[ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]
Fırat Üniversitesi Sağlık Bilimleri Veteriner Dergisi
2017, Cilt 31, Sayı 3, Sayfa(lar) 243-247
[ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
Repeat Breeder İneklerde Oksidatif Stres ve Çeşitli Biyokimyasal Parametreler
Mehmet GÜVENÇ1, Mustafa CELLAT1, Ece KOLDAŞ ÜRER2, İshak GÖKÇEK1
1Mustafa Kemal Üniversitesi, Veteriner Fakültesi, Fizyoloji Anabilim Dalı, Hatay, TÜRKİYE
2Mustafa Kemal Üniversitesi, Veteriner Fakültesi, Doğum ve Jinekoloji Anabilim Dalı, Hatay, TÜRKİYE
Anahtar Kelimeler: Fertilite, Oksidatif Stres, Biyokimya
Özet
Bu çalışma, repeat breeder ineklerde oksidatif stres ve bazı biyokimyasal parametrelerdeki değişimleri araştırmak amacıyla yapılmıştır. Araştırmada 3–8 yaş arası 20 adet repeat breeder ve 20 adet kontrol grubu olarak döl verimi problemi olmayan toplam 40 adet Holştayn ırkı inek kullanılmıştır. Tüm hayvanlarda plazma malonaldehit (MDA), katalaz (CAT), glutasyon (GSH), glutatyon peroksidaz (GSH-Px), serum trigliserit, kolesterol, düşük yoğunluklu lipoprotein (LDL), yüksek yoğunluklu lipoprotein (HDL), alkalen fosfataz (ALP), aspartat aminotransferaz (AST), düzeyleri belirlenmiştir. Araştırma sonucunda, MDA düzeylerinin repeat breeder grupta kontrol grubuna göre istatistiksel olarak (P<0.001) daha yüksek, GSH (P<0.01), GSH-Px (P<0.001) ve CAT (P<0.001) düzeylerinin ise daha düşük olduğu saptanmıştır. Ayrıca, trigliserit (P<0.05) ve LDL (P<0.01) düzeyleri repeat breeder grupta kontrol grubuna göre daha yüksek bulunurken, HDL düzeyi ise repeat breeder gruba göre daha yüksek (P<0.001) bulunmuştur. AST, ALT ve kolesterol düzeylerinde ise gruplar arası farklılık saptanmamıştır.

Sonuç olarak repeat breeder ineklerde oksidatif stresin şekillendiği ve antioksidan enzim düzeylerinin düştüğü tespit edilmiş, lipit profilinin de gruplar arasında farklılık gösterdiği belirlenmiştir.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Giriş
    Son elli yılda süt sığırcılığı endüstrisinde üreme fizyolojisindeki değişiklikler nedeniyle 1, süt verimi artarken gebelik oranları hızla düşmekte 2 ve gebelik başına tohumlama sayısı artmaktadır 3. Süt inekçiliğinde kârlılığın esası sürüdeki her bir hayvanın fizyolojik sınırlar içinde yeterli ve doğru üreme döngüsü göstermesine bağlıdır 4. Kuru dönem süresinin uzaması, buzağı verimi ve laktasyon sayısının düşmesi ciddi ekonomik zararlara neden olmaktadır. Bir sürüdeki infertil hayvanların varlığı doğrudan süt üretiminde kayıp anlamına gelmekle birlikte düşük buzağı verimi sütçü sürülerde uzun vadede seleksiyon etkinliğini azaltmaktadır 5. Endometritis, anöstrüs ve repeat breeder gibi reprodüktif sorunlar nedeniyle süt sığırı yetiştiriciliğinde etkinlik azalmakta ve yetiştiriciler için ciddi ekonomik kayıplar şeklinde sonlanmaktadır 6. Üreme etkinliğini etkileyen sorunların başında gelen repeat breeder inek sayısı yıllar içinde artmış 7 ve tekrar eden tohumlamalara rağmen üreme performansı oldukça düşmüş durumdadır 8. Repeat breeder hayvanlar normal östrüs siklus düzenine sahiptir. Klinik muayenede gebe kalmaya engel herhangi bir lezyon ya da durum belirlenememesine rağmen tohumlamalar sonrası gebelik elde edilememektedir 9. Repeat breeder inekler 17-25 günlük düzenli östrüs siklusuna sahip ve üç ya da daha fazla sayıda tohumlandığı halde gebe kalmayan inekler olarak tanımlanmaktadır 10,11. Sütçü inekler arasında %10-14’lük bir yaygınlığa sahip olduğu bildirilmektedir 12,13. Repeat breederin nedeni birden fazla olmakla birlikte en sık görülen nedenler genetik yatkınlık, üreme organlarındaki anatomik bozukluklar, hormonal yetersizlikler klinik/subklinik endometritis gibi enfeksiyonlar ve yetersiz bakım besleme koşullarıdır 14. Çok sayıda dış faktöre bağlı olabileceği bilinen repeat breeder bireysel olarak içsel içsel faktörlere de bağlı olabilmektedir. Yetersiz östrüs tespiti 15 uzamış östrüs, ertelenmiş LH piki ve ovulasyon sonrası plazma progesteron düzeyindeki gecikme 11,13 enfeksiyonlar 16, genetik faktörler 17 gibi çok sayıda nedenden bahsedilmiş olsa da özel bir nedenden kaynaklanıp kaynaklanmadığı halen tartışmalı bir konu durumundadır.

