Çalışmada, Muş merkezinde ve ilçelerinde merada otlatılan sağlıklı hayvanlardan alınan kan serumlarında, bu hayvanların otlatıldıkları mera otlarında ve bu otların yetiştiği toprak numunelerinde bazı mineral madde (Ca, Mg, Cu, Fe ve Zn) düzeyleri incelenmiştir. Toprak numunelerindeki mineral madde düzeylerini gösteren tablo incelendiğinde (Tablo 2), en yüksek Ca düzeyi Muş merkezde, Mg düzeyi Muş merkez ve Varto ilçesinde, Cu düzeyi Varto ve Korkut ilçelerinde, Zn düzeyi Varto ve Malazgirt ilçelerinde en düşük demir düzeyi ise Varto ilçesinde tespit edilmiştir. Kelling ve ark.
12 toprak kalsiyum düzeyi ile ilgili olarak 0-300 ppm oldukça düşük, 301-600 ppm düşük, 601-1000 ppm optimum ve >1000 ppm yüksek şeklinde bir kriter belirlemişlerdir. Bu kriter göz önünde tutularak Tablo 2 değerlendirildiğinde, Muş merkez, Bulanık ve Varto’dan alınan toprak numunelerindeki kalsiyum düzeyi optimum diye tanımlanan değerler arasında yer alırken; Malazgirt, Hasköy ve Korkut bölgelerinden alınan toprak numuneleri ise düşük diye tanımlanan değerin üst sınırında tespit edilmiştir. Muş merkezi ve ilçelerinin topraklarının Kalsiyum düzeyinin hayvanlarda eksikliğe yol açmayacak düzeylerde olduğu ifade edilebilir. Bu çalışmada elde edilen toprak kalsiyum değerleri Özçelik ve ark.
13’nın Elazığ bölgesindeki bazı mineral madde düzeylerini belirlemek üzere yürüttükleri çalışmada, alınan toprak örneklerinde belirlenen kalsiyum değerlerinden daha yüksek olarak belirlenmiştir.
Hoodaa ve ark. 14 Türkiye için topraktaki magnezyum düzeyinin 75 ppm olduğunu belirtmişlerdir. Yine Kelling ve ark. 12 topraktaki magnezyum düzeyini 0-50 ppm oldukça düşük, 51-100 ppm düşük, 101-500 ppm optimum ve >500 ppm yüksek şeklinde ifade etmişlerdir. Bu çalışmada, elde edilen toprak magnezyum düzeyleri Kelling ve ark. 12’nın optimum düzey olarak kabul ettikleri 101-500 ppm aralığında yer almaktadır. Yine bu çalışmada, toprak magnezyum düzeyi için belirlenen değerler Özçelik ve ark. 13’nın Elazığ ili için bildirdikleri değerlerden daha yüksek olarak tespit edilmiştir.
Kirlenmemiş topraktaki bakır düzeyinin 2-40 ppm aralığında olduğu kirlenmiş topraklardaki bakır düzeyinin 1000 ppm düzeylerine çıkabildiği belirtilmektedir 15. Bu çalışmada, elde edilen toprak bakır düzeylerine ait veriler hem Sönmez ve ark. 15’nın ifade ettiği, hem de Özçelik ve ark. 13’nın belirlediği toprak bakır düzeylerinden yüksek bulunmuştur.
Toprak çinko düzeyini Kelling ve ark. 12 0-1.5 ppm oldukça düşük, 1.6-3 ppm düşük, 3.1-20 ppm optimum, 21-40 yüksek ve >40 ppm çok yüksek şeklinde ifade etmişlerdir. Çalışmada tespit edilen toprak çinko düzeyleri 3.1-20 ppm optimum aralığında yer almaktadır.
Demir bakımından Muş merkez ve tüm ilçelerin değerleri bildirilen literatür 16 verilerine göre “fazla” diye ifade edilecek düzeyde tespit edilmiştir.
Mera otlarının yapısındaki besin madde düzeyleri, meranın bulunduğu bölge, toprağın yapısı, iklim koşulları, gübreleme, otların vejetasyon dönemi ve hasat zamanı gibi etmenlere bağlı olarak değişiklik gösterebilmektedir 17,18. Muş merkezi ve ilçelerinden alınan mera otlarının mineral madde düzeyleri (Ca, Mg, Cu, Fe ve Zn) Tablo 3’de verilmiştir. Tablo incelendiğinde en yüksek Ca ve Fe düzeyleri Muş merkezde belirlenirken, en yüksek Cu düzeyi ise Varto ilçesinde saptanmıştır. En düşük Mg düzeyi korkut ilçesinde, Zn düzeyi ise Malazgirt ilçesinde tespit edilmiştir. Alp ve ark. 19 Marmara Bölgesi’nde hayvan beslemede kullanılan yem bitkilerinde ve bu bitkileri tüketen koyunlardan alınan kan örneklerinde Ca, P, Mg, K, Fe, Cu, Zn ve Mn düzeylerini belirlemek üzere yürüttükleri çalışmada, mera otlarında Ca, Mg, Fe, Cu, Zn düzeylerini sırası ile 600-19600 ppm, 700-7300 ppm 33.45-236.76 ppm, 1.83-15.45 ppm, 9.45-43.07 ppm seviyelerinde tespit etmişlerdir. Bu veriler göz önüne alındığında Muş merkez ve ilçelerindeki mera otlarında Mg ile Fe düzeyleri Marmara bölgesinde elde edilen değerlerden daha düşük düzeylerde olduğu belirlenmiştir. Bu durum mera otlarının yetiştiği toprağın yapısı ve iklim şartları ile ilişkilendirilebilir. Aynı çalışmada Ca, Cu ve Zn bakımından bildirilen değerler ile bu çalışmada elde edilen değerler uyum halindedir.
