Güç doğum olayının stresli bir süreç olduğu ve bu sürecin de anne ve yavrunun hayatını tehlikeye attığı bildirilmektedir
19. Goff ve ark.
20 ineklerde plazma glukokortikoid değerlerinin doğum anında 4 kat arttığını ifade etmektedirler. Güç doğumdan etkilenen buffalolarda, doğum sırasında, yüksek derece kas aktivitesi, stres ve ağrıdan dolayı plazma kortizol düzeyi artar. Ayrıca doğum esnasında yapılan yardım işlemleri de plazma kortizol düzeyini artırır
21. İneklerde, güç doğum öncesi ve sonrası alınan kan örneklerinde, hematolojik parametrelerin oranlarının araştırmacıların çalışmalarında tespit ettikleri fizyolojik sınırlar içinde olduğu belirlendi
22.
Gebe ineklerde doğum öncesi yapılan araştırmalarda eritrosit sayısının gebelik ilerledikçe arttığı23 ve doğum öncesi ve doğum sırasındaki değerlerin laktasyondaki hayvanlara göre yüksek olduğu vurgulanmaktadır6,7,9. Prabhakaran ve ark.24 eritrosit sayısının güç doğum yapan buffalolarda, normal doğum yapan buffalolara göre yüksek olduğunu ancak bu farkın istatistiksel olarak önemli olmadığı belirtilmektedir. Nazifi ve ark.13 gebe hayvanlarda, eritrosit sayısı değerlerinin post partum dönemde bulunanlara göre belirgin derecede yüksek olmasını gebelik stresi ve adrenal bezden glukokortikoid salınmasına bağlı olabileceğini ileri sürmektedirler. Amer ve ark.3, torsiyo uteri şekillenen hayvanlarda torsio öncesi (6.78 x106/µl ) ve sonrası (7.30 x106/µl) kan alyuvar sayısının doğumdan 24 saat sonraki değerlere (7.92 x106/µl ) göre düşük olduğunu ve azalmanın doğum sırasındaki kan kaybı ve eritropoesis üzerine olumsuz etkileri bulunan östrojen hormonunun yüksek olmasından kaynaklanabileceğini belirtilmektedir. Yapılan diğer çalışmalarda prolapsus vagina ve prolapsus uteri oluşan mandalarda4 ve retensiyo sekundinarum şekillenen ineklerde25 kan eritrosit değerlerinin kontrol grubundan farklı olmadığı bildirilmektedir. Sunulan çalışmada güç doğum öncesi eritrosit sayısının doğumdan bir hafta sonrasına göre anlamlı bir şekilde düşük olduğu tespit edildi. Çalışmadan elde edilen bu sonucun normal doğum öncesi ve sonrası karşılaştırmayı ifade eden araştırıcıların6,9,13,23 bulguları ile benzer olmadığı, ancak, torsio uterili hayvanlarda farklılık olduğunu belirten Amer ve ark.3 sonuçları ile benzer olduğunu söyleyebiliriz. Bu farklılığın, değişik ırklarda çalışılmış olunması ve hayvanın içinde bulunduğu çevre ve fizyolojik durumlardan kaynaklanabileceği; güç doğum öncesi alyuvar sayısındaki düşüşün, eritropoesis üzerine inhibitor etkisi olan östrojen düzeyinin yükselmesinden kaynaklanabileceği düşünülmektedir.
Conner26 ve Quiroz ve ark.27 gebelik döneminin lökosit sayısı üzerine dikkate değer bir etkisinin olmadığını ve buzağılama sonrasında lökosit sayısında bir değişikliğin olmadığını iddia etmektedirler. Buna karşın, bazı çalışmalar doğum yaklaştıkça lökosit sayısında bir artış olduğunu, doğum sonrası 9. saatte pik yaptığını ve doğum sonrası normal seviyeye döndüğünü göstermektedir28,29. İneklerde yapılan bir çalışmada ise, doğumdan 10 gün önce, doğumda ve doğum sonrası alınan kan örneklerinde total lökosit sayısı en yüksek olarak doğum anında bulunmuş ve doğumdan 3 gün sonra düştüğü görülmüştür8. Doğum sonrasında lökosit sayılarında görülen düşüşün, asıl olarak lenfositlerin sayısında bir azalmadan dolayı meydana geldiği bildirilmiştir30.
