[ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]
Fırat Üniversitesi Sağlık Bilimleri Tıp Dergisi
2008, Cilt 22, Sayı 2, Sayfa(lar) 073-076
[ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
Tip II Diabetus Mellituslu Hastalarda Akut Yorgunluk Sendromu ve Etkileyen Faktörler
Arife AZAK1, Sebahat ALTUNDAĞ1, Havva SERT2, Sezgi ÇINAR2
1Pamukkale Üniversitesi Denizli Sağlık Yüksekokulu, Denizli-TÜRKİYE
2Marmara Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu, İstanbul-TÜRKİYE
Anahtar Kelimeler: Diabetes mellitus, akut yorgunluk sendromu
Özet
Çalışmanın amacı Tip II DM'li hastalarda akut yorgunluk sendromunun varlığı, düzeyi ve yorgunluğu etkileyen faktörlerin belirlenmesidir.

Tip II DM'li 62 hastada, akut yorgunluk sendromunu değerlendirmek için Anderson Cancer Center tarafından geliştirilen “Kısa Yorgunluk Formu (Brief Fatigue Inventory)” kullanılmıştır.

Tip II DM'li olguların %53.2'si erkek, %46.8'i kadın olup, %37.1'i 46-55 yaş arasındadır. %45.3'üne 1-5 yıl içinde hastalık tanısı konulmuş, %43.5'ine oral antidiabetik tedavi uygulanmakta ve %53.2'si poliklinik hastası olarak takip edilmekte olup, %43.6'sının o anda az yorgunluk hissettiği, %40.3'ünün son 24 saat içinde genel yorgunluğunun orta düzeyde, en kötü hissedilen yorgunluğun ise az düzeyde olduğu belirlenmiştir. Genel yorgunluk düzeyi ile kilo kaybı arasında negatif yönde güçlü bir ilişki bulunmuştur (r:0,489, p:0,005). Genel yorgunluk düzeyi ve günlük faaliyetlerin etkilenme düzeyleri ile HbA1C düzeyi ve arasında pozitif yönde ileri derecede anlamlı ilişki bulunmuştur (r:0,364; p:0,004, r:0,283; p:0,026).

Tip II DM'li hastalarda o andaki yorgunluğun az hissedildiği, son 24 saat içinde genel yorgunluğunun orta düzeyde, en kötü hissedilen yorgunluğun ise az düzeyde olduğu belirlenmiştir. HbA1C seviyesinde artma, genel yorgunluk düzeyi ve günlük faaliyetlerin etkilenme düzeylerini etkilemektedir.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Giriş
    Diabetes Mellitus (DM), pankreasın beta hücrelerinden salgılanan insülin hormonun tam ya da kısmi yetersizliği sonucu ortaya çıkan, karbonhidrat, yağ ve protein metabolizması bozuklukları ile karakterize olan kronik hiperglisemi durumu olarak tanımlanmaktadır1,2. Avrupa'da ve Amerika'da toplam populasyonun %8'inin, 65 yaş nüfusun ise %20'sinin diabetik olduğu bildirilmektedir3. Ülkemizde ise DM prevelansı %7.2 bulunmuştur2,4. Tüm diabetlilerin %80'den fazlası Tip 2 diabet olup ülkemizde Tip 2 diyabet sıklığı %2,5-6 civarındadır4. İnsüline bağımlı olmayan DM (Tip II) kronik seyirli, genetiği, patogenezi ve klinik seyri yönünden heterojen bir metabolizma hastalığıdır. Çoğunlukla yorgunluk, halsizlik, baş dönmesi, bulanık görme gibi spesifik olmayan şikayetler klinik tabloyu oluşturur5. Yorgunluk, kas zayıflığı, atık ürünlerin birikmesi, enflamatuar süreçler gibi durumlarda ortaya çıkan ve engellenemeyen bir tükenme duygusu olarak tanımlanmaktadır6. Yorgunluk, Tip II DM'li hastaların hayatlarında önemli bir sorun olabilmekte, hastaların kendileri hakkındaki hislerini, günlük aktivitelerini, diğer kişilerle ilişkilerini etkileyebilmektedir. Bu nedenlerle Tip II DM'li hastalarda yorgunluğun belirlenmesi, en aza indirilmesi ve günlük yaşam aktivitelerinin planlanması önemlidir.

