Hemorajik sistit, CP tedavisinin ciddi bir komplikasyonudur. CP'in laboratuvar hayvanlarında ve ilaç tedavisinin bir parçası olarak alan hastalarda ciddi hemorajik sistiti indüklediği gösterilmiştir
20. Özellikle yüksek doz CP’e bağlı olarak hemorajik sistit ortaya çıkmaktadır. CP'in doza bağlı zararlı yan etkilerini en aza indirgemek için öncelikle CP ile indüklenen hemorajik sistitin mekanizmasının aydınlatılması önemlidir. CP’in hemorajik sistit yapıcı etkisi renal akrolein salınımına bağlanmıştır
21. CP karaciğerdeki mikrozomal sitokrom P-450 sistemi tarafından hidroksilasyonla aktif formları olan 4-hidrosisiklofosfamid ve aldofosfamide dönüştürülür. Hem normal hem de tümör dokularda sonradan enzimatik olmayan bir yolla sitotoksik moleküller fosfaramid mustard ve akroleine dönüştürülürler. Fosforamid mustard aktif antitümöral ajan iken akrolein boşaltma sırasında mesane için toksiktir ve hemorajik sistit yaratma riski taşır
22. Akrolein süperoksit radikali (O2.-) oluşumuna sebep olmaktadır. Ortamdaki artmış O2.- ya H2O2 üzerinden hidroksil radikali (OH.) ya da direk peroksinitrit (ONOO-) oluşturarak, lipid peroksidasyonu, DNA hasarı ve protein oksidasyonuna sebep olabilecek oksidadif strese yol açmaktadır
23. Beckman ve ark.
24 O2.- ve nitrik oksit (NO.) radikalinin ONOO- oluşturmak üzere birleşebildiğini ve peroksinitröz asit (ONOOH)’in, biyolojik olarak aktif OH.’nin kaynağı olduğunu göstermişlerdir. Akrolein üriner sisteme geçtiğinde mukoza hiperemisi, ülserasyon, hemoraji ve nekroz oluşturabilir. Mesane epiteli temas süresi ile de ilişkili olarak en fazla risk altında olan doku olmakla birlikte üriner sistem epitelinin tümünün hasar görme olasılığı vardır. CP tedavisinden sonra %68’lere varan hemorajik sistit oluşma oranı ve kontrol edilemeyen kanama nedeniyle %4 oranında mortalite rapor edilmiştir
25.
Oksidatif stres serbest oksijen radikali (SOR) miktarındaki artışla seyreden bir durumdur. Bu artış membranlarda lipid peroksidasyonuna neden olur. SOR’leri ile lipid peroksidasyonu sonucunda oluşan son ürün MDA’dır. Dolayısıyla bir dokuda MDA düzeyinin artması SOR’lerinin arttığını gösterir 26. CP’e bağlı ROT’nin fazla üretilmesi, membran lipidlerinin peroksidasyonu, protein denatürasyonu ve DNA hasarını içeren çeşitli mekanizmalar yoluyla oluşan önemli oksidan stres, hücresel hasar ve nekroza yol açar 27. Birçok çalışma 27,28, CP maruziyetinin hücre içi ROT üretimini arttırdığını ve biyokimyasal ve fizyolojik bozuklukların oksidatif stres kaynaklı olabileceğini göstermektedir. CP’in oksidan öncülü özelliği olduğu, oksidatif strese neden olarak antioksidan enzimlerin işlevlerini azalttığı ve hayati organlarda lipid peroksidasyonunu artırdığı gösterilmiştir 2,7. Farklı araştırmalar, ROT’nin, CP kaynaklı hemorajik sistitte önemli bir rol oynadığını, CP uygulamasından sonra mesanede oksidatif stres sonucu MDA düzeyinin arttığını göstermiştir 15,29-31. Sadir ve ark. 31 mesane dokusunda MDA düzeylerinin CP enjeksiyonundan sonra belirgin olarak arttığını ve antioksidanların bu artışı normal seviyeye ulaştırdığını bildirmişlerdir. Abd-Allah ve ark. 29 CP uygulamasının sıçan mesane dokusunda lipid peroksidasyonunu artırdığını göstermişlerdir. Çalışmada CP, mesanede lipid peroksidasyonunda ve endojen antioksidan bileşik olan GSH'da bir artışa neden olmuştur. GSH’un okside glutatyon (GSSG)’a dönüşümünü katalizleyen, antioksidan enzim olan GSH-Px aktivitesindeki muhtemel azalma GSH’un okside GSSG’a dönüşümünü engellemiş olabilir. GSH, -SH grubunun ROT ile doğrudan etkileşimi ile nonenzimatik bir antioksidan görevi yapabilir veya bir kofaktör veya koenzim olarak ROT için enzimatik detoksifikasyon reaksiyonunda yer alabilir.