    Metabolizmanın yaklaşık %1-2’si reaktif oksijen metabolitlerinden oluşur. Bu metabolitler çoğu vücut aktivitesinde önemli rol oynar 18. Reaktif oksijen molekülleri (ROM) düşük düzeyde bulunur ve protein fosforilasyonu, hücre olgunlaşması, apoptozis, oosit olgunlaşması, steroidegenezis, hücresel bağışıklık, ovulasyon, implantasyon, blastosit formasyonu, lüteolizis, akrozom reaksiyonu, fertilizasyon ve gebelik süresince lüteal korunma gibi birçok fonksiyonda önemli rol oynar 18,19. Ancak ROM büyük miktarda arttığında lipit metabolizması, hücrenin protein ve DNA’sı zarar görür ve hücre fonksiyonlarını kaybeder 18,20,21. Çeşitli biyokimyasal bileşenlerin normal kan seviyeleri, üreme sistemi de dâhil olmak üzere vücudun çeşitli sistemlerinin sağlıklı işleyişi için gereklidir. Çeşitli biyokimyasal parametrelerdeki değişiklikler infertilite üzerinde etkili olabilmektedir. Bu nedenle, serum biyokimyasal profili, bu problemlerin tespit edilmesinde yararlı olabilmektedir 20. Bu çalışmada repeat breeder ineklerde kan serumunda ve plazmada oksidatif stres ve bazı biyokimyasal parametrelerin araştırılması amaçlanmıştır.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Materyal ve Metot
    Çalışmamızda Hatay İli içerisinde bulunan işletmelerden yaşları 3–8 arası değişen toplam 40 adet Holştayn ırkı inek kullanıldı. En az bir kez doğum yapmış, postpartum 120-150. gün aralığında bulunan, anamnezde düzenli östrus gösterdiği, östrus klinik bulgularının yeterli düzeyde olduğu ve yetiştirici tarafından belirlenebildiği, östrus ilk belirlendiği andan itibaren en çok 12 saat içinde suni tohumlama yapıldığı ancak gebelik elde edilemediği bilgilerine ulaşılmış ineklere yapılan jinekolojik muayene sonrası uygulama grubu (Repeat breeder, n=20) oluşturuldu. Rektal palpasyon yoluyla yapılan jinekolojik muayenede hayvanlarda ovaryum tümörleri gibi edinsel anomaliler, piyometra gibi infeksiyöz infertilite nedenleri, ovaryum kistleri gibi fonksiyonel infertilite nedenlerinin bulunmadığı ortaya koyuldu. Kontrol grubu (n=20) postpartum 60-120. günler arasında bulunan, klinik olarak sağlıklı, düzenli östrus gösterdiği, östrus sırasında şeffaf mukoid çara akıntısı gözlendiği bilgilerine anamnezde ulaşılan hayvanlara yapılan rektal muayene sonrası oluşturuldu. Kontrol grubunda yapılan rektal muayenede, uygulama grubunda incelenen rektal muayene bulgularının aynıları araştırıldı. Her iki grupta da yapılmış geçmiş tohumlamalara ait bilgiler ve kayıtları suni tohumlamayı yapmış aynı serbest klinisyen hekim tarafından doğrulandı.

