Çalışmada PT'li ineklerde gerek klinik olarak
saptanan gerdan bölgesindeki ödem, kalpteki çalkantı
sesleri ve vena jugularislerindeki dolgunluk, gerekse de
kesim sonu kalbin muayenesinde saptanan bulgular
daha önce çeşitli çalışmalarda
2,16,17 PT'li
hayvanlarda saptanan bulgularla benzerlik göstermiştir.
Farklı tedavi denemelerine rağmen PT'li ineklerde
hastalığın prognozu kötü kabul edildiğinden, çok değerli
hayvanlar dışındakilerde hastalık teşhis edildikten sonra
vakit geçirilmeden kesime sevk edilirler
18,19. Bu
çalışmada da, PT teşhisi konulan inekler herhangi bir
tedavi uygulanmadan kesime sevk edilmişlerdir.
Sığırların değişik nedenli bazı hastalıklarında plazma
lipid ve lipoproteinlerindeki konsantrasyon ve
kompozisyonlardaki değişimler belirlenmiş olmasına rağmen20-23, PT'li ineklerde plazma lipid bileşenleri
hakkında herhangi bir literatür bilgiye rastlanılamamıştır.
Lipidler, biyomembranlarda çok sayıda yapısal ve
fonksiyonel görevi olan kompleks bileşikler olup, başlıca
fosfolipid, CHOL, TG ve NEFA'dan ibarettirler24.
Karaciğer, lipid ve lipoprotein metabolizmasındaki en
önemli organ olup, normal şartlar altında plazmadaki lipid
ve lipoproteinlerin çoğu karaciğerin hücresel
fonksiyonlarına bağlı olarak sentezlenip kan dolaşımına
salınırlar25,26. Bu açıdan bakıldığında plazma lipid ve
lipoproteinlerinin belirlenmesinin hepatik hasarı ortaya
çıkarmada yardımcı olacağı ifade edilmektedir27,28.
Sağlıklı hayvanların plazmalarında az miktarlarda
NEFA bulunur. Fakat artmış oranlar yağ depolarındaki
artan yıkımın göstergesi olup, herhangi bir nedenle artan
enerji ihtiyacına yanıt olarak oluşmaktadır29.
Çalışmada, PT'li ineklerin plazmalarındaki NEFA
düzeyleri sağlıklı kontrollere oranla önemli derecede
yüksek saptanmıştır. Her ne kadar NEFA düzeylerindeki
artışlar ineklerde genellikle periparturient dönemde
gelişen negatif enerji dengesinin bir sonucu olarak
gözlense de14,15, karaciğer dokusunun hasarı veya
uzun süren iştahsızlıklarda dolaşımdaki NEFA
düzeylerinin artabileceği düşünülmektedir. Çünkü yağ
dokunun mobilizasyonu sonucu açığa çıkan NEFA'lar
başlıca karaciğer tarafından alınarak işlenmektedir. PT'li
sığırlarda, tipik genel semptomlara ilaveten değişik
derecelerde karaciğer hasarı oluştuğu da ifade
edilmektedir2,5. Ayrıca herhangi bir nedene bağlı
olarak enerji ihtiyacının artması ve bu ihtiyaçların
karşılanamaması durumunda gelişen lipolizis sırasında
da karaciğerde değişik derecelerde hasar oluştuğu
bildirilmiştir30.
Yukarıdaki bilgiler ışığında, çalışmadaki ineklerin
plazmasında artan NEFA düzeylerinin hem hastalık
esnasında gelişen anoreksiye bağlı olarak ortaya çıkan
enerji ihtiyacını karşılamak adına oluştuğu düşünülen
lipolizise, hem de oluşan hepatik hasara bağlı olarak
karaciğer tarafından NEFA'ların yeterince alınıp
işlenememesine bağlı olduğu düşünülmektedir.
PT'li sığırlar üzerinde yapılan bir çalışmada, GGT,
AST ve bilirubin düzeylerinde artış saptanmış ve bu
durum hastalık esnasında gelişen hepatik konjesyona bağlanmıştır31. Başka bir çalışmada ise32, PT'li
ineklerde retikuloperitonitis travmatikalı (RPT) ineklere
nazaran daha yüksek AST ve ALT değerleri saptanmış
ve PT durumunda gelişen hepatik hasarın RPT'ye
kıyasla daha şiddetli olduğu vurgulanmıştır. Yine PT'li
ineklerde hastalık esnasında hepatomegali ve karaciğer
konjesyonunun geliştiği diğer bir çalışmada10
vurgulanmıştır. Mevcut çalışmada, PT'li ineklerde
hastalık esnasında karaciğerin etkilenip etkilenmediğini
ortaya koymak adına AST, ALT, GGT, TBIL ve ALB
düzeylerine de bakılmıştır. Bu parametrelerden AST,
ALT ve TBIL düzeyleri PT'li ineklerde kontrollere nazaran
önemli derecelerde yüksek bulunurken, ALB düzeyleri
önemli derecede düşük saptanmıştır. Albumin,
karaciğerin sentez yeteneğinin bir göstergesidir33.
PT'li inekler üzerinde yapılan bir çalışmada da34
mevcut çalışmada tespit edilen düzeylere yakın ALB
düzeyleri tespit edilmiştir. GGT düzeyleri ise her ne kadar
PT'li ineklerde kontrollere nazaran yüksek saptansa da,
istatistiksel olarak önemli bulunmamıştır. Bu bulgular
ışığında PT'li ineklerde bir karaciğer hasarının geliştiğini
söylemek mümkündür.
Çalışmada PT'li ineklerin plazmasında VLDL, HDL,
LDL ve CHOL düzeyleri bakımından önemli düşüşler
belirlenirken, TG düzeylerindeki azalmalar ise kontrollere
nazaran önemsiz derecede saptanmıştır. Bu durumun
karaciğer tarafından lipoproteinlerin sentez yeteneğinin
azalmasına bağlı olduğu düşünülmektedir. Çünkü çeşitli
tipteki karaciğer hastalıklarında oluşan hasarın
derecesine bağlı olarak aynı zamanda CHOL sentezi de
aksamaktadır30. HDL ve LDL gibi lipoproteinler de
yapılarında fazla miktarda CHOL içerirler12,15.
Değişik nedenli bazı sığır hastalıklarında da karaciğer
hasarına bağlı olarak CHOL sentezindeki azalma nedeni
ile HDL ve LDL düzeylerinde düşüş bildirilmiştir35.
Yine değişik tipteki yangı olaylarında HDL kolesterolde
belirgin azalmaların gözlendiği vurgulanmıştır36.
Çalışmadaki tüm bulgular ışığında, PT'li ineklerde
hastalığın gelişim süreci içerisinde karaciğerde belirli bir
hasarın oluştuğunu ve hem bu hasara hem de hastalık
esnasında gelişen iştahsızlığa bağlı olarak plazma lipid
profilinin etkilendiğini söylemek mümkündür.