Sert peynirlere göre yumuşak ve yarı yumuşak peynirlerdeki su aktivite değeri (aw) ve rutubet miktarı daha fazla olduğu için L. monocytogenes ve Salmonella spp. gibi bazı patojen bakterilerin gelişimine daha fazla imkan tanımaktadır. Bundan dolayı çalışmada taze yumuşak tip peynirlerden olan Şavak taze beyaz peynirler tercih edildi. Türk Gıda Kodeksi Mikrobiyolojik Kriterler Yönetmeliği
30’ne göre taze beyaz yumuşak peynir numunelerinin 25 gramında L. monocytogenes ve Salmonella spp. bulunmaması gerekmektedir.
Afyonkarahisar ilinde satışa sunulan 100 adet taze beyaz peynir örneğinde L. monocytogenes varlığı araştırılmış ve sonuçta incelenen peynir örneklerinin %6’sında L. monocytogenes saptanmıştır 31. McLauchlin ve Gilbert 32 inceledikleri 1130 taze beyaz yumuşak peynirin %6’sında L. monocytogenes izole etmişlerdir. İspanya’da taze keçi sütlerinden yapılan ve yöresel yumuşak bir peynir türü olan Cameros peyniri ile yapılan bir çalışmada 33; 18 adet örnek incelenmiş ve sadece 1 (%5.6) tanesinde L. monocytogenes bulunmuştur. Torres ve ark. 34 analiz ettikleri 200 adet Meksika tipi taze beyaz peynirlerde %6 oranında L. monocytogenes’i saptamışlardır. Kovancılar ilçesi (%10) ve Tunceli ili (%12) merkezden toplanan peynirlerden elde edilen sonuçların (Tablo 1) bazı araştırmacıların 17,35,13 taze beyaz peynirlerde buldukları sonuçlarla (%9.2, %11 ve %13.4) benzerlik gösterdiği tespit edildi.
Çalışmada Elazığ ili, Kovancılar ilçesi ve Tunceli ili merkezden toplanan tüm numunelerde %6 ile %12 oranında saptanan L. monocytogenes oranının Ememzadeh 36’in 10 numunede bulmuş olduğu %50 oranından, Weber ve ark. 37’nın 509 numunede bulmuş olduğu %48.3 oranından ve Rahimi ve ark.’nın 38 60 numunede bulmuş oldukları %15 oranından düşük seviyelerde olduğu görüldü. Çalışmada tespit edilen tüm değerlerin bazı araştırmacıların 12,15,18-20,25,33,39-42 değerlerinden (%3.4, %2.35, %1.72, %4.55, %2.5, %4.8, %5.6, %4.3, %5, %4.54, %2.5) yüksek seviyelerde oldukları görülmektedir.
Alas 43 incelemiş olduğu 50 adet taze beyaz peynirde, Kaynar 44 30 adet taze beyaz peynirde, Elmas 45 20 adet taze beyaz peynirde, Kaya 46 119 taze beyaz peynirde, Coveney ve ark. 47 31 adet taze beyaz peynirde ve Alzeem ve ark. 48 ise 174 adet taze beyaz peynir örneğinin hiç birinde L. monocytogenes’e rastlamamışlardır. Literatürlerde rastlanan bu çalışma sonuçları ile mevcut çalışma sonuçlarının L. monocytogenes açısından birbirlerinden oldukça farklılık arz ettiği gözlemlenmiştir.
Burdur ilinde yapılan bir çalışmada 49; 100 adet taze beyaz peynir örneği incelenmiş %30 oranında Salmonella spp. izole edilmiştir. Torres ve ark. 34; 200 adet peynir örneğinin %34’ünde Salmonella spp. saptamışlardır. Analiz edilen Şavak taze beyaz peynir örneklerinde saptanan Salmonella spp. sonuçlarının bazı araştırmacıların 16,25,48,50 bulgularından (%2, %1.9, %3.51, %2.5) oldukça yüksek olduğu saptanmıştır.
Turantaş ve ark. 51 analiz ettikleri 38 adet taze beyaz peynirde, Özkardeş 52 200 adet taze beyaz peynirde, Urhan 53 50 adet taze beyaz peynirde, Elmas 45 20 adet taze beyaz peynirde, Erkan ve ark. 54 100 adet taze beyaz peynirde, Ardıç ve Durmaz 55 250 adet taze beyaz peynirde ve Coveney ve ark. 47 ise 31 adet taze beyaz peynirde Salmonella spp.’ye rastlamamışlardır. Söz konusu bu çalışma sonuçları ile mevcut çalışma sonuçları arasında Salmonella spp. açısından belirgin farklılıkların olduğu görülmektedir.
Şavak taze beyaz peynir örneklerinde saptanan sonuçlar ile taze beyaz peynirler ile ilgili araştırmalarda bildirilen sonuçlar arasındaki farklılıkların muhtemelen; kullanılan çiğ sütlerin kalitesinden, çiğ sütlere ısıl işlem uygulanmamasından, sağımın hijyenik olmayan çevresel ortamlarda yapılmış olmasından, sağımı yapan personelin veya sağım makinalarının yeterince hijyenik olmamasından, peynir yapıldıktan sonraki aşamalarda olası sekunder kontaminasyonlardan ve peynirlerin muhafaza şartlarından kaynaklanmış olabilir. Ayrıca tedavi amacıyla hayvanlarda kullanılan bazı antibiyotik gruplarına karşı Listeria’ların ve Salmonella spp.’lerin dirençli oldukları bilinmektedir. Bu nedenle çalışmada yüksek sonuçların görülmesinin nedenleri arasında fazla ve bilinçsiz bir şekilde antibiyotik kullanılması ve bunun neticesinde de antibiyotiklere karşı direnç mekanizmasının gelişmiş olabileceğini söylemek mümkündür.
Sonuç olarak yürürlükteki mevzuat gereği peynirlerde hiç bulunmaması gereken iki patojen mikroorganizma çalışmada izole ve identifiye edildi. Genellikle çiğ sütten ve geleneksel yöntemle yapılan bu grup peynirlerin halk sağlığı bakımından riskli oldukları çalışma sonucunda görüldü. Bu nedenle gıda üretim zincirinde gıda güvenliğini sağlayabilmek için GMP, GHP, GVP, SSOP, HACCP ve ISO 2200:2018 gibi uluslararası standartları kullanarak Şavak taze beyaz peynir üretiminin teşvik edilmesi böyle patojenlerden kaynaklanabilecek halk sağlığı risklerinin azaltılmasında önemli bir rol oynayacaktır. Bu kuralların işleyişi ve kontrolü hem bireysel ekonominin gelişmesi hem de ulusal ekonominin gelişmesi bakımından büyük önem taşımaktadır. Üreticilere sık sık hijyen eğitimleri verilmeli ve gerekli uyarılar yapılmalıdır.