    Belirlenen gruplardaki hayvanlardan tekniğine uygun olarak jugular venden 10’ar ml kan EDTA’lı ve antikoagulansız tüplere alındı. Bütün kan örnekleri 3000 devirde 15 dakika boyunca santrifüj edildikten sonra plazma ve serumları çıkartılıp epondorf tüplere alındı ve analizler yapılıncaya kadar –20 °C’de saklandı.

    Elde edilen serumlardan biyokimyasal parametreler ticari test kitleri yardımıyla otomatik biyokimya analizatörü ile ölçüldü (Gesan 200). Plazmada oksidatif stres ve antioksidan etkinlik için kullanılan parametrelerin tayini spektrofotometre (2R / Ultraviyole görünür; Shimadzu, Tokyo, Japonya) yardımıyla tespit edildi. Lipit peroksidasyon seviyesi, tiyobarbitürik asit reaktif maddeler konsantrasyonuna göre ölçüldü ve üretilen MDA miktarı, lipit peroksidasyonunun bir indeksi olarak kullanıldı. MDA seviyesi 532 nm'de nanomol cinsinden ifade edildi 22. GSH düzeyi, Sedlak ve Lindsay tarafından tanımlanan yöntem kullanılarak ölçülmüştür 23. Örnekler %50 TCA (triklorasetik asit) ile çöktürüldü. Çöktürülen örneğin üst fazından 0.5 mL alınarak 2 mL Tris-EDTA tamponu (0.2 M, pH=8.9) ve 0.1 mL 0.01 M 5,5’-ditiyo-bis-2-nitrobenzoik asit ilave edildi. Bu karışım oda sıcaklığında 5 dakika bekletildi ve spektofotometrede 412 nm de absorbansları ölçülerek ml protein başına nanomol olarak ifade edildi. Glutatiyon-peroksidaz (GSH-Px) aktivitesi, Lawrence ve Burk 24 tarafından tanımlanan metoda göre belirlendi. Reaksiyon karışımında 50 mm potasyum fosfat tamponu; 1 mM EDTA, 1 mM sodyum azide, 0.2 mM redükte NADPH, 1 IU/mL okside glutatyon reduktaz (GSSG), 1 mM GSH, 0.2 mM H2O2 içermektedir. Enzim kaynağından 0.1 mL alınarak, 0.8 mL bahsedilen karışımdan ilave edildi. Bu ilave karışıma 0.1 mL peroksit solüsyonu ilave edilerek reaksiyon başlatılmadan önce 25 °C de inkube edildi. 5 dakika içerisinde 340 nm de absorbansları ölçülerek alınarak ml protein başına IU/L olarak ifade edildi. Katalaz aktivitesi Goth’ın açıklamış olduğu metoda göre yapıldı. 0.2 mL serum plazma örneği alınarak 1.0 mL substratta 37 °C’de 60 saniye inkube edildi, bu enzimatik reaksiyon 32.4 mM amonyum molibdat ile sona erdirilerek spekrofotometrede 405 nm’de örneğin köre karşı ölçümü yapıldı. Katalaz aktivitesi ku/L olarak ifade edildi 25.

    Elde edilen verilerin istatiksel analizleri SPSS 22.0 programında Student’s t testi ile yapılmıştır.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Bulgular
    Repeat breeder ve kontrol grubu ineklerdeki oksidatif stres ve çeşitli biyokimyasal değerlere ait istatiksel veriler Tablo 1’de verilmiştir.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 1: Repeat breeder ve kontrol grubu ineklerde saptanan çeşitli biyokimyasal parametreler ve istatiksel farklılık dereceleri

    Elde edilen verilere bakıldığında lipit peroksidasyonun göstergesi olan plazma MDA düzeyleri repeat breeder ineklerde kontrol grubu hayvanlara göre yüksek olduğu (P<0.001), yine plazmada antioksidan etkinlikte rol oynayan GSH (P<0.01), GSH.Px (P<0.001) ve CAT (P<0.001) düzeylerinin kontrol grubuna göre düşük olduğu gözlendi.

    Serum biyokimyasal parametrelerinden trigliserit (P<0.05) ve LDL’nin (P<0.01) repeat breeder hayvanlarda kontrol grubuna göre daha yüksek olduğu, HDL’nin kontrol grubunda repeat breeder gruba göre yüksek olduğu (P<0.001), kolesterol, AST, ALT ve glukoz değerleri arasında bir fark bulunmadığı tespit edildi.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Tartışma
    Bu çalışmada repeat breeder ineklerde oksidatif stres ve bazı biyokimyasal değerlerde meydana gelen değişimler incelenmiştir.

