Periferal sinir kılıfı tümörleri evcil hayvanlarda yaygın olmamakla birlikte, sığırlar ve köpeklerde daha fazla gözlendiği bildirilmektedir
2. Periferal sinir kılıfı tümörleri genelde benign karakterli olmakla birlikte malign karakterlide olabilir
6. Periferal sinir kılıfı tümörlerini oluşturan benign ve malign tümörlerin çeşitliliği göz önüne alındığında neurofibroma’nın evcil hayvanlarda sık rastlanmadığı sonucuna varılabilir. Yapılan çalışmalarda da neurofibroma’nın evcil hayvanlarda nadiren rastlanıldığı bildirilmektedir
1,3.
Bundza ve ark.1986, mezbahanede on yıllık periyotta yapmış oldukları çalışmalarında sığırlarda gözlemlemiş oldukları 2456 tümör olgusunun 238 adetini neurofibroma’nın oluşturduğunu, bunların çoğunluk olarak kardiak bölgede, daha sonra sırasıyla thoraks (omurga,kostalar,interkostal aralık,sternum), mediastinal aralık ve brachial plexus’ ta rastladıklarını, az sayıda ise adrenal bezde, dalak ve karaciğerde gözlemlediklerini bildirmişlerdir1. Sartin ve ark 1994, ise benign periferal sinir kılıfı tümörlerinin daha çok brachial plexus, interkostal ve kardiak sinirlerde lökalize olduklarını, daha az olarak ta toraks ve abdomenin retroserosal bölgelerinde, iskelet kaslarında (özellikle dilde) ve servikal spinal sinirlerin kök ve gangliyalarına lökalize olduklarını vurgulamışlardır3. Bu olguda rastlanılan neurofibroma n.fascialis’in kolları üzerinde lökalize olmuştu.
Kranial sinir tümörlerinin genellikle trigeminal sinirleri etkilediklerinden dolayı çiğneme kaslarının atrofisine ve fasiyal his kaybına neden olduklarına dikkat çekilmiştir7. N. fascialis veya n.fascialis’in kolları üzerinde gelişen tümörlerin yüz felcine neden oldukları bildirilmektedir10,11. Bu olguda yüz felcinin şekillenmeme nedeninin; tümörün sinir üzerine fazla baskı yapmamasından kaynaklandığı kanısına varıldı. N.fascialis ve kollarının geçtiği bölgede yapılan operasyonlar sonucu yüz felcinin oluşabileceği vurgulanmaktadır10,11. Olgumuzda postoperatif komplikasyon olarak yüz felci gözlenmedi.
Nerofibroma’nın; schwann hücrelerinden, fibroblast ve/veya perinöral hücrelerden ve bazen mast hücrelerinden köken aldığı, belirgin bir kapsül içermedikleri ve derideki kitlelerin kauçuk kıvamında saplı nodüller halinde oldukları bildirilmektedir6,7. Neurofibroma’yı schwanoma’dan ayıran özelliklerden birinin sinir aksonlarının tümör içinde bulunması ve matriksin yoğun bir şekilde kollagenöz veya gevşek, mukoid yapıda olabileceği vurgulanmıştır7. Bu olguda neurofibroma’nın multinodüler bir yapıda olduğu, belirgin bir kapsül içermediği, sinir kılıfları ile çevrili ve sınırları belirgin olan bu nodüllerin kollagen matriks içerisinde yerleşmiş prolifere iğ ya da oval şekilli sinir hücrelerinden oluştuğu saptandı.
Sonuç olarak; Jersey melezi inekte saptanan neurofibroma’nın literatüre ve pratiğe katkıda bulunacağı düşünülerek yayınlanmasının uygun olacağı kanısına varıldı.