Prabhakaran ve ark.24 güç doğum yapan mandalarda lökosit sayısının, normal doğum yapanlara göre istatistiksel olarak yüksek olduğunu belirtilmektedirler. Abort yapan hayvanlarla ilgili yapılan bir çalışmada aborttan önce 8.3x103/mm3 olarak bulunan lökosit sayısının yavru atımından sonra 7.0x103/mm3 değerine düştüğü görülmüştür31. Amer ve ark.3, torsiyo uteri şekillenen hayvanlarda torsio uteri öncesi (13.10 x103/µl) ve sonrası (10.41 x103/µl) akyuvar sayısının doğumdan 24 saat sonraki (9.39 x103/µl) değerlere göre yüksek olduğunu bildirmektedirler. Yapılan bir çalışmada prolapsus uteri ve vaginalı mandalarda (12.82x103/µl) akyuvar sayısının kontrol (6.63x103/µl) grubuna göre yüksek olduğu4, buna karşın retensiyo sekundinarum oluşan ve oluşmayan ineklerde25 lökosit sayıları arasında fark olmadığı bildirilmektedir. Araştırıcılar3,4, prolapsus uteri, prolapsus vagina ve torsio uterili hayvanlarda lökosit artışını, stres nedeniyle cortisol düzeyinin yükselmesine bağlamakdadırlar. Yapılan çalışmada, güç doğum öncesi ve sonrası akyuvar değerleriyle ilgili bulguların, bazı araştırıcıların3,4,8,13,24,28,29,31 sonuçları ile benzer olduğu gözlenirken, diğerlerinden25-27 farklı olduğu belirlendi. Güç doğum öncesi akyuvar artışı, kas aktivitesi, stres ve ağrıdan dolayı adrenal bezler tarafından salgılanan yüksek kortizol düzeyinden kaynaklanabilir.
Ahmed ve ark.4, prolapsus vagina ve prolapsus uteri şekillenen hayvanlarda, kontrol grubuna göre Ht ve Hb değerlerinin düşük olduğu bildirmektedir. Hematokrit değerdeki düşüşün muhtemel nedenini stresin sonucu olarak antidiüretik hormonun salgılanmasına bağlarken, Hb değerlerindeki düşüşün vücut sıvılarının kaybı veya eritrositlerin sayılarının değişmemesi ancak büyüklüklerinin azalmasından kaynaklanabileceğini ileri sürmektedirler. Doğum öncesi dönemdeki hayvanlarda Ht değerin laktasyondaki hayvanlara göre yüksek olduğu vurgulanmaktadır6,7. Nazifi ve ark.13 yaptıkları çalışmada gebe hayvanların Ht değerinin, doğum sonrası dönemde bulunan hayvanlardan önemli derecede yüksek olduğunu tespit etmişlerdir. Aynı araştırmacılar gebe hayvanlarda Hb miktarı parametrelerinin post partum dönemde bulunanlardan belirgin derecede yüksek olduğunu bildirmişler ve bu değişimlerin de muhtemelen gebelik stresi ve adrenal bezden glukokortikoid salınmasından kaynaklanabileceğini ileri sürmektedirler. Prabhakaran ve ark.24 ortalama Ht değerlerinin güç doğum yapan buffalolarda, normal doğum yapan buffalolara göre yüksek olduğunu ancak bu farkın istatistiksel olarak önemli olmadığını ifade etmektedir. Bazı araştırmacılar ise doğum öncesi ve sonrası Ht3,25,26 ve Hb3 değerlerinin değişmediğini ifade etmektedir. Sunulan çalışmadan elde edilen Ht değerlerinin Issi ve Gül'ün22 belirttiği değerler arasında olduğu gözlendi. Hemoglobin miktarının ise Issi ve Gül'ün22 bildirdiği sınırlar içerisinde olduğu tespit edilirken; diğer araştırmacıların7,32 bildirdiği değerlerden farklı olarak bulundu. Hemoglobin ve Ht değerleri bulguları Nazifi ve ark.13 bulgularıyla benzerlik gösterirken, diğer araştırmacıların3,24,25,26 bulgularıyla farklılık göstermektedir. Sunulan çalışmadan elde edilen Ht, Hb değerlerindeki değişikliklerin kanın gebeliğin sonlarına doğru sulanması olayından33 ve hayvanın doğum anında fazla sıvı kaybetmesinden kaynaklanabileceği düşünülmektedir34. Doğum anında yüksek olan Hb değerinin doğum stresinden kaynalanabileceği35 ve doğumdan sonra düşük olmasının ise meme dokularının süt sentezi için oksijene, dolayısıyla da Hb'e daha fazla ihtiyaç duymasından7,36 kaynaklanabileceği söylenebilir.