    Lipit peroksidasyonu, genel olarak, doymamış yağ asitlerinin oksidasyonunu ifade etmektedir. Bu reaksiyon sonrasında başlıca lipit peroksitler ve serbest radikaller gibi zararlı ara ürünler oluşmaktadır 26,27. Canlı yapısında reaktif oksijen bileşiklerinin üretimi fizyolojik bir olay olup antioksidan sistem tarafından dengede tutulur. Bu bileşiklerin belirli seviyeleri üreme yönünden üreme hormonlarının üretimi, oosit olgunlaşması ve fertilizasyonun gerçekleşmesi gibi çeşitli fizyolojik olaylarda önemli görevler üstlenirler 28. Bununla birlikte, reaktif oksijen türlerinin aşırı üretimi sonucu meydana gelen oksidatif stres ise lipit peroksidasyona yol açar 29. Çalışmada repeat breeder ineklerde MDA düzeyleri kontrol grubuna oranla yüksek olduğu görülmektedir. Elde edilen verilere göre hayvanların barınma koşulları göz önüne alındığında farklı patojenler tarafından indüklenen iltihaplanma sürecinin mevcut bulunduğu veya yangılı bir hastalığın varlığından bahsedilebilir 30,31. Gilbert 32 endometritis ya da mastitis gibi enfeksiyonların varlığı halinde doğrudan ya da dolaylı etkiler ile üremenin birkaç kritik aşamasında bozukluk şekillendirdiğini bildirmektedir. Peroksitler için detoksifiye edici olarak CAT ve GSH gibi önemli yapılardır. CAT bir katalizör işleviyle OH oluşturarak H2O2’yi yok edebilen bir enzimdir. Glutasyon ise redoks siklusunda GSH-Px ile birlikte GSH, H2O2 ve lipit peroksitleri zararsız bileşenlere dönüştürür. Bu oksidan/antioksidan dengesi bozulduğunda oksidatif stres gerçekleşmektedir 33. Postpartum akut endometritis olgularında antioksidan dengenin oksidanlar lehine bozulduğu çeşitli çalışmalarla bildirilmiştir 34,35. Çalışmanın sonuçları incelendiğinde repeat breeder sığırlarda kontrol grubuna göre daha yüksek MDA düzeyleri artan oksidatif stresin ve antioksidan enzimlerden GSH, GSH-Px ve CAT seviyelerinde kontrol grubuna göre belirlenen azalmaların ise oksidatif strese yanıt olarak artan kullanımlarından kaynaklandığı düşünülmektedir. Bu açıdan değerlendirildiğinde gerek MDA düzeylerindeki artış ve gerekse de GSH, GSH-Px ve CAT seviyelerindeki düşüşler başta endometritis gibi doğum kanalında meydana gelen enfeksiyonlar ve oosit gelişiminin önüne geçen durumlar, hücresel hasara neden olabilen oksidatif stresin göstergesi olarak kabul edilebilirler. Endometritis bulunan ineklerde gebe kalma oranının düşük olması, steroidogenezis ve ovulasyon mekanizması aksaklıkları şekillenmesi, embriyonun blastosist aşamasındaki bozukluklar ya da embriyonik kayıpların görülmesi 36 bu görüşü destekler niteliktedir. İneklerde kolesterol ve trigliserit gibi çeşitli biyokimyasal parametrelerin canlının laktasyon ve gebelik durumlarına göre farklılık gösterebileceği ve buna bağlı olarak doğurganlığı etkileyebileceği bildirilmiştir 37. Kolesterol, ovaryum steroit sentezinde öncü durumundadır ve parçalanmasıyla pregnenolone sentezlenmektedir 38. Trigliserit, total kolesterol, HDL ve LDL konsantrasyonlarının negatif enerji dengesi ve hepatik lipidoz halinde düşmeye meyilli oldukları 39,40 ayrıca retensiyo sekundinarum 41, Brusella 42, Theileria 43 gibi enfeksiyonlarda değişkenlik gösterdiği bildirilmektedir. Senosy ve Hussein 44 mandalarda yaptıkları bir çalışmada endometritis grubunda endometritis olmayan gruba göre HDL ve total kolesterol düzeyinin düşük, trigliserit düzeyinin yüksek bulunduğunu bildirmiştir. Bu çalışmada gruplarda kolesterol düzeyi farkı istatiksel olarak anlamlı bulunamamıştır. Bunun yanında repeat breeder hayvanlarda trigliserit seviyesinin kontrol grubuna göre daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Yapılan çeşitli çalışmalarda hayvanlar arasındaki trigliserit farklılıklarının beslenme, enfeksiyon ve çevre koşulları gibi çeşitli faktörlere bağlı olarak değişiklik gösterebileceği bildirilmiştir 43-45. Sığırlarda laktasyon sırasında HDL’nin aşırı yüksek bulunabileceği 46, HDL düzeylerindeki azalmanın steroit hormon sentezi için ester kolesterol kaynağı konumunda olduğundan, infertilite problemlerine neden olabileceği bildirilmiştir 47. Lipit metabolitlerinin serum konsantrasyonunda meydana gelen artışı yüksek miktarda trigliserit içerikli lipoproteinlerin artmış bağırsak sekresyonuna bağlıdır. Koyun ya da inek diyetlerine yağ ilave edilmesi muhtemelen bağırsak tarafından lipoprotein kolesterol taşınması sürecini teşvik ederek dolaşımdaki plazma kolesterolü, LDL ve HDL düzeylerini artırmaktadır 48. Bu çalışmada kontrol grubu HDL düzeyinin repeat breeder gruba göre daha yüksek olduğu, LDL düzeyinin ise repeat breeder grupta kontrol grubuna göre daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Gruplar arasındaki bu farklılığın laktasyon ya da beslenmeden kaynaklanan değişiklikler sonucu meydana geldiği düşünülebilir. Elde edilen verilerde AST ve ALT enzim düzeylerinde farklılık tespit edilmemiştir. Karaciğer enzimlerinin subklinik endometritis gibi enfeksiyöz durumlarda arttığı 48, AST ve ALT düzeylerinde farklılık olmamasının genital organlarda bir inflamasyon olmadığının göstergesi olabileceği 49 bildirilmektedir. Ancak Akbar ve ark. subklinik endometritis ve sağlıklı hayvanlarda karaciğer enzimlerinde farklılık olmadığını bildirmiştir 50. Yapmış olduğumuz çalışmada ALT ve AST düzeylerinin gruplar arasında farklı bulunmaması doku hasarı şekillenmemiş olmasından ya da bir enfeksiyon olsa dahi karaciğer fonksiyonlarını etkilemeyecek şiddette olmasından kaynaklanıyor olabilir.

