Paraziter hastalıkların prevalansının düşmesi çok yönlü ve uzun zamana yayılmış önlemlerin alınması ve yoğun uğraş sonucu gerçekleşebilmektedir
1-3,6. Eğitim, diğer bir çok enfeksiyon hastalığında olduğu gibi paraziter hastalıkların koruyucu önlemleri arasında da ilk sıralarda gelir
1-3. Bilginin yaşama geçirilmesi ve alışkanlık haline getirilmesi konunun bir diğer boyutudur. Kişisel temizlik alışkanlıkları; aile ortamı, yakın çevre ve son olarak okulda verilecek olan eğitimle şekillenecektir.
Araştırma grubumuzdaki öğrencilerin %14‘ünde bir veya daha fazla parazit türü saptanmıştır. İlimizde 1999-2000 yıllarında yapılan bir çalışmada aynı okulda ve aynı yaş grubu öğrencilerde bağırsak parazitlerinin görülme sıklığı %38.8 olarak saptanmıştır.3 İlimizde 1989 yılında aynı yaş grubu öğrencilerde yapılan bir başka araştırmada ise il merkezinde ilköğrenim dönemindeki çocuklarda bu oran % 74.4 olarak bildirilmiştir7. Önceki yıllarda saptanan bu sonuçlarla kıyaslandığında bağırsak parazitlerinin görülme sıklığının düşmeye devam ettiği dikkati çekmektedir. Bunun, geçmiş yıllara göre ilimiz alt yapısında ve su dağıtımında önemli düzeyde iyileşme sağlandığından, okullarda sanitasyona daha çok önem verildiği ve toplum sağlığı açısından önemli kazanımların sağlandığından kaynaklanmış olduğu kanısındayız.
Çalışma grubumuzda en sık rastlanan patojen parazit türlerinin sırasıyla G. intestinalis ve E. vermicularis olduğu görülmüştür. G. intestinalis yakın temasla artan bulaşma riski nedeniyle toplu yaşanılan yerlerde özellikle el yıkama ve kişisel temizlik alışkanlıklarının ihmal edildiği toplumlarda daha sık görülür. Çocukluk çağında sık görülmesi de bu nedenledir. Ülkemizden bildirilen çalışmalarda da çocuklarda bu iki parazit türünün sıklıkla ilk iki sırayı aldığı bildirilmektedir8–10.
Paraziter hastalıklardan korunmada önemli faktörlerden birisinin eğitim olduğu gösterilmiştir3,11-13. Çalışma grubumuzdaki öğrencilerin yaşları dikkate alındığında parazit varlığı yönünden anlamlı bir fark bulunmuştur. Bu farkın öğrencilerin bulundukları sınıf veya bir başka deyişle eğitim düzeyi ile ilgili olduğu düşünülebilir. Ancak bağırsak parazitlerinin bulaşma yolları, belirtileri ve korunma yolları konularında uyguladığımız anketin sonuçları dikkate alındığında bu farkın öğrencilerin yaşları ve bağırsak parazitleri ile ilgili bilgi düzeyleri arasında saptanan farklılığa bağlı olduğu görülmektedir (Tablo 3). Ayrıca bilgi düzeylerine göre bağırsak parazitlerinin görülme sıklığında bir fark saptanmamıştır (Tablo 2). Bu nedenle yaşlarına göre bağırsak parazitlerinin görülme sıklığında saptanan farkın eğitim düzeylerinden ziyade yaşın artması ile gelişen kişisel temizlik alışkanlıkları ile ilişkili olabileceği kanısındayız. Ayrıca diğer epidemiyolojik özelliklere göre anlamlı bir fark bulunamaması yaşlarına göre saptanan farkın çalışılan grupla ilgili olabileceğini de düşündürmektedir. Benzer epidemiyolojik çalışmalarda parazitlerinin yaygınlığının eğitim düzeylerine göre farklı sonuçlar verebildiği görülmektedir3-5,13.
Sonuç olarak çalışmamızda öğrencilerin %14'ünde bir veya daha fazla parazit türü saptanmıştır. Öğrencilerin yaş, baba eğitim düzeyi ve evdeki oda sayısı ile bağırsak parazitlerinin görülme sıklığı arasında anlamlı bir fark görülse de bağırsak parazitleriyle ilgili bilgi düzeyleri ve bağırsak parazitlerinin görülme sıklığı arasında bir ilişki saptanamamıştır.