    Bu çalışma Tip II DM'li hastalarda akut yorgunluk sendromunun varlığı, düzeyi ve yorgunluğu etkileyen faktörlerin belirlenmesi amacı ile yapılmıştır.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Materyal ve Metot
    Araştırmanın örneklemini 1 Nisan-30 Haziran 2005 tarihleri arasında hastanenin dahiliye servisi ve endokrin polikliniğine başvuran, çalışmayı kabul eden ve iletişim sorunu olmayan 62 hasta oluşturmaktadır.

    Veri toplama aracı olarak, bireysel özellikleri ve laboratuar değerlerini içeren sorgulama formu ve Akut yorgunluk sendromunu değerlendirmek için Anderson Cancer Center tarafından geliştirilen “Kısa Yorgunluk Formu (Brief Fatigue Inventory)” kullanılmıştır. Çınar ve arkadaşları tarafından dil geçerliliği yapılan ‘Kısa Yorgunluk Formu'nun iç tutarlılığı alfa:0,9824'dür (7). Kısa Yorgunluk Formu; genel yorgunluk düzeylerini (sorgulamanın yapıldığı anda hissedilen yorgunluk, son 24 saat içinde yaşanılan genel yorgunluk ve son 24 saat içinde yaşanılan en kötü yorgunluk) ve son 24 saat içinde günlük faaliyetlerin (genel aktivite, ruh durumu, yürüme becerisi, iş yaşamı, diğer kişilerle ilişkiler, yaşam sevinci) etkilenme düzeylerini içermektedir. Puanlama “0” ile “10” arası olup, “0” hiç etkilenmeme, “1-3” yorgunluk az düzeyde, “4-6” yorgunluk orta düzeyde, “7-9” yorgunluk fazla düzeyde, “10” en üst düzeyde etkilenmeyi göstermektedir.

    Elde edilen verilerin istatistiksel değerlendirilmesi, SPSS 10.0 paket programında yapılmış olup yüzdelik dağılım, t testi, varyans ve korelasyon analizinden yararlanılmıştır.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Bulgular
    Tip II DM'li olguların %53.2'si erkek, %46.8'i kadın ve %37.1'i 46-55 yaş arasındadır. Olguların %43.5'i ilköğretim mezunu, %93.6'sı evli ve %40.3'ü ev hanımıdır. %56.5'inde kronik hastalığın var olduğu, bunların %45.7'sinin hipertansiyon olduğu bulunmuştur. 1-5 yıl içinde hastalık tanısı konulmuş olanların oranı %45.3, oral antidiabetik tedavi uygulananların oranı %43.5 ve poliklinik hastası olarak takip edilenlerin oranı %53.2'dir. Tablo 1'e göre olguların %43.6'sının anlık yorgunluğu az, %40.3'ünün son 24 saat içinde genel yorgunluğu orta ve %40.3'ünün en kötü yorgunluğu ise az düzeyde hissettiği belirlenmiştir.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 1: Genel Yorgunluk Düzeyleri ( N: 62 ).

    Cinsiyetler açısından genel yorgunluk ve yorgunluğun günlük faaliyetleri etkileme düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmuş olup, kadınlarda erkeklerden daha fazla olduğu saptanmıştır (Tablo 2). Meslekler ile genel yorgunluk düzeyleri arasında anlamlı fark bulunmazken, günlük faaliyetlerin etkilenme düzeyleri arasında anlamlı fark bulunmuştur. Serbest çalışanlarda günlük faaliyetlerin etkilenme düzeyinin yüksek olduğu belirlenmiştir (Tablo 2).