    Sonuç olarak, repeat breeder ineklerde saptanan plazma MDA düzeylerindeki artışlar ile plazma GSH, GSH-Px ve CAT düzeylerinde şekillenen azalmalar döl tutmama tablosunda oksidatif stresin geliştiğinin önemli göstergeleridir. Ayrıca hastalıkta serum lipit profilinin de etkilendiğine dair biyokimyasal verilere ulaşılmıştır.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Kaynaklar

    1) Wiltbank M, Lopez H, Sartori R, Sangsritavong S, Gumen A. Changes in reproductive physiology of lactating dairy cows due to elevated steroid metabolism. Theriogenology 2006; 65: 17-19.

    2) Walsh SW, Williams EJ, Evans ACO. A review of the causes of poor fertility in high milk producing dairy cows. Anim. Reprod Sci 2011; 123: 127-138.

    3) Lucy MC. Reproductive loss in high-producing dairy cattle: Where will it end. J Dairy Sci 2001; 84: 1277-1293.

    4) Baghel RPS. Reproductive disorders in relation to malnutrition in dairy animals. In XXII Annual Convention of ISSAR and National Symposium, Veterinary College, Mhow, India: 2006; 94-104.

    5) Dhaliwal GS. Managing dairy herds for optimal reproductive efficiency. Recent concepts in physio-pathology of animal reproduction In: Centre of Advanced studies in Veterinary Gynaecology and Reproduction Ludhiana: India Punjab Agricultural University 2005; 1-9.

    6) Dutta JC, Baruah RN, Dutta L, Talukdar SC. Blood biochemical studies in anoestrous and normal cyclic cattle. Indian Vet J 1988; 65: 239-241.

    7) Dochi O, Takahashi K, Hirai T, et al. The use of embryo transfer to produce pregnancies in repeat-breeding dairy cattle. Theriogenology 2008; 69: 124-128.

