Hepatit B ve hepatit C virusunun neden olduğu enfeksiyonlar tüm dünyada yaygın olarak görülmektedir. Bu enfeksiyonlar karaciğer sirozu ve hepatoselüler karsinoma gibi hastalıklara dönüşebildiğinden dolayı önemli bir sağlık sorunudurlar
1-3. Ülkemizde de yaklaşık 3.5 milyon kişi HBV ile enfektedir
3. HBV enfeksiyonunun görülme sıklığı ve taşıyıcılık oranları değişmekle birlikte, kişilerin yaş, meslek grupları ve sosyoekonomik durumlarına göre de değişiklikler göstermektedir
3,9. HBV enfeksiyonu aşılama ile önlenebilen bir enfeksiyon olduğundan dolayı, virus yüzey antijeni negatif olan hastaların tespit edilerek aşılanmasının sağlanması önemlidir.
Ülkemizin değişik bölgelerinde yapılan çalışmalarda HBsAg pozitifliği %2.7-13.6 arasında bildirilmiştir9-21. Çalışmamızda ise 7835 kişide HBsAg çalışılmış ve seropozitiflik oranı %5.7 olarak bulunmuştur. Türkiye'de HBsAg yanında anti-HBs'nin de çalışıldığı bazı çalışmalarda, antikor pozitifliği %9.4-48.06 arasında bildirilmiştir9,11,12,15-18,20,21. Bu çalışmadaki oran %45.7 olarak saptanmıştır. Bu sonuçlara göre, çalışmamızda bölgemize yakın illerden olan Batman, Siirt ve Şanlıurfa’dan bildirilen oranlardan daha düşük oranda HBsAg pozitifliği bulunmuştur. Delialioğlu ve ark.9 Mersin’de yaptıkları çalışmada HBsAg için %13.6 oranında yüksek bir seropozitiflik bildirmişlerdir. Özden ve ark.21 ise, 1998-2000 yıllarını kapsayan, ilimizde yaptıkları bir çalışmada HBsAg pozitifliğini %11.7 olarak bildirmişlerdir. Aynı çalışmada anti-HBs pozitifliği %27.5 bulunmuştur. Bu çalışmada 13-14 yıl öncesi ile kıyasladığımızda HBsAg pozitifliğinin hemen hemen yarı yarıya düştüğü, anti-HBs pozitifliğinin ise yaklaşık iki kat yükseldiği görülmektedir. Batman ve Siirt’ten bildirilen çalışmalarda anti-HBS pozitifliği çalışmamızdaki orana yakın olup %48’lerdedir16,17.
Dünya nüfusunun yaklaşık %3'ü kronik HCV taşıyıcısıdır4. HCV, bulaşma yolları açısından hepatit B virusu ile benzerlik göstermektedir. Akut hepatit C enfeksiyonlarının yaklaşık %80’i kronikleşme eğilimindedir. Bu nedenle hepatit C, halen önemli bir halk sağlığı sorunu olmaya devam etmektedir. Ülkemizin değişik bölgelerinde yapılan çalışmalarda anti-HCV seropozitifliği %0.17-3.9 arasında bildirilmiştir9-21. Çalışmamızda 6649 kişide anti-HCV çalışılmış ve seropozitiflik oranı %0.99 olarak bulunmuştur. Mersin, Şanlıurfa ve İstanbul’dan anti-HCV pozitifliği için %2’nin üzerinde oranlar bildirilmiştir9,11,12. Özden ve ark.21 daha önce ilimizde yaptıkları çalışmada %1.7 oranında anti-HCV pozitifliği bildirmişlerdir. Bu çalışmanın sonuçları ile karşılaştırıldığında, ilimizde 13-14 yıl öncesine göre anti-HCV pozitifliği daha düşük bulunmuştur.
Ölümcül seyirli kronik enfeksiyonlara ve malignitelere yol açan HIV, hepatit viruslarıyla benzer yolla bulaşan diğer bir viral etkendir8. DSÖ verilerine göre (Aralık 2008 itibariyle) dünyada yaklaşık 33.4 milyon kişi HIV ile enfektedir. Ülkemizde ise Sağlık Bakanlığı verilerine göre (Aralık 2009 itibariyle) toplam HIV olgu sayısı 3898’dir22. Dünyada hızla yaygınlaşan HIV enfeksiyonu olgularını saptamaya yönelik yapılan bazı çalışmalarda anti-HIV pozitifliği saptanmazken10,13,15 bazılarında %0.004-0.08 arasında anti-HIV seropozitifliği bildirilmiştir14,16,17,20. Mırsal ve ark.23, damar yolundan eroin kullanan kişilerde HIV yaygınlığını araştırdıkları çalışmalarında %4.7 oranında anti-HIV pozitifliği bildirmişlerdir. Bu çalışmada anti-HIV çalışılan 4699 kişinin serumunda 1 erkek olguda pozitiflik saptanmış olup bu oran %0.021 olarak bulunmuştur.
Ülkemizde yapılmış bazı çalışmalardaki HBsAg, anti-HBs, anti-HCV ve anti-HIV seropozitiflik oranları Tablo 3’de sunulmuştur.
Büyütmek İçin Tıklayın |
Tablo 3: Ülkemizde bazı illerdeki HBsAg, anti-HBs, anti-HCV ve anti-HIV seropozitiflik oranları |
Bu çalışmada saptanan HBsAg, anti-HBs, anti-HCV ve anti-HIV pozitiflik oranları, ülkemizin genel populasyonu için bildirilen pozitiflik oranlarına yakın bulunmuştur. Bu oranlar değerlendirildiğinde; HBsAg’de düşük düzeyde pozitiflik olmasıyla birlikte anti-HBs’de pozitiflik oranlarının istenen düzeyde olmaması nedeniyle, aşı ile kontrol altına alınabilen bu enfeksiyon hastalığı için aşılama çalışmalarının etkili bir şekilde sürdürülmesi gereklidir.
Sonuç olarak; hepatit ve HIV enfeksiyonlarını önlemeye yönelik tarama ve eğitim programlarının belirli aralıklarla uygulanması, hepatit ve AIDS gibi önemli halk sağlığı problemlerini azaltmada rasyonel bir yaklaşım olacaktır.