Ht balık sağlığı hakkında ipuçları vermektedir. Buna bağlı olarak beslenme yetersizliği ve hastalıkların daima düşük Ht ile ilişkili olduğu düşünülmektedir
13,14. Bu çalışmada sırasıyla %1, %2 ve %4 oranında polen uygulanan D1, D2 ve D3 gruplarında Ht’ler sırasıyla 38.74±4.19, 40.52±5.20 ve 41.76±4.47 olarak belirlenmiş ve bu değerlerin kontrol grubundan (33.45±3.84) farklı olduğu saptanmıştır. Benzer bir sonuç El-Asely ve ark.
15 tarafından tilapia (Oreochromis niloticus)'larda elde edilmiş, sırasıyla %1, %2.5 ve %4 oranında polen içeren yemlerin uygulandığı tüm gruplarda Ht denemenin 10., 20. ve 30. günlerinde istatistiksel olarak önemli oranda arttığı görülmüştür.
Balıkta fagositoz, bakteri, virüs ve parazit gibi patojenik etkenlere karşı nonspesifik immun direncin en önemli mekanizmasını oluşturur. Kemotaksis, opsonizasyon, absorpsiyon, intraselüler yıkım ve sindirim gibi birçok safhada gerçekleşen fagositozda makrofajlar ve polimorfnükleer lökositler birinci derecede görev alırlar. Bu hücrelerin aksiyon mekanizması respiratory burst (solunum patlaması) sırasında reaktif oksijen türlerinin üretilmesidir. NBT testi kullanılarak belirlenen nötrofillerin oksidatif radikal üretimi nötrofillerin fagositik aktivitesinin belirlenmesinde kullanılan bir testtir 16. Bu çalışmada polen uygulamasıyla NBT aktivitesinin bir başka ifadeyle nötrofillerin oksidatif radikal üretiminin arttığı tespit edilmiştir. Benzer şekilde El-Asely ve ark. 15 tarafından tilapia (Oreochromis niloticus)'larda yapılmış bir çalışmada, polen uygulanan balıkların fagositik hücre (nötrofil ve monositler) sayısının denemenin 10 gününde istatistiksel olarak önemli oranda arttığı belirlenmiştir. In vivo olarak enjeksiyonla 5 mg, yemle 0.1 ve 10 g kg-1 propolisin su ve etanolik ekstraktının verildiği çipura balıklarının hücresel ve humoral immun yanıtındaki değişimlerin araştırıldığı bir çalışmada da 17 fagosit yüzdesinin arttığı görülmüştür. Benzer şekilde aynı balık türüne propolisin etanolik ekstraktının enjekte edilmesiyle fagositik aktivitenin arttığı belirlenmiştir 18. Mişe Yonar ve ark. 19 tarafından yapılan çalışmada da 10 mg/kg balık dozunda ve 10 gün süreyle propolis uygulamasının sazanlarda NBT aktivitesini arttırdığı bulunmuştur. Balıklarda nonspesifik immun cevabın, immunostimulanların kullanılması sonucunda fagositik hücrelerin sayısının artmasıyla ya da reaktif oksijen türlerinin üretilmesi neticesinde aktive olmasıyla artabileceği belirtilmiştir 20. Bu bilgi bu çalışmada NBT aktivitesinde belirlenen artışla da teyit edilmiştir. Diğer taraftan farklı immunostimulan maddeler kullanılarak yapılan önceki çalışmalarda da NBT aktivitesinde artışlar belirlenmiştir. Örneğin güçlü bir antioksidan ve immunostimulan olan ayrıca yapısındaki bileşiklerle polene benzerlik gösteren spirulina (Spirulina platensis) ile beslenen tilapialarda NBT aktivitesinin arttığı gözlemlenmiştir 21. Bu artış hem yem hem de enjeksiyonla 200, 400 ve 800 mg/kg balık dozunda spirulina verilen gökkuşağı alabalığı (Oncorhynchus mykiss)'nda da kaydedilmiştir.
