Karın duvarı ve göbeğin büyük boyutlu fıtıklarının kapatılmasında greft uygulamaları yapılarak olumlu sonuçlar alındığını bir çok araştırmacı
1-7,10,13,15,21 yaptıkları çalışmalarında rapor etmişlerdir. Küçük çaptaki fıtık delikleri basit dikişlerle dikilerek, çapı 5 cm'nin üzerindeki fıtık deliklerinin ise dacron, karbon fiber, sentetik tül gibi materyaller kullanılarak kapatılabildiği Koç ve ark.
2 tarafından bildirilmektedir. Bu çalışmada, fıtığın herhangi bir materyal kullanmadan kapatılmasının mümkün olmaması amacıyla defektler 6 x 6 cm boyutlarında oluşturulmuş ve otojen fascia lata grefti uygulaması için gerekli koşullar sağlanmıştır.
Bir çok araştırmacı 14,17-20,28, karın fıtıklarının onarımında otojen tensor fascia lata flebini kullanırken, Sydorak ve ark. 15 ise, konjenital diyaframa fıtıklarında otojen latissimus dorsi flebini uygulamışlardır. Kapan ve ark. 12, ratlarda karın fıtıklarında fascia lata grefti olan Tutoplast'ı kullanırken, Pelaez-Mata ve ark. 27 ise, allojen fascia lata grefti kullandıklarını bildirmişlerdir. Bu çalışmada kullanılan otojen fascia lata grefti, köpeklerde perineal fıtıklarda otojen fascia lata grefti kullanan Bongartz ve ark 30'nın bildirdiği yönteme göre elde edilmiş, ancak ondan farklı olarak deneysel karın fıtıklarında uygulanmıştır.
Alkan ve ark.'nın yaptığı bir çalışmada 33, tendo adezyonlarını önlemek için otojen fascia lata kullanılmış, otojen fascia lata grefti elde etmenin hiçbir olguda apse, serözite ve fistül gibi komplikasyonlara yol açmadığı bildirilmiştir. Bizim çalışmamızda da 3 olguda izlediğimiz ve greft alınan bölgede oluştuğu bildirilen 8,34 serözite birikimi ve ödeme, fascia lata'nın dikişlerle kapatılması sırasında oluşan aşırı gerginliğin neden olduğu düşünülmektedir. Ancak operasyon bölgesinde serözite oluşabileceği ve bu olumsuzluğun önüne geçmek için fıtık sargısı uygulamasının yararlı olacağı bildirildiğinden 2, yapılan bu çalışmada fıtık sargısı uygulanmış ve deneysel fıtık oluşturulan bölgede herhangi bir serözite birikimi gözlenmemiştir.
Geniş defektli fıtıkların onarımında kullanılacak materyalin karın iç basıncını karşılayacak derecede sağlam olması, sağaltımın başarısını olumlu yönde etkilemektedir 1,35. Anteplioğlu ve Samsar 35, geniş defektli fıtıkların kapatılmasında, uygulanan greftin karın içi basıncına maruz kalacağı için dayanıklı bir materyal olması gerektiğini bildirmişler ve kullandıkları grefti çift kat olarak uygulamışlardır. Koç ve ark. 2 ise, köpeklerde deneysel karın fıtıklarının onarımında tek kat sentetik tül kullanmışlar ve bu uygulama sonunda herhangi bir komplikasyonla karşılaşmadıklarını bildirmişlerdir. Sunulan bu çalışmada kullanılan otojen fascia lata greftinin sağlam bir yapıya sahip olduğu, kullanılan greft üzerinde karın iç basıncının herhangi olumsuz bir etkisinin bulunmadığı ve greftin bu basıncı rahatlıkla tolere ettiği saptanmıştır.
Fıtık deliklerinin kapatılmasında kullanılacak olan greftlerin gevşek veya aşırı gergin olmaması istenilen bir durumdur 2. Bu çalışmada kullanılan otojen fascia lata greftinin oluşturulan defektin kapatılması için yeterli büyüklüğe sahip olması ile olası gerginliğin ve yine bununla ilişkili olan komplikasyonların önüne geçildiği düşünülmektedir.
Fıtıkların sağaltımı amacıyla kullanılan greftlere bazı iç organların yapışabileceği bildirilirken 10,12, çalışmamızda, Koç ve ark.2'nın köpeklerde karın duvarı fıtıklarının sentetik tül ile onarımında bildirdiklerinden farklı olarak, otojen fascia lata grefti uygulanan bölgenin dikiş hattında 6 adet olguda, değişen derecelerde adezyonlar gözlenmiştir. Çalışmada gözlenen 1. ve 2. derecedeki bu adezyonların Nair ve ark. 31'nın derecelendirme sistemine göre hafif dereceli olduğu belirlenmiştir. Bu adezyonların operasyon sonrasında fascia lata grefti ile greftin uygulandığı bölgedeki doku kalınlıklarında oluşan farklılıktan kaynaklandığı kanısına varılmıştır.
Bu çalışmada izleme süresi sonunda yapılan makroskopik incelemelerde greft uygulanan bölgenin doku kalınlığının çevredeki normal karın duvarı kalınlığına ulaştığının gözlenmesi, Koç ve ark. 2'nın bildirdikleri ile uyumlu bir sonuç olarak değerlendirilmektedir.
Histopatolojik incelemelerde, transplante edilen dokunun bölgeye uyum sağladığı ve iyileşmenin kısa sürede gerçekleştiği vurgulanmıştır. Yine bu incelemelerde operasyon bölgesinde minimal düzeyde yangısal hücre infiltrasyonları ile fibroblast ve kollagen ipliklerden oluşan genç bir granülasyon dokusunun geliştiği ve ayrıca bölgede kapillar damar proliferasyonunun şekillendiği vurgulanmıştır. Bölgede gözlenen bu yangısal faaliyetlerin normal olduğu ve zaman ilerledikçe de yangı faaliyetlerinin azaldığı ifade edilmiştir 2,10,30. Yapılan bu çalışmada da kaynaklarda bildirilen mikroskobik bulgulara paralel bulgular gözlenmiş ve saptanan yangısal olayların iki ay sonunda incelemeye alınan 2. grup köpeklerde belirgin derecede gerilediği gözlenmiştir.
Fıtıkların onarımı için otojen fascia lata grefti kullanımının avantajları arasında, greftin kolay elde edilebilmesi, yeterli sağlamlığa sahip olması ve reddedilme olasılığının bulunmaması sayılabilir. Ancak grefti elde etmek için ikinci bir operasyonun gerekmesi, buna bağlı olarak anestezi süresinin uzaması ve az da olsa donör bölge morbiditesinin gözlenebilmesi dezavantaj olarak kabul edilebilir.
Sonuç olarak, bu çalışmada klinik ve histopatolojik incelemelerden elde edilen bulgular, köpeklerde karnın ventral duvarındaki geniş defektli fıtıkların otojen fascia lata greftleri ile kapatılarak güvenle sağaltılabileceğini göstermektedir.