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 2: Cinsiyetler, Meslekler Açısından Genel Yorgunluk Düzeyi ve Günlük Faaliyetlerin Etkilenme Düzeyi (N: 62 )

    Genel yorgunluk düzeyi ile kilo kaybı arasında negatif yönde güçlü bir ilişki bulunmuştur (r:0,489, p:0,005). Günlük faaliyetlerin etkilenme düzeyleri ile albumin düzeyi arasında negatif yönde, glikoz düzeyi arasında pozitif yönde ileri derecede anlamlı ilişki bulunmuştur (r:0,325; p:0,010, r:0,268; p:0,035). Genel yorgunluk ve günlük faaliyetlerin etkilenme düzeyleri ile HbA1C düzeyi arasında pozitif yönde ileri derecede anlamlı ilişki bulunmuştur (r:0,364; p:0,004, r:0,283; p:0,026). Genel yorgunluk ile günlük faaliyetlerin etkilenme düzeyleri arasında pozitif yönde çok ileri derecede anlamlı ilişki saptanmıştır (r:0,661; p:0,0001).

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Tartışma
    Çalışma, Tip II DM'li hastalarda akut yorgunluk sendromunun varlığı, düzeyi ve yorgunluğu etkileyen faktörlerin belirlenmesi amacı ile yapılmıştır. Tip II DM'li olguların %46.8'i kadın olup, %40.3'ü ev hanımıdır. Tip II DM genellikle 40 yaş sonrasında görülen ve yaşlılıkta sıklıkla artan bir hastalıktır1,3. Özcan'ın Tip 2 Diabetes Mellituslu Hastaların Bilgi ve Anksiyete Düzeyleri ile Metabolik Durumlarının Değerlendirilmesi ile ilgili çalışmasında en yüksek oranı 51-60 (%35.7) yaş grubundaki olgular oluşturmakta olup, %50.7'sinin ev hanımı olduğu belirlenmiştir8.

    Hipertansiyon Tip II DM'nin ilerleyen evrelerinde hastalığa sıklıkla eşlik eden patolojik bir bulgudur3. Özcan'ın çalışmasında hastaların hipertansiyon sıklığı %55.7 olarak bulunmuştur8. Çalışmada, olguların %45.7'sinde hipertansiyon varlığı belirlenmiştir ve Özcan'ın çalışması ile benzerlik göstermektedir.

    Tip II DM'nin tedavisinde genellikle diyet veya diyet ve oral antidiabetik tedavisi uygulamak yeterli olmaktadır. Tip II DM'li hastaların hemen hemen %75'i insülinsiz tedavi edilir ve yaklaşık %30-50'si sadece diyetle kontrol edilebilmektedir9. Kitiş ve Karakum'un çalışmalarında da olguların %55.1'inin oral antidiabetik tedavi uyguladıkları belirlenmiştir10. Çalışmada, olguların %43.5'i oral antidiabetik tedavi uygulanmaktadır ve yapılan diğer çalışmalar ile benzerlik göstermektedir.

    Yorgunluğun diabetle direkt ilişkisi hipoglisemi ve hiperglisemi gibi semptomların oluşturduğu fiziksel süreçten kaynaklanabilmektedir. Bununla birlikte uzun dönem tedavi ile ilişkili güçlüklerde yorgunluğu arttırabilmektedir11. DM, kanserler, kronik böbrek yetmezliği gibi kronik hastalıklarla birlikte yorgunlukta artmaktadır12. Meyerowitz ve arkadaşları meme kanseri nedeniyle kemoterapi uygulanan hastaların %96'sının yorgunluk yaşadıklarını saptamışlardır13. Brunier ve Graydon kronik böbrek yetmezliği olan hastalarda yorgunluğun en sık yakınılan ve hastaların günlük yaşam aktivitelerini en çok etkileyen faktör olduğunu belirlemişlerdir14. Yukarıda ifade edildiği gibi bir çok kronik hastalıkta yorgunluk önemli oranda yaşanılabilmektedir. Kronik bir hastalık olan DM'li hastalarda yorgunluğun varlığı ve etkileri ile ilgili direkt bir çalışma bulunamamasından dolayı, tartışmada diğer kronik hastalıklardaki araştırmalardan yaralanılmıştır. Çalışmada, olguların %43.6'sının o anda az yorgunluk hissettiği, %40.3'ünün son 24 saat içinde genel yorgunluğunun orta düzeyde, en kötü hissedilen yorgunluğun ise az düzeyde olduğu belirlenmiştir.

