[ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]
Fırat Üniversitesi Sağlık Bilimleri Tıp Dergisi
2006, Cilt 20, Sayı 2, Sayfa(lar) 149-154
[ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
SPİNAL TÜMÖRLER: SCHWANNOMA’ LARDA PROGNOSTİK FAKTÖRLERİN ANALİZİ
Hülagü KAPTAN1, Mustafa İLHAN2, Celal KILIÇ3
1Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nöroşirürji Kliniği Ankara – TÜRKİYE
2Gazi Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Halk Sağlığı Anabilim Dalı, Ankara-TÜRKİYE
3Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nöroşirürji Kliniği, Ankara – TÜRKİYE
Anahtar Kelimeler: Schwannoma, erken dönem cerrahi sonuçlar, Total rezeksiyon
Özet
2000-2005 yılları arasında kliniğimizde opere edilen, schwannoma olgularının, tedavi sonuçları ve sonuçları etkileyen faktörlerin incelenmesi amaçlanmıştır

Bu çalışmada, 12 schwannoma olgusu; yaş, cinsiyet, yakınma bulguları, yakınma süreleri, görüntüleme yöntemleri, yerleşim bölgeleri, Modifiye Mc Cormick Skalasına* göre değerlendirme, nörolojik inceleme bulguları, duraya göre yerleşim özellikleri, cerrahi şekilleri ve erken cerrahi dönem sonuçları dikkate alınarak değerlendirilmiştir.

Yaş ortalaması 40.50±18.55. %58.3’ü 7 erkek , %41.7’si 5 kadınlardadır. En sık yakınma %91.7 11 ile ağrıdır. %41.7‘si 5 lomber bölgede en sık yerleşirken; %83.3‘ü 10 İntradural ekstramedüllerdir. %83.3 10 total rezeksiyon uygulanmıştır. Erken dönem cerrahi sonuçlar incelendiğinde %58.3 7 kısmi iyileşme göstermiştir.

Schwannoma’lar, benign tümörlerdir. Şiddetli nörolojik bulguların ortaya çıkışından önce erken tanıya gidilmesi ve total rezeksiyon uygulanabilmesi ; sonucu çok olumlu etkilemektedir.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Giriş
    Genel olarak, tüm spinal tümörlerin %40‘nı intradural ekstramedüller (İD-EM), %5’ini intradural intramedüller (İD-İM), %55‘ini ekstradural (ED) yerleşimli tümörler oluşturmaktadır. (1-3) Sinir kılıfı tümörleri schwan hücrelerinden köken alır ve genel populasyondaki sıklığı, 0,3-0,5/100,000 şeklindedir. Spinal tümörlerin 1/3‘ünü oluşturduğu belirtilmektedir. İD-EM tümörlerin en sık olanlarındandır. Değişik serilerde menengioma ve schwannoma en sık olarak belirtilmiştir. 3-5 dekatlarda sık olup; cinsiyet baskınlığı görülmemekle birlikte değişik serilerde; kadınlarda, erkeklerden biraz daha fazla görüldüğü bildirilmiştir 1-9.

    Genellikle arka köklerden geliştiği için, spinal kordun posterior ve posteriolateralinde yerleşir. Sırasıyla en çok torakal bölgede olmak üzere servikal ve lomber bölgede yerleşmektedir. %58’i intradural-ekstrameduler, %27'si ekstradural ve %15'i kum saati (dumbell-shaped) şeklinde intra/ekstradural yerleşim göstermektedir. Çok nadir olarak intramedüller yerleşim görülmüştür. Mikroskobik incelemede Antony A ve Antony B alanlarından oluşmaktadır 1,2,4-8,10,11.

    %90’dan fazlası benign karakterlidir. Yavaş büyüyen tümörlerdir. Tanı konması ile semptomların başlaması arasında iki-üç yıl vardır. Sıklıkla ilk ortaya çıkan belirti segmental ve radiküler ağrıdır ve geceleri yoğun olduğu söylenir, geç dönemde ise kord basısına ait bulgular ortaya çıkar. %80’inde radiküler ağrı, %10’unda ise motor güçsüzlük, sfinkter problemleri ve duyu bozuklukları vardır. 2,3,5,6,8

    Direkt grafilerde (DG) olguların %50’sinde tanı koyduracak değişiklikler (foremenlerin genişlemesi, pediküllerde erozyon vb.) vardır. Kontrastsız Bilgisayarlı tomoğrafi ( BT) ile keskin sınırlı kitle ve komşu kemik erozyonu; Kontrastlı BT ile orta derecede çevresel kontrastlanma görülmektedir. Magnetik rezonans (MR)’da T1’de korda ve sinir köklerine göre izointens veya hafifçe hipointens, T2’de ise %75 hiperintens, %40 kist, %10 hemoraji görülmektedir. Heterojen, orta derecede kontrast tutulumu vardır. 2,3,6-8,12,13

