CCL4 uygulanan grupta; diğer gruplara göre anlamlı olarak düşük olduğu gözlendi (sırasıyla, a P<0.05 (grup3-1), b P<0.01 (grup 3-2 ve grup3-4)).

    CCL4 uygulanmış grupta plazma MDA düzeyleri ve paraoksonaz düzeyleri arasında negatif yönde anlamlı bir korelasyonun olduğu gözlendi. (r:-0.537, p<0.01).

    CCL4 ile birlikte soy izoflavon uygulanmış grupta özellikle plazma MDA düzeyleri ve paraoksonaz düzeyleri karşılaştırıldığında da negatif yönde anlamlı bir korelasyonun olduğu gözlendi (r:-487 p<0.01)

    Histopatolojik bulgular
    Tablo IV de görüldüğü gibi CCL4 uygulanmış grupta yağlanma (steatozis) derecelerine bakıldığında sadece CCL4 verilmiş gruptaki steatozisin, soy izoflavon uygulamasıyla anlamlı olarak gerilediği görülmüştür (a P<0.05, (grup 3-4)). Ayrıca CCL4 uygulanmış grup inflamasyon ve nekroz açısından değerlendirildiğinde artmış olan inflamasyon ve nekrozun, CCL4 ile brlikte soy izoflavon verilen grupta anlamlı olarak azaldığı (a P<0.05 (grup3-4), b P<0.01 (grup3-4)), yine CCL4 uygulanmış gruptaki fibrozisinde soy izoflavon uygulaması ile anlamlı olarak gerilediği gözlendi (b P<0.01 (grup3-4)) (Tablo IV, Şekil 5, Şekil 6).


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 4: Çalışma gruplarında elde edilen histopatolojik bulgular


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Sekil 5: CCL4 uygulanmış ratlarda karaciğer dokusunda fibrozis ve inflamasyon hidropik dejenerasyon ve yağlanma (Massaon Trichrom X200)


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Sekil 6: CCL4 uygulanmış ve soyizoflavan verilmiş ratlarda karaciğer dokusu görünümü, fibrozisde azalma (Massaon Trichrom X200).

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Tartışma
    Oksidatif stres sonucu açığa çıkan serbest oksijen radikallerine bağlı olarak oluşan lipid peroksidasyonunun; kanser, aterosklerotik kalp hastalıkları, karaciğer hastalıkları ve toksik hücre hasarlarında patogenezden sorumlu olduğu bilinmektedir. Yapılan çalışmalar da CCL4 uygulanmış ratlarda oksidatif stres ve karaciğer kupfer hücrelerinin inaktivasyonunun karaciğer fibrozisinde önemli bir rol oynadığı görülmektedir 23,24. Wang ve ark. 25 melatonin uygulaması ile CCL4 uygulanmış ratlarda, karaciğerde fibrozisin gerilediğini ve antioksidan enzimler olan superoksid dismutaz (SOD) ile Glutatyon peroksidaz (GSH-Px) düzeylerinde artış olduğunu rapor etmektedirler. Bir başka çalışmada akut CCL4 uygulamasında bakteri hücre duvarlarında ve bitki duvarlarındaki kitin yapısındaki katyonik polisakkarit yapılı Chitosanın lipit peroksidasyonu azalttığı antioksidan enzimlerden SOD ve katalaz (CAT) aktivitelerini ise arttırdığı bildirilmektedir 26. Mi Kyung Lee ve ark 27 yüksek kolesterol diyeti uygulanan ratlarda bir soy izoflavon olan Naringenin uygulaması ile plazma ve karaciğer dokusunda artmış MDA düzeylerinin düşüş gösterdiğini rapor etmişlerdir. Ayrıca antioksidan olarak flavonoidlerin özellikle karaciğer homojenatlarında mikrozom, mitokondri ve lipozomlarda öncü oksidant yapıların neden olduğu lipit peroksidasyonunu da inhibe ettiği rapor edilmektedir 28.

    Çalışmamızda CCL4 uygulanmış ratlarda artmış olan lipit peroksidasyonuna bağlı karaciğer hasarı sonucunda karaciğer enzimlerinden AST ve ALT düzeyleri anlamlı olarak artarken bu artışların soy izoflavon uygulaması ile düştüğü gözlenmiştir. Ayrıca CCL4 uygulanmış ratlarda karaciğer dokusunda artmış olan inflamasyon ve nekrozun da soy izoflavonla gerilediği görülmektedir. İnflamasyon, toksik maddeler ve ilaçlara bağlı olarak ortaya çıkan süreç karaciğer hasarında oldukça önemli bir rol oynamaktadır. Bu süreçte özellikle serbest oksijen radikalleri ve artmış hidrojen peroksit gibi prooksidan yapılar ile birlikte profibrojenik yapılı bazı mediatörlerde hasarı artırmaktadır. Bu açıdan bakıldığında hücresel oksijenazları, NADPH oksidaz veya hücresel antioksidantları aktive etmek yoluyla veya antioksidan enzimlerin aktivasyonu ile oksidatif hasarın engellenmesinde antioksidan özelliklere sahip soy izoflavonlar gibi bileşiklerin kullanılması oldukça önemlidir 29.