Koyunların kan serumundaki Ca düzeyinin 9.30-11.70 mg/dL olduğu belirtilmektedir 20. Tablo 4 incelendiğinde, Malazgirt, Bulanık ve Hasköy ilçelerindeki koyunların serum Ca düzeylerinin referans değer aralığında olduğu, Muş merkez, Korkut ve Varto ilçelerindeki koyunların serum Ca düzeylerinin ise belirtilen referans aralığındaki düzeylerin üzerinde olduğu tespit edilmiştir. İlçeler arasında serum kalsiyum düzeyleri karşılaştırıldığında istatistiksel anlamda farklılıklar belirlenmiştir. Alp ve ark. 19 Marmara Bölgesi’nde hayvan beslemede kullanılan yem bitkilerinde ve bu bitkileri tüketen koyunlardan alınan kan örneklerinde çeşitli mineral maddelerin (Ca, P, Mg, K, Fe, Cu, Zn ve Mn) düzeylerini belirlemek üzere yürüttükleri çalışmada, güz dönemi alınan serum kalsiyum düzeyleri bu çalışmada elde edilen düzeylerden daha düşük seviyede belirlenirken; bahar döneminde alınan serum Ca düzeyleri bu çalışmadaki Ca bulguları ile benzerlik göstermiştir. Yine Özçelik ve ark. 13’nın Elazığ bölgesinde mera öncesi, mera dönemi ve mera sonrası koyun serumlarında bazı mineral madde düzeylerini belirlemek üzere yürüttükleri çalışmada, serum Ca düzeylerinin bu çalışmada elde edilen serum Ca düzeylerinden daha düşük seviyede olduğu gözlemlenmiştir. Özçelik ve ark. 13 bu durumu hem toprak hem de mera otlarındaki Ca seviyesinin düşüklüğüne bağlamışlardır. Bu çalışmada ise tam tersi olarak hem toprak hem de mera otları verilen referans değerler düzeyinde Ca içermesi nedeni ile koyun serumlarında da Ca düzeyi referans değerlere uygun olarak belirlenmiştir.
Koyun serumlarındaki Mg düzeyinin, ortalama 2.0-2.7 mg/dL olduğu belirtilmektedir 16. Çalışmada, hem Muş merkez hem de ilçelerine ait koyun serum Mg düzeyleri verilen referans aralığında yer almaktadır. Muş merkez ve ilçeler arasında serum Mg düzeyi bakımından istatistiksel olarak bir farklılığın olmadığı tespit edilmiştir. Bu çalışmada elde edilen koyun serum Mg değerleri bazı çalışmalarda 7,13 tespit edilen değerlerden yüksek bulunurken, başka çalışmada 19 elde edilen bulgular ile benzerlik göstermektedir.
Serum bakır düzeyi bakımından koyunlardaki kritik değerin 0.50 mg/L 21 ve ideal düzeyin ise 0.80-1.20 mg/L 22 arasında olduğu belirtilmektedir. Tablo 4 incelendiğinde serum Cu düzeylerinin verilen referans aralığının altında bir değere sahip oldukları belirlenmiştir. Bakır düzeyleri bakımından Muş merkez ve ilçeleri arasında yapılan istatistiksel karşılaştırmada farklılık tespit edilmiştir. En yüksek serum Cu düzeyi Hasköy ilçesinde bulunmuştur. Bu çalışmada elde serum bakır düzeyleri Özçelik ve ark. 13’nın mera döneminde koyun serumlarında elde ettikleri 1.22 ve Erdoğan ve ark. 7’nın Hatay geneli elde ettikleri 0.32 değerinden düşük olarak belirlenmiştir. Yine Alp ve ark. 19’nın Marmara Bölgesi’nde hayvan beslemede kullanılan yem bitkilerinde ve bu bitkileri tüketen koyunlardan alınan kan örneklerinde çeşitli mineral maddelerin (Ca, P, Mg, K, Fe, Cu, Zn ve Mn) düzeylerini belirlemek üzere yürüttükleri çalışmada, koyun kan serum bakır düzeyleri bu çalışmada elde edilen değerlerden daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Bakır düzeyi hem bu hayvanların otlatıldıkları toprakta hem de mera otlarında literatür verileri ile uyumlu iken koyunların kan serumunda düşük çıkmasını ise ancak mineral maddeler arasındaki etkileşim ile açıklayabiliriz. Nitekim rasyonda bulunan Zn Mo, S, Fe, kurşun (Pb) ve kadmiyum (Cd) gibi mineraller bakırın emilimini olumsuz yönde etkilemektedir 23.