    8) Yusuf M, Nakao T, Ranasinghe RMS, et al. Reproductive performance of repeat breeders in dairy herds. Theriogenology 2010; 73: 1220-1229.

    9) Roberts SJ. Veterinary Obstetrics and Genital Diseases. 2nd Edition, New Delhi: CBS Publishers and Distributors, 1971.

    10) Kendall NR, Flint APF, Mann GE. Incidence and treatment of inadequate postovulatory progesterone concentrations in repeat breeder cows. Vet J 2009; 181: 58-162.

    11) Moss N, Lean IJ, Reid SWJ, Hodgson DR. Risk factors for repeat-breeder syndrome in New South Wales dairy cows. Prev Vet Med 2002; 54: 91-103.

    12) Casida LE. Present status of the repeat-breeder cow problem. J Dairy Sci 1961; 44: 2323-2329.

    13) Bage R, Gustafsson H, Larsson B, Forsberg M, Rodrı́guez-Martı́nez H. Repeat breeding in dairy heifers: Follicular dynamics and estrous cycle characteristics in relation to sexual hormone patterns. Theriogenology 2002; 57: 2257-2269.

    14) El-Khadrawy HH, Ahmed WM, Emtenan HM, Hanafi EM. Observations on repeat breeding in farm animals with emphasis on its control. J Reprod. Fertil 2011; 2: 01-07.

    15) López-Gatius F, Yániz JL, Santolaria P, et al. Béjar reproductive performance of lactating dairy cows treated with cloprostenol at the time of insemination. Theriogenology 2004; 62: 677-689.

    16) Pérez-Marín C, España F. Oestrus expression and ovarian function in repeat breeder cows, monitored by ultrasonography and progesterone assay Reprod Domest Anim 2007; 42: 449-456.

    17) Kendall NR, Flint APF, Mann GE. Incidence and treatment of inadequate postovulatory progesterone concentrations in repeat breeder cows Vet J 2009; 181: 158-162.

    18) Celi P. Oxidative stress in ruminants. In, Mandelker L, Vajdovich P (Editorss). Studies on Veterinary Medicine. New York: Humana Press, 2011: 191-231.

    19) Celi P, Merlo M, Barbato O, Gabai G. Relationship between oxidative stress and the success of artificial insemination in dairy cows in a pasture based system. Vet J 2012; 193: 498-502.

    20) Park, M. S, Yang YX, Shinde PL, et al. Effects of dietary glucose inclusion on reproductive performance, milk compositions and blood profiles in lactating sows. Journal of Animal Physiology and Animal Nutrution 2010; 94: 677-684.

    21) Hekimoglu A, Bilgin HM, Kurcer Z, Ocak AR. Effects of increasing ratio of progesterone in estrogen / progesterone combination on total oxidant/ antioxidant status in rat uterus and plasma. Arch Gynecol Obstet 2010; 281: 23-28.

    22) Placer ZA, Cushman LL, Johnson BC. Estimation of product of lipid peroxidation (malonyldialdehyde) in biochemical systems. Anal Biochem 1966; 16: 359-364.

    23) Sedlak J, Lindsay RH. Estimation of total, protein bound and nonprotein sulfhydryl groups in tissue with Ellman’sreagent. Anal Biochem 1968; 25: 192-205.

    24) Lawrence RA, Burk RF. Glutathione peroxidase activity in selenium-deficient rat liver. Biochem Biophys Res Commun 1976; 71: 952-958.

    25) Goth L.A. simple method for determination of serum catalase activity and revision of reference range. Clin Chim Acta 1991; 196: 143-152.

    26) Gutteridge JMC, Hallivell B. The measurement and mechanism of lipid peroxidation in biological systems. Trends Biochem Sci 1990; 15: 129-135.

    27) Kohen R, Nyska A. Oxidation of biological systems: Ooxidative stress phenomena, antioxidants, redox reactions, and methods for their quantification. Toxicol Pathol 2002; 30: 620-650.

    28) Agarwal A, Allamaneni SS. Role of free radicals in female reproductive diseases and assisted reproduction. Reprod Biomed 2004; 9: 338-347.

    29) Agarwal A, Gupta S, Sharma RK. Role of oxidative stress in female reproduction. Reprod Biol Endocrinol 2005; 3: 28.

    30) Kullisaar T, Turk S, Kilk K, et al. Increased levels of hydrogen peroxide and nitric oxide in male partners of infertile couples. Andrology 2013; 1: 850-858.