    Aneja ve ark 30 tarafından yapılan bir çalışmada, fitoöstrojenlerden Genistein ve daidzein uygulaması sonucunda CCL4’e bağlı karaciğer hasarından hepatik glutatyon-S transferaz ve antioksidan hepatik glutatyon aracılığı ile korunduğu ve lipid peroksidasyonunu önlediği rapor edilmektedir. Belinky ve ark 31 bir soy izoflavon olan Glabridinin,bakır iyonları ve 2,2 %-azobis (2-amidino-propane) dihydrochloride (AAPH) gibi bileşikleri indükleyerek lipid peroksidasyonunu ve oksisterol oluşumunu inhibe ettiğini,bu şekilde LDL oksidasyonunu önlediğini bildirmektedirler.

    De Whalley ve ark 32 ise diyette bulunan flavon ve flavonol türevlerinin makrofajlar aracılığıyla meydan gelen LDL oksidasyonunu önemli ölçüde inhibe ettiğini bildirmektedir. Mangiapane ve ark.33 da doğal olarak oluşan ve bir flavonol türevi olan kateşinin arterial hücre duvarında bakır iyonları ile oluşan LDL oksidasyonunu inhibe ettiğini rapor etmektedir. Bütün bu çalışmalara bakıldığında; soy izoflavonların oksidatif hasarı geriletmesi yanında LDL oksidasyonunu da önlediği, ancak bunun tam olarak hangi mekanizmalar ile olduğu konusunun net olmadığı görülmektedir. Bu açıdan ele alındığında; kalsiyum bağımlı, HDL kolesterol içeren bir enzim olan ve başta LDL kolesterol olmak üzere plazma lipoproteinlerini serbest oksijen radikallerine bağlı oksidasyondan koruyan antioksidan bir enzim olan paraoksonaz enzimi üzerinde durmak gerekir. Paraoksonaz, lipit peroksitleri ve hidrojen peroksit (H2O2) gibi potent oksidant yapıları enzimatik reaksiyonlarda substrat olarak kullanabilir. H2O2 özellikle aterogenezis sırasında arter duvarı endotelde oluşan major bir reaktif oksijen bileşikleri (ROS) türüdür ve LDL oksidasyonuna yol açarak daha potent oksidatif ürünler oluşumuna yol açabilmektedir. Bu yüzden paraoksonaz enziminin H2O2 hidrolize edebilme yeteneği özellikle potent antioksidan yapıların ortadan kaldırılmasında önemli bir rol oynamaktadır 27.

    Çalışmamızda da yoğun olarak HDL kolesterole bağlı olarak bulunan ve özellikle lipid peroksidleri hidrolize eden bir antioksidant enzim olarak tanınan paraoksonaz düzeyleri ve plazma arilesteraz düzeylerinin CCL4 uygulanan grupta azaldığı, soy izoflavon uygulaması sonucunda ise bu enzimlerin plazma düzeylerinde anlamlı artışlar olduğu ve stimule olduğu gözlendi.

    Bazı çalışmalarda doğal antioksidan yapılar olan Vitamin C ve folik asit eklenmesinin paraoksonaz aktivitesini ve arilesteraz aktivitesini arttırdığı rapor edilmektedir 34. Bir başka çalışmada Jesup ve ark 35 LDL oksidasyonunun endojen lipofilik antioksidan yapılı bileşiklerin (vitE, beta- karoten ve likopen vb) azalmasından sonra başladığını bildirmektedirler. Ayrıca yüksek kolesterol içeren diyetle beslenme ve buna bağlı olarak artan lipit peroksid düzeylerinin paraoksonaz enzim aktivitesinde inaktivasyona neden olduğunu belirten çalışmalar da bulunmaktadır 36. Karaciğer hasarı oluşumu sırasında ROS üretiminde meydana gelen aşırı artış ve buna bağlı olarak antioksidan enzimler olan SOD ve GSH-Px düzeylerinde anlamlı azalmalar olmaktadır. Dolayısı ile antioksidan enzimler ile karaciğer hasarı, fibrosiz ve lipid peroksidasyon düzeyleri arasında ters bir korelasyon olduğu gözlenmektedir 37,38. Çalışmamızda da CCL4 uygulanmış grupta artmış olan MDA düzeylerinin plazma paroksonaz düzeyleri ile ters bir korelasyon gösterdiği ve soy izoflavon uygulanmış grupta stimule edilmiş olan paraoksonaz enziminin artmış MDA düzeylerini anlamlı olarak düşürdüğü gözlenmiştir.