CP'nin yan etkilerinin ortadan kaldırılması, ilacın daha iyi tolere edilmesine ve CP tedavisine ihtiyaç duyan hastalar için daha etkili ve rahat bir tedaviye neden olabilir. Hücresel antioksidan sistemi ROT'nin neden olduğu doku hasarını en aza indirmeye yardımcı olur. Genellikle, antikanser ilaçlarının toksik yan etkilerini gidermek için, bazı antioksidan ajanlar faydalı olabilirler. α-tokoferol, β-karoten, taurin ve melatonin gibi antioksidan ve oksidatif stres inhibitörlerinin CP ile indüklenen oksidatif strese ve hemorajik sistite karşı koruma sağladıklarını gösterilmiştir 29-31.
İn vivo ve in vitro çalışmalarda, propolisin serbest radikal temizlemede etkili antioksidan gibi çeşitli biyolojik aktiviteleri olduğunu göstermiştir 32. Santos ve Cruz 33 propolisin antioksidan özelliklerinin bazı antikanser ilaçların neden olduğu yan etkileri terapötik etkilere herhangi bir zarar vermeden azaltabileceğini göstermişlerdir Dahası, propolisin kemoterapi ile umut verici bir adjuvan olduğu gösterilmiştir 34. Hussein 35 propolisin CP ile uyarılan sistise karşı etkisini araştırdıkları çalışmada sıçanlarda histolojik ve immünohistokimyasal teknikler kullanılarak CP'nin hemorajik sistiti indükleyen dozda (75 mg/kg i.p.) belirgin tıkanıklık, ödemin yanı sıra üroepitelyada belirgin deskuamatif hasar belirlemişlerdir. CP ile tedavi edilen sıçanlara propolis uygulaması bu histopatolojik ve immünohistokimyasal değişiklikleri önemli ölçüde önlemiştir.
Propolis, 5-fluorourasil gibi kemoterapi ilaçlarıyla sinerji oluşturan biyolojik etkilere sahiptir 11. Akyol ve ark. 36 propolisten ekstre edilen kafeik asit fenil ester (KAFE)’in antiinflamatuar, antiproliferatif, antioksidan, sitostatik, antiviral, antibakteriyel, antifungal ve antineoplastik özelliklere sahip olduğunu belirtmiştir. Uysal ve ark. 37 sıçanlarda CP ile indüklenen hemorajik sistit üzerine KAFE’nin koruyucu etkisini araştırmışlardır. Ratlarda hemorajik sistit indüksiyonu olarak 100 mg/kg dozunda CP'in ürotoksik dozunu kullanmışlardır. CP’in mesanede ciddi mikroskopik mukoza hasarına neden olduğunu, KAFE’in histolojik hasar üzerinde minimal koruyucu etkiye sahip olduğunu bildirmişlerdir. Hemorajik sistite neden olan CP enjeksiyonu oksidatif stres gösteren MDA düzeylerini arttırırken, KAFE mesanedeki MDA düzeylerini düzelttiğini bildirmişlerdir. KAFE ile ön tedavi CP grubuna kıyasla KAT, SOD ve KAT aktiviteleri ve nitrik oksit (NO) düzeyinde anlamlı azalmaya neden olmuştur.