    31) Ali F, Lodhi L, Hussain R, Sufyan M. Oxidative status and some serum macro minerals during estrus, anestrous and repeat breeding in cholistani cattle. Pakistan Veterinary Journal 2014; 34: 532-534.

    32) Gilbert RO. The effects of endometritis on the establishment of pregnancy in cattle. Reproduction Fertility and Development 2011; 24: 252-257.

    33) Ahmed WM, El-Khadrawy HH, Emtenan M, Ali AH, Shalaby SA. Clinical perspective of repeat breeding syndrome in buffaloes J Am Sci 2010; 6: 11.

    34) Bliznetsova GN, Retskii MI, Nezhdanov AG, Safonov VA. Antioxidant status and nitrogen oxide production in cows in health and obstetric/gynecologic disease Russian Agricultural Sciences 2008; 34: 61.

    35) Pande M, Das GK, Khan FA. Endometritis impairs luteal development, functions and nitric oxide and ascorbic acid concentrations in buffalo (Bubalus bubalis). Trop Anim Health Prod 2013; 45: 805-810.

    36) Çetin M, Doğan İ, Polat Ü, Yalçın A, Türkyılmaz Ö. Blood biochemical parameters in fertile and repeat breeder cows. Indian J Anim Sci 2002; 72: 865-866.

    37) Akbar H, Cardoso F, Meier C, et al. Postpartal subclinical endometritis alters transcriptome profiles in liver and adipose tissue of dairy cows. Bioinformatics and Biology insights 2014; 8: 45.

    38) Bobe G, Young JW, Beitz DC. Invited review: Pathology, etiology, prevention, and treatment of fatty liver in dairy cows. Journal of Dairy Science 2004; 87: 3105-3124.

    39) Rayssiguier Y, Mazur A, Gueux E, et al. Plasma lipoproteins and fatty liver in dairy cows. Research in Veterinary Science 1998; 45: 389-393.

    40) Semacan A, Sevinç, M. Liver function in cows with retained placenta. Turkish Journal of Veterinary and Animal Sciences 2005; 29: 775-778.

    41) Merhan O, Bozukluhan K, Kuru M, et al. Investigation of oxidative stress index and lipid profile in cattle with brucellosis. health. Kakas Unv Vet Fak Derg 2017; 1: 4.

    42) Tunç V, Kontaş Aşkar T. The determination of oxidative stress by paraoxonase activity, heat shock protein and lipid profile levels in cattle. Kafkas Unv Vet Fak Derg 2012; 18: 647-651.

    43) Wehrman ME, Welsh TH, Williams GL. Diet-induced hyperlipidemia in cattle modifies the intrafollicular cholesterol environment, modulates ovarian follicular dynamics, and hastens the onset of postpartum luteal activity. Biol Reprod 1991; 45: 541-552.

    44) Senosy W, Hussein HA. Association among energy status, subclinical endometritis postpartum and subsequent reproductive performance in Egyptian buffaloes. Animal reproduction science 2013; 140: 40-46.

    45) Ceylan A, Serin I, Aksit H, Seyrek K, Gökbulut C. Döl tutmayan ve anöstruslu süt ineklerinde vitamin A, E, beta-karoten, kolesterol ve trigliserid düzeylerinin araştırılması. Kafkas Üniv Vet Fak Derg 2007; 13:43-147.

    46) Kaneko JJ. Clinical Biochemistry of Domestic Animals. 4. Edition, London: San Diego, 1989.

    47) Katoh N. Nakagawa H. Detection of haptoglobin in the high-density lipoprotein and the very high-density lipoprotein fractions from sera of calves with experimental pneumonia and cows with naturally occuring fatty liver. J Vet Med Sci 1999; 61: 119-124.

    48) Burke CR, Meier S, McDougall S, et al. Relationships between endometritis and metabolic state during the transition period in pasture-grazed dairy cows. Journal of Dairy Science 2010; 93: 5363-5373.

    49) Cetin M, Dogan I, Polat U, Yalcın A, Turkyılmaz O. Blood biochemical parameters in fertile and repeat breeder cows. Indian journal of animal sciences 2002; 72: 865-866.

    50) Akbar H, Cardoso FC, Meier S, et al. Postpartal subclinical endometritis alters transcriptome profiles in liver and adipose tissue of dairy cows. Bioinformatics and Biology insights 2014; 8: 45.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • [ Başa Dön ] [ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
    [ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]