    Amaç tam olarak tümörün çıkartılmasıdır. Bu durumda prognoz son derecede iyidir. Sinir kökü orjinli oldukları için diseke edilip, gerekiyorsa kökün kesilmesi gerekir, hemen hemen hiçbir zaman ciddi fonksiyonel sorun oluşturmaz. Rekürrensler genelde subtotal rezeksiyon sonrası oluşur. Cerrahi sonrası radyoterapi endikasyonu yoktur. Literatürde, komplikasyonlar olarak, araknoiditit ve vertebral deformitelerden söz edilmiştir. 1-3,5,7,8,10,14

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Materyal ve Metot
    Bu çalışmada, 2000-2005 yıllarında Dr.M.Ü. Acil Yardım Travmatoloji, Eğitim ve Araştırma Hastanesi ve Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nöroşirürji Kliniklerinde opere edilmiş 12 schwannoma olgusunun, tedavi sonuçları ve sonuçları etkileyen faktörlerin incelenmesi amaçlanmıştır.

    Tanı klinik, radyolojik, histopatolojik inceleme ile konulmuştur. Direkt grafi (DG), bilgisayarlı tomografi (BT) ve magnetik rezonans (MG) görüntüleme yöntemleri olarak kullanılmıştır. Olguların dosya, görüntüleme sonuçları ve ameliyat notları retrospektif olarak incelenmiştir.

    Olgular yaş, cinsiyet, yakınma bulguları, yakınma süreleri, görüntüleme yöntemleri, yerleşim bölgeleri, Modifiye Mc Cormick Skalasına* göre değerlendirme, nörolojik inceleme bulguları, duraya göre yerleşim özellikleri, cerrahi şekilleri ve erken cerrahi dönem sonuçları dikkate alınarak değerlendirilmiştir.

    Motor fonksiyonların değerlendirilmesinde Modifiye Mc Cormick Skalası kullanılmıştır. Operasyon sonrası birinci haftada yapılan nörolojik incelemenin, giriş nörolojik inceleme ile karşılaştırılması ile erken dönem cerrahi sonuçlar elde edilmiştir.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Bulgular
    Yaş ortalaması schwannoma’larda 40.50±18.55; yakınma süresi (hafta) ortalaması ise 46.16±69.32 idi. %58.3 7 ile erkeklerde daha sıkken, kadınlardaki oranı %41.7 5 ’dir.

    En sık ilk yakınma olarak; schwannoma’larda, ağrı %58.3 7 oranında görülmüştür. Kuvvet kaybı ve ağrı birlikteliği ise %33.3 4 ile bunu izlemektedir. En sık yakınma olarak %91.7 11 ile ağrı, %41.7 5 ile kuvvet kaybı, %33.3 4 ile duyu kaybı görülmüş. Sfinkter problemine rastlanmamıştır (Tablo-1).


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 1: Schwannoma’ların, cinsiyet ve yakınma bulguları, tanı yöntemleri, seviye, yerleşim ve nörolojik bulgularının dağılımı

    Tüm olgularda direkt grafi kullanılırken, %91.7 (11 )’sinde DG ve MR, %8.3 (1)’ünde ise DG,MR ve BT birlikte kullanılmıştır. MR’da T1’de %83,3 10 izointens, %16.6 (2) hipointens görünüm varken; T2’de %83,3 10 hiperintens, %16.6 2 kistik,, %16.6 2 hemorajik görünüm tespit edilmiştir. (Tablo-1)

    Schwannoma’ların %41.7‘si 5 lomberde, %33.3’ü 4 servikal, %16.7’si 2 torakal, %8.3’ü 1 servikatorakal böldege de yerleşmişlerdir. Schwannoma’ların %83.3‘ü (10) İD-EM, %8.3 1 İD-İM, %8.3‘ü 1 ED’dir.(Tablo-1)

    Motor fonksiyonlar, Modifiye Mccormick Scalasına göre değerledirildiğinde; %50’si 6 Grade II, %25’i 3 Grade-I, %16.7’si 2 Grade III, %8.3’ü 1 Grade IV’dü. Hiç bir olgu da Grade V’e rastlanılmamıştır. Nörolojik muayenede en sık %75 9 oranı ile motor defisit, duyu defisiti ve DTR anormalliklerine rastlanılmıştır. (Tablo-1)