    Bu sonuçlarla soy izoflavonların deneysel olarak oluşturulmuş CCL4 hasarına bağlı olarak gelişen karaciğer harabiyetini önlemede etkili olduğu, artmış olan lipit peroksidasyon ürünlerini azalttığı ve soy izoflavonların antioksidan özelliğe sahip paraoksonaz enzimini stimule edici bir etkisi olduğu da görülmektedir.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Kaynaklar

    1) Recknagel R, Glende EA, Dolak JA, Waller RL. Mechanisms of carbon tetrachloride toxicity. Pharma Ther 1989; 43: 139-154.

    2) Slater TF. Free radicals as reactive intermediates in injury. In: R Snyder, DV Parke, JJ Kocsis, DJ Jollow, GG Gebson, CM Witmer (Eds). Biological Reactive Intermediates II: Chemical Mechanisms and Biological Effects. New York, Plenum Press, 1982: 575-589.

    3) Nadkarni GD, Souza NB. Hepatic antioxidant enzymes and lipid peroxidation in carbon tetrachloride-induced liver cirrhosis in rats. Biochem Med and Met Biol 1988; 40: 42-5.

    4) Parola M, Rubio M, Varela G, et al. Effects of S-adenosylmethionine on lipid peroxidation and liver fibrogenesis in carbon tetrachloride-induced cirrhosis. J Hepatol 1996; 25: 2000- 2005.

    5) Lee RG. Fibrosis and cirrhosis. Diagnostic Liver Pathology.First Ed. Mosby-ear Book Inc 1994; 280-304.

    6) Shimiziu I. Antifibrogenic therapies in Chronic HCV infection. Current Drug Targets Infectious Disorders. 2001; 1 (2): 227-240.

    7) Shimiziu I. Impact of estrogens on the progression of liver disease. Liver International 2003; 23 (1):63-69.

    8) Bahcecioglu IH, Ustundag B, Ozercan IH et al. Protective effect of Ginkgo Biloba extract on CCl4- induced liver damage. Hepatology Research 1999; 15: 215-224.

    9) Jeong TC, Kim HJ, Park J, Ha CS, et al. Protective effects of red ginseng saponins against carbon tetrachloride induced hepatotoxicity in sprague dawley rats. Planta Med 1996; 63:136-140.

    10) Nagata H, Takekoshi S, Takagi T, Honma T &Watanabe K. Antioxidative action of flavonoids quarcetin and catechin mediated by the activation of glutathione peroxidase. Tokai J Expe Clin Med. 1999; 24 (1),1-11.

    11) Kelly E. Heim, Anthony R. Tagliaferro, Dennis J. Bobilya. Flavonoid antioxidants: chemistry, metabolism and structure-activity relationships J of Nutritional Biochemistry 2002; 13: 572–584.

    12) Kulling SE, Lehmann L, Metzler M. Oxidative metabolism and genotoxic potential of major isoflovane phytoestrogens. J of Chromotoghraphy 2002; 777: 211-218.

    13) Cai Q and Wei H. et al. Effect of dietary gensitein on antioxidant enzyme activities in SENCAR mice . Nutrition Cancer 1996; 25: 1-7.

    14) Chunyeon Choi, Hyeyeon Cho. et al. Supressive effects of genistein on oxidative stres and NF-kB activation in RAW 264.7 Macrophages. Biosci Biotech Biochem 2003; 67 (9): 1916-1922.

    15) L.Anila, N.R. Vijayalakshmi. Antioxidant action of flavonoids from Mangifera indica and Emblica officinialis in hypercholesterolemic rats, Food and Chemistry , 2003; 83: 569-574.

    16) Mackness MI, Mackness B, Durrington PN, Connelly PW, Hegele RA. Paraoxonase: biochemistry, genetics and relationship to plasma lipoproteins. Curr Opin Lipidol 1996; 7:69–76.

    17) Watson A, Berliner JA, Hama SY, et al. Protective effect of high density lipoprotein associated paraoxonase: inhibition of the biological activity of minimally oxidized low density lipoprotein. J Clin Invest 1995; 96: 2882–2891.