Bugüne kadar CP’nin indüklediği hemorajik sistiti engellemek amacıyla pek çok antioksidan denenmiş olup 31,38, ratlarda CP’nin indüklediği hemorajik sistit modellerinde enginar tedavisi verilen çalışma bulunmamaktadır. Enginar yaprak ekstraktının onkojenik önemi olan sinyal yolakları üzerindeki etkisi nedeniyle antitümöral aktivitesi deneysel testlerle gösterilmiştir 39. Çalışmada oluşan mesane hasarı CP metabolitleri tarafından hücre membran hasarına bağlı olarak oluşmaktadır. CP ile birlikte uyguladığınan propolis ve enginarın MDA düzeyini azaltması, antioksidan enzim aktivitelerini artırması mesane dokusunun oksidatif hasara karşı korunduğu anlamına gelmektedir. Çeşitli in vitro çalışmalar, enginarın antioksidan etkisinin sinarin, klorojenik asit ve flavonoidler gibi bileşenlerin metalik iyonu şelatlama ve radikal süpürme etkilerine bağlıdır 8. Enginarın antioksidan etkisi, inflamatuvar yolların gen ifadesine müdahale ve oksidatif stresi indirgemesi ile sonuçlanan antioksidan enzim sentezinin indüksiyonu ile ilişkilendirilmektedir. Bu nedenle CP’in H2O2 toksisitesine karşı koruyucu etkisi muhtemelen enginarın antioksidatif rolü ile ilgilidir. Numan ve ark. 40 yaptıkları çalışmada, enginar ekstraktının dişi sıçanlarda 5- fluorouracil ile uyarılan kardiyak toksisiteye karşı koruyucu etkilere sahip olduğunu ileri sürülmüştür. Kültürlenen sıçan hepatositlerini hidroperoksit kaynaklı oksidatif strese karşı koruduğu da bildirilmiştir 41. Enginar ayrıca, kültürlenmiş endotel hücrelerinde ve monositlerde düşük dansiteli lipoprotein (LDL) oksidasyonunu inhibe etmiş ve hücre içi ROT’nin üretimini azaltmıştır 42.
CP ile birlikte propolis ve enginar alan gruplarda MDA düzeyinde sadece CP grubuna göre belirgin düşüş saptanmıştır. Bu bulgular neticesinde ratlarda CP ile indüklenen hemorajik sistitte propolis ve enginarın dokudaki oksidatif hasarı önlemek amacıyla lipid peroksidasyonu azalttığı ve böylece ortamda aşırı miktarda bulunan O2.- oluşumunu engelleyerek oksidatif stresi engellemeye çalıştığı düşünülebilir. Bilindiği üzere tek bir elektronun transfer yoluyla oksijene verilip redüklenmesi O2.- oluşturmaktadır. Oksijenin 2 elektronla redüklenmesi ise H2O2 oluşturur. KAT enzimi H2O2’yi H2O’ya dönüştürerek temizleyen antioksidan enzim sistemleridir. Çalışmada CP verilerek hemorajik sistit oluşturulan grupta KAT aktivitesi düşmüştür. KAT aktivitesindeki düşüş H2O2’den OH. oluşumuna sebep olacaktır. Fazla miktarda oluşan OH. de oksidatif strese sebep olur. Mesane dokusundaki KAT ve GST aktivitesindeki düşüş, oksidatif stres artışına adaptif bir cevap olabilir ve antioksidan fonksiyonlara müdahale edilmesine bağlanabilir. Propolis ve enginar tedavisi verilen grupta ise KAT ve GST enzim aktivitelerinde belirgin olarak artış saptanmıştır. Propolis ve enginarın güçlü bir antioksidan olduğu ve antioksidan aktivitenin azalması ve doku hasarı gibi oksidatif stresin neden olduğu değişiklikleri önlediği gösterilmiştir.
Sonuç olarak, verilerimiz doğrultusunda, kemoterapötik bir ilaç olan CP uygulanan ratların mesanelerinde oksidatif strese neden olduğunu, propolis ve enginarın mesane dokusundaki hasarı SOR’lerini elimine etme yoluyla engellemeye çalıştığını söyleyebiliriz. Çalışmanın sonuçları, CP ile tetiklenen mesane hasarında propolis ve enginar için antioksidan rolünü göstermektedir. Bu nedenle de propolis ve enginar antikanser ilaçların yan etkilerinin azaltılmasında etkili bir aday olabilir ve enginarın klinik olarak kullanımı önerilebilir.