    JH Loge ve ark. tarafından yapılan çalışmada Hodgkin lenfomalı olgularda genel populasyona göre yorgunluğun daha fazla olduğu ve genel yorgunluğun kadınlarda erkeklere oranla daha yüksek olduğu saptanmıştır15. Çalışmada, kadınlarda genel yorgunluk düzeyi ve günlük faaliyetlerin etkilenme düzeyinin erkeklerden daha fazla olduğu belirlenmiş olup, JH Loge ve ark. tarafından yapılan çalışma ile benzerlik göstermektedir.

    Weijman ve ark. yapmış oldukları çalışmada, çalışan diabetlilerin yarısının yorgunluk yaşadıklarını, yorgunluğun %20'sinin işyerindeki faktörlerden %30'unun da diabetle ilişkili faktörlerden kaynaklandığını belirlemişlerdir16. Serbest çalışanlarda günlük faaliyetlerin etkilenme düzeyinin yüksek olduğu saptanmıştır. Çalışmada DM'li hastalarda yorgunluk düzeylerinin serbest çalışanlarda, çalışma saatlerinin, gelir düzeylerinin ve beslenmelerinin düzensizliği, gelecekle ilgili belirsizliklerin yarattığı kaygının yorgunluğun daha fazla algılanmasında rol oynadığı düşünülmektedir.

    Çalışmada, kilo kaybı arttıkça yorgunluk düzeyi de artma olduğu belirlenmiştir (r:0,489, p:0,005). Irvine ve arkadaşlarının17 yapmış oldukları çalışmada kilo kaybının yorgunluğu artırdığı belirlenmiş olup çalışmamız ile paralellik göstermektedir.

    DM'de insülin düzeyindeki dengesizlikler albumin düzeyini de etkilemekte, bu nedenle hastaların günlük yaşam aktivitelerini yerine getirirken yorgunluğu fazla düzeyde hissettikleri düşünülmektedir. Çalışmada, albumin düzeyi azaldıkça günlük faaliyetlerin yorgunluktan etkilenme düzeyinde artma olduğu belirlenmiştir (r:0,325; p:0,010).

    DM'nin tanısı ve takibinde HbA1C ve kan glukoz düzeyi ayırıcı kriterlerdendir. Kan glikoz seviyesinin normale yakın düzeyde devam ettirilmesi durumunda diabetin kronik komplikasyonlarının önemli ölçüde önlenebileceği bildirilmektedir9. DM'li hastaların tedavilerindeki güçlükler yaşam kalitelerini etkilemekte, özellikle insülin kullanımının düzensizliği HbA1C düzeyini arttırmakta ve yorgunluğun daha fazla hissedilmesine neden olmaktadır16. Çalışmada, olguların glikoz düzeyi ve HbA1C düzeyi arttıkça yorgunluk düzeyleri artmakta olduğu belirlenmiş olup, literatür ile paralellik göstermektedir.

    Çalışmada, olguların genel yorgunluk düzeyi artıkça günlük faaliyetlerin etkilenmesi de artmaktadır (r:0,661; p:0,0001). Genel yorgunluk düzeyinin artması hastaların genel aktivitelerini, ruh hallerini, yürüme becerilerini, çalışma yaşamlarını, kişiler arası ilişkilerini ve yaşam sevinçlerini etkileyebilmektedir.

    Sonuç olarak; Tip II DM'li hastalarda o andaki yorgunluğun az hissedildiği, son 24 saat içinde genel yorgunluğunun orta düzeyde, en kötü hissedilen yorgunluğun ise az düzeyde olduğu belirlenmiştir. HbA1C seviyesinde artma, genel yorgunluk düzeyi ve günlük faaliyetlerin etkilenme düzeylerini etkilemektedir.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Kaynaklar

    1) Pınar R. Diyabet ve yönetimi. İstanbul: Merve Matbaacılık, 1998: 36,58-9.

    2) Batkın D, Çetinkaya F. Diabetes Mellitus Hastalarının Ayak Bakımı ve Diabetik Ayak Hakkındaki Bilgi, Tutum Ve Davranışları. Sağlık Bilimleri Dergisi (Journal of Health Sciences) 2005;14(1):6 -12.