    83.3 10 total rezeksiyon, %16.7 2 ise grostotal rezeksiyon uygulanmıştır. (Tablo-2)


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 2: Schwannoma’ların, cerrahi şekil ve erken cerrahi sonuçlarının dağılımı

    Erken dönem cerrahi sonuçlar incelendiğinde %58.3 7 kısmi iyileşme, %41.7’sinde 5 ise değişiklik gözlenmemiştir. (Tablo-2)

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Tartışma
    Conti ve arkadaşları, schwannoma’ların cinsiyet dağılımında, %61,18’inin erkek, % 38,82 ‘nin kadın, ortalama yaşın 44,3 ve yaş aralığı ise 7 ile 80 arasında değiştiğini; Mc Cormick ve arkadaşları, kadın erkek oranının eşitliğini ve 4. 6. dekatta yoğunlaşmanın olduğunu belirtmektedir. Genel olarak incelendiğinde ise yaş ortalaması 3. ve 5. dekatlarda değişmekle beraber, cinsiyet baskınlığı gözlenmemektedir. Serimizde 7 (%58.3) olgu erkeklerde, 5 (% 41.7) olgu ise kadınlarda görülmektedir. Birbirine yakın oranlar söz konusudur. Yaş ortalaması 40.5, yaş aralığı ise 10 ile 64 arasında değişmektedir. 3-5,7-9

    Genellikle literatürde, en sık yakınmanın, ağrı olduğu görülmüştür. Örneğin Seppala ağrının, olguların yaklaşık yarısında olabileceğini belirtmiştir. Conti ve arkadaşları, en sık yerleşim yerleri olarak da lomber (%48.6), torakal (%32.9) ve servikal (%18.4) bölgeyi belirtmişlerdir. Genellikle literatürde ise sırasıyla en çok torakal, servikal ve lomber bölgede yerleştikleri belirtilmiştir. Onofrio, özellikle yarısının torakal bölgede yerleştiğini belirmiştir. Mc Cormick ve arkadaşları ise, bu yerleşim sırasının tüm intradural ekstramedüller tümörleride kapsadığını ifade etmişlerdir. Serimizde ise lomber (%41.7), servikal (%33.3), torakal (% 16.7) ve servikotorakal (% 8.3) bölge tespit edilmiştir. Schwannoma’lar, genellikle servikal ve lomber bölgede en sık görülen, spinal tümörlerdir. Torakal bölgede, menengiomalar daha sık yerleşmektedir. Bu bakış açısıyla serimiz literatürle uyumludur. 3-9

    Serimizde ilk yakınma olarak %58.3 7 olguda ağrı tespit edilmiştir. Yine en sık yakınma olarak %91.7 11 ile ağrı, %41.7 5 ile kuvvet kaybı, %33.3 4 ile duyu kaybı görülmüş. Sfinkter problemine rastlanmamıştır. Literatürde ise; sıklıkla ilk ortaya çıkan belirti segmental ve radiküler ağrıdır ve geceleri yoğun olduğu söylenir, geç dönemde ise kord basısına ait bulgular ortaya çıkar şeklinde belirtilmektedir. %80’inde radiküler ağrı, %10’unda ise motor güçsüzlük, sfinkter problemleri ve duyu bozuklukları vardır .Seppala ise lokalize ağrının %46, paraparazinin %31, kord lezyonuna bağlı bulguların ise %27 oranında görüldüğünü ifade etmiştir. 2-4,6-8,16 Ağrı literatürle uyumlu olarak temel yakınma olarak karşımıza çıkmıştır. Subjektif bir yakınma olduğundan oranlarımızın daha yüksek çıktığını düşünüyoruz. Kuvvet kaybı oranlarının yüksekliği ise; kliniğimize geç başvurular nedeniyle kuvvet kayıplarının belirginleştiği şeklinde değerlendirilebilir.