Toplam plazma proteini nonspesifik immun sistemin humoral unsuru olarak kabul edilmektedir 22. Doğal olarak bulunan, bitkisel karakterdeki farklı immnustimulanların balıkların total protein düzeyine etkisinin araştırıldığı bazı çalışmalar yapılmıştır. Örneğin Immanuel ve ark. 23 dört farklı bitkisel tıbbi ekstraktın tilapiaların (Oreochromis mossambicus), Das ve ark. 24 ise fesleğenin (Ocimum sanctum) Lobeo rohita türü balıkların total protein düzeyine etkisini araştırmışlardır. Her iki araştırmada da bu parametrenin bitkisel ekstrakt uygulamasıyla arttığı belirlenmiştir. Benzer şekilde, Düğenci ve ark. 25 ökseotu, ısırgan otu ve zencefilden elde edilen üç farklı bitkisel ekstraktın yemle uygulandığı gökkuşağı alabalığında plazma protein düzeyinin kontrol balıklarından yüksek çıktığını ifade etmişlerdir. Diğer taraftan polen kullanılarak yapılan bir çalışmada %1, %2.5 ve %4 oranında polen içeren yemlerin uygulandığı tilapia (Oreochromis niloticus)'ların total plasma protein düzeyinin, denemenin 10. gününde %2.5 oranında polen uygulanan grupta, denemenin 20. gününde ise %2.5 ve %4 oranında polen uygulanan gruplarda istatistiksel olarak önemli oranda arttığı görülmüştür 15. Bu çalışmada sırasıyla %1, %2 ve %4 oranında polen uygulanan D1, D2 ve D3 gruplarında total protein düzeylerinin kontrol grubuna göre arttığı saptanmıştır. Bu sonuç yukarıda adı geçen ve farklı doğal immunostimulanlar kullanan araştırmacıların bulgularıyla paralel bulunmuştur.
Balıklarda spesifik savunma mekanizmalarının en önemli elemanlarını immunoglobülinler oluşturmaktadır. Bilindiği gibi antikorlar; vücudun antijenik uyarımları sonucu plazma hücreleri tarafından sentezlenen ve antjenlerle birleşerek reaksiyon verebilen glikoprotein karakterindeki moleküller olup B lenfositlerin başkalaşması ile ortaya çıkar 26,27. İspir ve Dörücü 28, intraperitoneal enjeksiyonla levamisol uyguladıkları gökkuşağı alabalıklarında, antikor düzeyini denemenin 3., 7., 10. ve 14. günlerinde kontrol balıklarından yüksek bulmuşlardır. Yine Siwicki ve ark. 12 farklı immunostimulanları yemle oral olarak uyguladıkları alabalıklardaki antikor düzeyinin kontrol grubundan yüksek olduğunu belirlemişlerdir. Çipura balıklarının immunoglobulin M düzeyinin vitamin A, kitin, levamisol gibi immunostimulanların uygulanmasıyla kontrol balıklarına göre önemli oranda arttığı ifade edilmiştir 29. Arıların kendilerini soğuktan ve hastalıklardan korumak için yaprak, tomurcuk, dal ve ağaç kabuklarından topladığı reçinemsi karakterdeki propolisin oral ve enjeksiyonla uygulandığı bir çalışmada ise total immunoglobulin düzeyinin arttığı gözlemlenmiştir 30. Bu çalışmada da bir arı ürünü olan polenin, oral yolla immunostimulan olarak verildiği alabalıkların total immunoglobulin düzeyinde istatistiksel olarak önemli bir artış belirlenmiştir. Diğer taraftan Puangkaew ve ark. 31, doymamış yağ asitlerinin gökkuşağı alabalığında antikor düzeyini etkilediğini saptamıştır. Bu çalışmada da antikor düzeyinde belirlenen artışın nedeni polenin yapısındaki yağ asitleri olabilir.
Sonuç olarak, polenin alabalıkların bazı immun parametrelerini olumlu yönde etkilediği tespit edilmiştir. Bu sonuç polenin immunostimulan olarak balıklara verilebileceğini göstermektedir. Ancak başka balık türlerinde farklı doz ve sürelerde polen uygulamalarının sonuçlarına ihtiyaç olduğu görülmektedir.
Teşekkür
Polen örneklerinin identifikasyonu için Erciyes Üniversitesi Seyrani Ziraat Fakültesi öğretim üyesi Prof.Dr. Sibel SİLİCİ’ye teşekkür ederiz.