Doğum yaklaştıkça nötrofil oranının arttığı belirtilmektedir. Bu durum plazma östrojen miktarının kademeli olarak arttığı ve progesteron seviyesinin de azaldığı doğumdan önceki son 2 haftaya rastlar37. Bu durumun ayrıca diğer nötrofil fonksiyonlarının progesteron tarafından baskılanmasından dolayı da olabileceği ifade edilmektedir38. Conner26 gebelik döneminin eozinofil miktarı üzerine dikkate değer bir etkisinin olmadığını iddia etmektedir. Yapılan bir çalışmada doğum esnasında lenfopeni ve eozinopeninin şekillendiği ve doğum sonrası 2. haftada bu değerlerin bazal seviyeye döndüğü bildirilmiştir39. Saad ve ark.12 kan lenfosit sayısının doğumdan önce ve doğum anında azaldığını doğum sonrası 2. hafta boyunca yüksek seviyelere geri döndüğünü belirlemişlerdir. Yapılan bir çalışmada40 keçilerde doğum anında nötrofil değerlerinin doğum sonrası 2. haftaya göre düşük olduğu; lenfosit ve eozinofil değerlerinin yüksek olduğu; bazofil ve monosit değerleri arasındaki farkın ise önemsiz olduğu ifade edilmektedir. Yapılan başka bir çalışmada25, Nötrofil, Monosit, Lenfosit ve Eozinofil değerlerinin doğumdan önce ve sonra farklı olmadığı, diğer bir çalışmada3 ise doğum öncesi ve 24 saat sonrası nötrofil, monosit ve eozinofil değerleri arasında fark olmadığı ancak doğumdan hemen sonra alınan kan numunelerinde monosit ve eozinofil değerlerinin düşük, nötrofil değerlerinin ise yüksek olduğu bildirilmektedir. Sunulan çalışmada, doğum anında, doğum sonrası döneme göre lenfosit oranı düşüklüğü bazı bilim adamlarının12,39 bulgularıyla benzerlik gösterirken, diğerleriyle3,25,30,40 farklılık arzetmektedir. Nötrofil, eozinofil ve monosit bulguları Mohamed ve ark.40 bildirdiği bulgularla farklılığa sahipken; bazofil bulgularının benzerliğe sahip olduğu tespit edildi. Doğum anında lökogramdaki değişikliklerin olası nedenleri arasında doğuma yaklaştıkça ve doğum anında östrojen miktarı ve kortizol seviyelerinin artması41 sayılabilir. Bunun yanısıra hayvanın doğum esnasında stres altında olması da diğer bir neden olabilir3.
Sonuç olarak sunulan çalışmada, ineklerde güç doğum esnasında ve 1 hafta sonrasında kan eritrogram ve lökogram tablosunda birtakım değişikliklerin şekillendiği tespit edildi. Bu değişikliklerin de doğum stresi, laktasyon stresi ve doğum esnasında kaybedilen sıvılardan kaynaklanabileceği düşünülmektedir.