Atopi terimi ilk kez 1923 yılında Coca ve Cooke tarafından allerjik astma, allerjik rinit, allerjik konjunktivit ve atopik dermatit gelişimine bireysel yatkınlık olarak tanımlanmıştır
1. Hastalığın oluşumunda genetik ve çevresel faktörler suçlanmaktadır. Aile öyküsü bulunan çocuklarda atopi gelişme riski %25 iken, her iki ebeveyn de etkilenmişse risk %50'nin üzerindedir
1-3. Endüstriyel ülkelerde atopi prevelansı %20 olup, kadınlarda erkeklerden daha sık görülür. Tüm ırklarda görülmesine rağmen beyaz ırkta daha şiddetli seyreder. Genel olarak atopik dermatit bebeklik döneminde, allerjik rinit ve allerjik konjunktivit çocuk ve erken yetişkinlik döneminde, allerjik astma ise yetişkin dönemde daha yaygındır
1,2.
Atopik kişiler gıdalar, çimen veya ağaç polenleri, ev tozu akarları gibi sık karşılaşılan aeroallerjenlere karşı spesifik İgE antikoru üretirler. Atopide suçlanan allerjenler iç ve dış ortam allerjenleri olarak iki guruba ayrılır. İç ortam allerjenlerini ev tozu, kedi-köpek tüyü, hamam böceği ve mantar sporları oluştururken dış ortam allerjenleri arasında ağaç, çimen, hububat polenleri ve mantar sporları bulunur6,7.
Atopi gelişiminde genetik faktörler kadar çevresel faktörler de suçlanmaktadır. Yaşamın erken dönemlerinde hayvan antijenlerine maruziyet, duyarlaşma riskini arttırmaktadır. Kalyoncu ve ark. 6-12 yaşları arasında 1226 çocuğun katıldığı bir çalışmada evde hayvan beslemenin ve pasif sigara içiciliğinin atopi gelişiminde önemli rolü olduğunu saptamışlardır8. Zeyrek ve ark.9 Şanlıurfa bölgesinde yapmış oldukları araştırmada şehir merkezindeki okullara devam eden öğrencilerle, şehrin gecekondu bölgesindeki okullarda okuyan öğrencileri astım ve atopi gelişimi açısından karşılaştırmışlardır. Çalışmanın sonucunda astım ve atopik hastalıkların, ailede atopi öyküsü pozitif olan çocuklarda ve şehir merkezinde yaşayanlarda, ailede atopi öyküsü olmayanlara ve gecekondu bölgesinde yaşayanlara göre bariz olarak yüksek olduğunu saptamışlardır. Ailesel iyi ekonomik durum ile atopik hastalık gelişimi arasında önemli ilişki olduğu vurgulanan bu çalışmada hayvan teması, evde sigara kullanımı, kızamık seroprevalansı, parazitik enfestasyonlar ve Bacille Calmette-Guerin (BCG) pozitifliği ile astım ve atopik hastalıklar arasında bir ilişki saptanamamıştır.
Kliniğimizde prick test uygulanan atopik hastaların %29.31'inde pozitiflik saptadık. Ülkemizde yapılan benzer çalışmalarda çeşitli atopik hastalıklarda farklı oranlar bildirilmiştir. Tunalı ve ark.10 atopik dermatitli hastalarda %50, Alper ve ark.11 ürtiker hastalarında %85, Akaya ve ark.5 allerjik astma ve allerjik rinitli hastalarda %57, Öğretmen ve ark.12 atopi, atopik dermatit, kronik ürtiker, allerjik rinit, sinüzit ve konjunktivitli 550 hastada %44.36, Tezcan ve ark.13 atopisi veya ailesel atopi öyküsü olan 5055 hastada %48, mısırlıoğlu ve ark.14 543 alerjik rinitli çocuk hastada %24.8, Zeyrek ve ark.9 atopik hastalarda %25.4, atopik olmayanlarda ise %3.2 oranında pozitiflik saptamışlardır. Oranlardaki bu değişikliğin muhtemel nedeni yaşanan bölgedeki allerjenlerin çeşitliliği ve yoğunluğudur.
Yapılan birçok çalışmada en yüksek prick test pozitiflik oranının ev tozu akarlarına karşı olduğu saptanmıştır. Bu oranı Akaya ve ark. %45, Tezcan ve ark. %42, Tunalı ve ark. %22.5, Öğretmen ve ark. %11.63 olarak belirtmiştir5,10,12,13. Bizim çalışmamızda bu oranın daha düşük olmasının nedeni, bölgemizin deniz seviyesinden yüksek rakımda bulunması ve düşük nem oranınından kaynaklanmış olabilir.
İnhalanlara bağlı allerjinin yaşla beraber artış göstermesine rağmen gıda allerjisinin zamanla azaldığı bildirilmiştir1,3. Ülkemizde atopik şahıslarda gıdalara karşı yapılan prick test pozitiflik oranları %12.5-%18.7 olarak bildirilmiştir10,14. Biz çalışmamızda gıdalara karşı prick test pozitifliğini diğer çalışmalardan daha düşük olarak (%10.43) saptadık. Bu durum muhtemelen hasta grubumuzun büyük bir oranda allerjik astım ve allerjik rinitli erişkinlerden oluşmasından kaynaklanmaktadır.
Deri prick testi atopinin işareti olarak pratikte sıklıkla kullanılan bir metottur. Prick test sayesinde kişinin duyarlı olduğu allerjenlerin saptanması, bu allerjenlerle temasın engellenmesi ve buna bağlı olarak medikal tedavinin daha başarılı sonuç vereceğini düşünmekteyiz. Sonuç olarak bölgemizde ev tozu akarlarına karşı yüksek oranda prick testi pozitifliği dikkat çekmektedir.