    Olguların %91.7’de DG ve MR; %8.3’ünde ise DG, MR ile birlikte BT’de kullanılmıştır. MR, tanıda en iyi yöntem olduğu için, en önemli yeri tutmaktadır. MR, değişik düzlemli kesitler elde edebilme özelliği kitle lezyonun kesin sınırlarını, lokalizasyonunu ve varsa komşu yapılara invazyon bulgularını ortaya koyarken; kitlenin histolojik yapı özelliklerine ait bilgileri de görüntüleyeceğinden, tanı ve ayrıcı tanının yapılabilmesine geniş olanak sağlar. Genellikle, MR’da T1’de korda ve sinir köklerine göre izointens veya hafifçe hipointens, T2’de %75 hiperintens, %40 kist, %10 hemoraji görülmektedir. T2’deki bu hiperintens oranının %95’ten fazla olabileceği de belirtilmiştir. Kistik, hemorajik ya da nekrotik dejenerasyonlar özellikle T2’de görülmektedir. Heterojen, keskin kenarlı kontrast tutulumu vardır. Bu görünüme, schwannoma’larda diğer intradural ekstramedüller tümörlerden sık rastlanmaktadır. De Verdelhan’da özellikle bu görünümlerde, schwannoma tanısının düşünülmesi gerekliliğini ifade etmiştir. Bulgularımız literatürle uyumludur. 2,3,11-13,15

    Literatürde Schwannoma’lar çoğunlukla ekstra-medüller olarak belirtilmiştir, bununla birlikte %10-15 oranında kum saati şeklinde hem İD hem ED, %10 ED ve %1 ise İM görülebilmektedir. Bazı çalışmalarda ise şöyle bulgulara ulaşılmıştır. Conti, Klekamp, Seppala serilerinde, sırasıyla schwannoma’ların; %83.6, % 49.3, % 66 oranında İD-EM, % 7.4, % 27.7, % 13 oranında ED, %1.3, %0, % 0 oranında İD-İM olarak yerleştiklerini belirtmişlerdir. Serimizde ise İD-EM 10 (% 83.3) olgu, İD-İM 1 (% 8.3) ve ED ise 1 (% 8.3) olgu bulunmuştur. Schwannoma’lar çoğunlukla İD-EM yerleşimlidir, serimizde bu durumla paralellik göstermektedir. Serimizde İD-İM oranın yüksek olması, çok nadir görülen bir duruma, yukarıdaki çalışmalara görece, küçük bir seride, rastlanılmasından, kaynaklanıyor olabileceğini düşünmekteyiz 3-5,8,9,11,16

    Ortalama yakınmaların süresi Mc Cormick’e göre 2 yıl, Conti’ye göre ise 2 yılın üstündedir. Serimizde ise bu süre 2 ile 216 hafta arasında değişmekte olup; ortalama yakınma süresi 46.16 haftadır. Bu sonuçlar ile çoğu olgu da erken tanı konulduğunu söyleyebiliz. 5,8

    Conti’nin post operatif uzun dönem sonuçları incelediği çalışmasında; Lumbosakral bölgede yerleşenlerin %83.53’ü, servikal ve torakal bölgede yerleşenlerin %72.22’si iyileşme göstermiştir. Torakal bölgedekilerin %22.22’si, lumbosakral bölgedekilerin %13.84’ü, servikal %13.63 kısmi iyileşme göstermiştir. Lumbosakral bölgede yerleşenlerin %4.61’i, servikal ve torakal bölgede yerleşenlerin sırasıyla %4.54 ve %3.7’sinde değişiklik saptanmamıştır. Servikal bölgede yerleşenlerin %4.64’ünde kötüleşme görülürken; servikal ve torakal bölgede yerleşenlerin sırasıyla % 4.64 ve %1.85’i de yaşamlarını kaybetmişlerdir. Uzun dönem izlem sonucu yapılan bu çalışma da; olumlu sonuçlar lumbosakral bölgede, olumsuz sonuçlar ise servikal ve torakal bölgede görülmüştür. Genelde ise, olguların % 76.59’u iyileşme, %17.02’si kısmi iyileşme gösterirken, % 4.25’i değişiklik göstermemiş, %0.7’ sinde kötüleşme görülüp, % 1.41’de yaşamlarını kaybetmişlerdir. 8

    Serimizdeki schwannoma’ların yerleşim yerleri dikkate alınarak, erken dönem cerrahi sonuçları incelendiğinde ise; servikal, servikotorakal ve torakal bölgedekilerin tümü, kısmi iyileşme gösterirken; lomber bölgedeki tüm olgularda da değişiklik saptanmamıştır. Servikal ve torakal bölgenin anatomik özellikleri nedeniyle, yakınmalar ve bulgular daha erken ve daha agresif ortaya çıkabilmektedir. Erken ve etkin cerrahi ile de daha iyi bir progres gösterebilmektedir. Oysa ki lomber bölgedeki olgular, preoperatif dönemde, daha olumlu bir gelişim gösterdikleri için; post operatif dönemde değişiklik saptanmadığını düşünüyoruz. Genelde ise; olguların, %53.8’i kısmi iyileşme gösterirken, % 41.7’si değişiklik göstermemiştir. Kötüleşme yada eksitus ile sonuçlanan olgumuz olmamıştır. Uzun dönemli bir izlem, yapamamış olmamız nedeniyle, tam iyileşme gösteren olgularımızı saptayamadık. Erken dönemde kötüleşme gözlenen olgumuz olmadığı için, uzun dönemde sonuçlarımızın olumlu seyredeceğini düşünüyoruz.