Koyunlar için ideal serum Zn düzeyinin 0.80-1.17 mg/L aralığında olması gerektiği belirtilmektedir 24. Bu çalışmada elde edilen koyun serum Zn düzeyleri ise 0.13-0.19 mg/L aralığındadır. Elde edilen bulgular koyunlar için ifade edilen referans aralığının altında kalmıştır. Zn düzeyleri bakımından Muş merkez ve ilçeleri arasında yapılan istatistiksel karşılaştırmada önemli farklılıklar tespit edilmiştir. En yüksek serum Zn düzeyi Hasköy ilçesinde belirlenirken, en düşük düzey Malazgirt ilçesinde tespit edilmiştir. Serum Zn düzeyi hem bu hayvanların otlatıldıkları toprakta hem de mera otlarında literatür verileri ile uyumlu iken koyunların kan serumunda düşük çıkmasını ise ancak mineral maddeler arasındaki etkileşim ile açıklayabiliriz. Nitekim rasyonda bulunan Ca, Se, P, Cu ve Cd gibi mineraller çinkonun emilimini olumsuz yönde etkiler 25. Nitekim Özçelik ve ark., 13’nın Elazığ bölgesinde yapmış oldukları çalışmada, mera öncesi, mera dönemi ve mera sonrası serum Zn düzeylerini sırası ile 0.81, 0.91 ve 0.90 mg/L olarak belirlemişlerdir. Öte yandan Alp ve ark. 19’nın Marmara bölgesinde yürüttükleri çalışmanın sonucunda hem güz hem de bahar dönemlerinde tüm illerin belirlenen koyun kan serumu Zn düzeylerinin referans olarak gösterilen değerlerden daha düşük olduğunu tespit etmişlerdir. Benzer şekilde Erdoğan ve ark. 7’nın Hatay bölgesinde yürüttükleri çalışmada Hatay geneli koyun serum Zn düzeyini 0.22 mg/L düzeyinde olduğunu belirlemişlerdir.
Meraya dayalı olarak besleme yapılan hayvanlarda Fe eksikliği çok rastlanılan bir durum değildir. Böyle bir durum ancak parazitlerin neden olabileceği kan kaybı neticesinde ortaya çıkabilir. Koyunlarda serum Fe düzeyi ile ilgili referans aralığı 1.0-1.5 mg/L düzeyindedir 26. Bu çalışmada, Muş merkez ve ilçelerinde alınan koyun kan serumlarındaki Fe düzeyleri 1.33-1.51 mg/L aralığında tespit edilmiş olup referans değerler ile uyum halindedir 26. Elazığ ilinde yapılmış olan çalışmada da mera öncesi, mera dönemi ve mera sonrası koyun serum Fe düzeylerini sırası ile 1.09, 1.40 ve 1.08 mg/L tespit etmişlerdir 13. Elde edilen bu bulgular bu çalışmada elde edilen bulguları desteklemektedir.
Sonuç olarak, Muş bölgesi topraklarında çalışmada analizi yapılan mineral maddelerin (Ca, Mg, Cu, Zn ve Fe) düzeylerinin hem toprakta hem de mera otlarında verilen literatür verileri ile uyumlu olduğu belirlenmiştir. Koyun serum örneklerinde Zn ve Cu düzeyleri hariç diğer mineral maddeler referans olarak gösterilen değerler ile benzerlik göstermektedir. Sadece koyun serum Zn ve Cu düzeyleri istenilen düzeyin altında belirlenmiş olup bu durumun da mineraller arasındaki etkileşimden kaynaklanmış olabileceği düşünülmüştür. Çinko eksikliği dikkate alınması gereken problemlerdendir. Çünkü Zn eksikliğinde hayvanlarda yem tüketimi azalmakta, yemden yararlanma oranı düşmekte ve büyüme hızı yavaşlamaktadır. Ayrıca çinkonun organizmada görev aldığı tüm fonksiyonlarda aksamalar meydana gelmektedir. Örneğin iskelet sisteminde ve döl veriminde bozukluklar, testislerin büyümesinde gerileme, immun sistemin bozulması, deri ve yapağı anormallikleri ve yapağı dökülmesi meydana gelmektedir. Yine koyunlarda bakır yetersizliğinde büyüme yavaşlar veya durur, hayvanlarda zayıflama meydana gelir, fertilite problemleri şekillenir, anemi, ishal, yapağı kalitesinde kötüleşme, süt emen kuzularda enzootik ataksi ve bunun sonucunda felç ve ölüm görülmektedir. Çalışma sonuçları dikkate alındığında Muş bölgesinde beslenen hayvanlarının rasyonlarına uygun oranda Zn ve Cu minerallerinin ilave edilmesinin hayvanların sağlığını ve verimini olumlu yönde etkileyeceği sonucuna varılmıştır.