    18) Satoh K. Serum lipid peroxide in cerebrovascular disorders determinde by a new colorimetric method. Clin Chim Acta. 1978; 90:37-43.

    19) Yagi K.Assay of lipide peroxidation in blood plasma and serum.Methods Enzmology 1984;105; 328-363.

    20) Ohkawa H, Ohishi N, Yagi K. Assay for lipid peroxides in animal tissues by thiobarbituric acid reaction. Analytical Biochemistry 1979; 95; 351-358.

    21) Ruiz J, Blanche H, James RW, et al. Gln-Arg 192 polymorphysm of paraoxonase and coronary heart disease in y-type 2 diabetes. Lancet 1995, 346;869-872.

    22) Juretic D, Tadjanovic M, Rekic B, et al. Serum paraoxonase activities in hemodialyzed uremic patients. Cohort study Croat Med J 2001; 42: 146-150.

    23) Muriel P, Escobar Y. Kupffer cells are responsible for liver cirrhosis induced by carbon tetrachloride .Journal of Applied Toxicology 2003; 23 (2): 103-108.

    24) Luckey SW, Peterson DR. Activation of kupffer cells during the course of carbon tetrachloride induced liver injury and fibrosis in rats. Experimental and Molecular Pathology 2001; 71 (3): 226-240.

    25) Wang H, Wei W, Wang NP, et al.Melatonin ameliorates carbontetrachloride-induced hepatic fibrogenesis in rats via inhibition of oxidative stres. Life Sci 2005; 77:1902-1915.

    26) Jeon Tae IL, Hwang SG, Park NG, et al. Antioxidative effect of Chitosan on chronic carbon tetrachloride induced heaptik injury in rats. Toxicology 2003; 187: 67-73.

    27) Me Kyung Lee, Hae Bok S, Jeong TS, et al. Supplemnetation of Naringenin and its synthetic derivative alters antioxidant enzyme activities of erythrocyte and liver in high Cholesterol fed rats. Biorganic and Medicinal Chemistry 2002; 10: 2239-2244.

    28) Rodriguez RJ, Miranda CL, Stevens JF, Deinzer ML, Buhler DR. Influence of prenylated and non prenylated flavonoids on liver microsomal lipid peroxidation and oxidative injury in rat hepatocytes. Food and Chemical Toxicology 2001; 39: 437-445.

    29) Fuhrman B and Aviram M. Flavonoids protect LDL from oxidation and attenuate atherosclerosis. Current Opinion in Lipidology 2001; 12 (1); 41-48.

    30) Aneja R and Upadhyaya G. Ameliorating effect of Phtoestrogens on CCl4-induced oxidative stres in the livers of male wistar rats. Artificial Cells, Blood substitues and Biotechnology 2005; 201-213.

    31) Belinky PA, Aviram M, Fuhrman B, Rosenblat M, Vaya J.The antioxidative effects of the isoflaglabridin on endogenous constituents of LDL during its oxidation. Atherosclerosis 1998;137: 49-61.

    32) De Whalley C, Rankin SM, Hoult JR, Jessup W, Leake D. Flavonoids inhibit the oxidative modification of low density lipoproteins by macrophages. Biochem Pharmacol 1990; 39: 1743.

    33) Mangiapane H, Thomson J, Salter A, et al. The inhibition of the oxidation of low density lipoproteins by catechin, a naturally occurring flavonoid. Biochem Pharmacol 1992; 43: 445.

    34) Jarvik GP, Tsai NT, McKintry LA, et al. Vitamin C and E intake is associated with increased paraoxonase activity. Arteioscler Thromb Vasc Biol 2002; 22:1329–1333.

    35) Jessup W, Rankin SM, De Whalley CV, et al. Alpha-tocopherol consumption during low density lipoprotein oxidation. Biochem J 1990;265: 399.

    36) Aviram M, Rosenblat M, Scott B, et al. Human serum paraoxonase (PON1) is inactivated by oxidised low density lipoprotein and preserved by antioxidants. Free Radic Biol Med 1999;26:892–904.

    37) Castilla Cortazar I, Garcia M, Muguerza B, et al. Hepatoprotective effects of insuline like growth factor I in rats with carbon tetrachloride induced cirrhosis. Gastroenterology. 1997; 113 (5): 1682-1691.

    38) Polavarapu R, Spitz DR, Sim JE, et al. Increased lipide peroxidation and impaired antioxidant enzyme function is associated with pathologicall liver injury in experimental alchocolic liver disease in rats fed diets high in corn oil and fish oil. Hepatology 1998; 27 (5): 1317-1323.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • [ Başa Dön ] [ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
    [ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]