    3) Esen A. Diyabetin Tanımı, Sınıflandırılması ve Risk Faktörleri. Fadıloğlu Ç (Çeviren). III. Ege Dahili Tıp Günleri, İzmir: Meta Matbaacılık, 2004: 21-38.

    4) Berber A. Tip 2 Diabetes Mellitus'lu Hastalarda Eritrosit Sayısı, Hematokrit, Hemoglobin, Ortalama Eritrosit Hacmi, Ortalama Eritrosit Hemoglobin Değerlerinin Başlangıç Halinde (İncipient) Diyabetik Nefropati İle İlişkisi. Uzmanlık tezi, Tez Koordinatörü: Ercan V, Sağlık Bakanlığı Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi Aile Hekimliği Koordinatörü, İstanbul, 2006. http://www.istanbulsaglik.gov.tr/w/tez/pdf/aile_hekimligi/dr_ayhan_berber.pdf

    5) Garvey TW. Metabolik Disorders, Diabetes Mellitus in Adults. Section 7, Philedelphia: In Rakel 2000 Conn's Current Therapy, WB Saunders Company, 2000:549-576.

    6) Azak A, Çınar S. Lenfomalı (Hodgkin ve Non-Hodgkin) Hastalarda Yorgunluk ve Etkileyen Faktörler. Türk Hematoloji-Onkoloji Dergisi 2005; 2:78-85.

    7) Çınar S, Sezerli M, Sarsmaz N, Menteş AÖ. Hemodiyadiz Akut Yorgunluk Sendromuna Neden Olabilir Mi?. Hemşirelik Forumu Dergisi 2000; 3:28-33.

    8) Özcan H.Ş. Tip 2 Diabetes Mellituslu Hastaların Bilgi ve Anksiyete Düzeyleri ile Metabolik Durumlarının Değerlendirilmesi. Yüksek Lisans Tezi, İstanbul: İ.Ü. Sağlık Bilimleri Enstitüsü İç Hastalıkları Hemşireliği ABD, 1995.

    9) Kitiş Y. Diyabetlilerin Evde İzlenmesinin Diyabet Kontrolüne Etkisi. Doktora Tezi, Ankara: Hacettepe Üniversitesi. Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2002.

    10) Kitiş Y, Karakum F. Diabetlilerin Oral Hipoglisemik İlaç/İnsülin Kullanma ve Beslenmeye İlişkin Riskli Davranışları. Hemşirelik Forumu Dergisi 2003; 6:48-55.

    11) Weijman I, Kant I, Swaen GM. et all. Diabetes, Employment and Fatigue-Related Complaints: A Comparison Between Diabetic Employees, “Healthy” Employees, and Employees With Other Chronic Diseases. The American College of Occupational and Environmental Medicine Volume 2004; 46:828-836.

    12) Yurtsever S. Kronik Hastalıklarda Yorgunluk ve Hemşirelik Bakımı. C.Ü. Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi 2000; 4:16-20.

    13) Meyerowitz BE, Watkins IK, Sparks FC. Quality Of Life For Breast Cancer Patients Receiving Adjuvant Chemotherapy. American Journal of Nursing 1983; 83:232-35.

    14) Brunier G, Graydon J. A Comparison of Two Methods of Measuring Fatigue in Patiends on Chronic Hemodialysis: Visual Analogue vs Likert Scale. International Journal of Nursing Studies 1996; 33:338-48.

    15) Loge JH, Abrahamsen AF, Ekeberk Q, Kaasa S. Hodgkin's Disease Survivors More Fatigued Than The General Population. Journal of Clinical Oncology 1999; 17:253-61.

    16) Weijman I, Ros W, Rutten G, Schaufeli W. et all.: Fatigue in Employees with Diabetes: Its Relation with Work Characteristics and Diabetes Related Burden. Published in Occupational and Environmental Medicine 2003; 60: 93-98.

    17) Irvine DM, Vincent L, Bubela N, Thompson L, Graydon J. A Critical Appraisal of The Research Literature İnvestigating Fatigue in İndividual With Cancer. Cancer Nursing 1991;14:188-199.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • [ Başa Dön ] [ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
    [ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]