    Bu çalışma da, 12 olguyu içeren bir seri sunduk. Schwannoma’lar, spinal tümörlerin en sık olanlarındandır. Medikal onkolojinin hasta-nemizde olmaması nedeniyle uzun dönem izlemler yapılamamıştır. Oysa ki tüm tümörlerde olduğu gibi, schwannoma’larda da multidisipliner bir yaklaşım gerekmektedir. Schwannoma’lar, benign tümörlerdir. Şiddetli nörolojik bulguların ortaya çıkışından önce erken tanıya gidilmesi ve total rezeksiyon uygulanabilmesi; sonucu çok olumlu etkilemektedir. Yerleşim yerinin de, sonucu etkileyen parametrelerden biri olduğu, göz önünde bulundurulmalıdır.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Kaynaklar

    1) Mc.Cormick PC, Stein BM: Spinal Cord Tumors in Adults. In Youmans Julian R (Ed) Neurosurgical Surgery. Fourty Edition .Volume 4,Ch 143 W.B.Saunders Company. 1997 (CD Edition )

    2) Stein BM, McCormick PC: Spinal Intradural Tumors. Wilkins RH, Rengachary SS (eds.), Neurosurgery, cilt 2, New York: Mc Graw-Hill Co, 1996: 1769-1781

    3) Zeidman SM: İntradural Intramedullary and Extramedullary tumors.Vacaro AR, Betz RRB, Zeidman SM. Principles and practice of spine surgery, Mosby, chapter 17, 2003: 223-239

    4) Onofrio BM: Intradural Extramedullary Spinal Cord Tumors.Clin Neurosurg. 1979: 25:540-55

    5) Mc.Cormick PC, Post KD, Stein BM: Intradural Extramedullary Tumors in Adults.Neurosurg Clin North Am 1990: 1: 591-608

    6) Van Goethem JW, Van den Hauwe L, Özsarlak Ö et all: Spinal Tumors European Journal Radiology, 2004 (50);159-176

    7) Hasegawa M, Fujisawa H, Hayashi Y, Tachibana O et al: Surgical pathology of spinal schwannomas: a light and electron microscopic analysis of tumor capsules. Neurosurgery. 2001 Dec; 49(6):1388-92.

    8) Conti P, Pansini G, Mouchaty H et all:Spinal neuromas: Retrospective analysis and long-term outcome of 179 consequtively operated cases and review of the literature, Surg Neurol 2004; 61:35-44

    9) Klekamp J, Sami M:Surgery of spinal nevre sheath tumors with special reference to neurofibromatosis, Neurosurgery, 1998; 42(2): 279-289

    10) Gökalp HZ, Erongun U: Spinal Kord Tümörleri. Nöroşirürji Ders Kitabı, Mars Matbası, Ankara, 1988:170-184

    11) Kona K, Inoue Y, Nakumura H, et al: MR imaging of a case of a dumbell shaped spinal schwannoma with intramedullary and intradural extramedullary components. Neuroradiology, 2001:43:864-7

    12) Osborn AG: Tumors, Cysts and Tumorlike Lesions of the Spine and Spinal Cord, Diagnostic Neuroradiology, Mosby–Year Book, Inc 1994:876-917

    13) Taveras JM: Neuroradiology, Third Edition, Williams and Wilkins, chapter 16,1996:880-897

    14) Hajjar MV, Smith DA, Schmicdek HH: Surgical management of Tumors of the nevre sheath involving the spine . Schmicdek HH, Sweet WH: Operative Neurosurgical Technigues, W: B: Saunders Company, Fourth Edition, Volume 2, Chapter 140, 2000:1843-1854

    15) De Verdelhan O, Haegelen C, Carsin-Nicol B, et all: MR imaging features of spinal schwannomas and meningiomas. J Neuroradiol. 2005: Jan; 32(1): 42-9.

    16) Seppala MT, Haltia MJ, Sankila RJ et all: Long-term outcome after removal of spinal schwannoma: a clinicopathological study of 187 cases. J Neurosurg. 1995: Oct;83(4):621-6.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • [ Başa Dön ] [ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
    [ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]