Her ne kadar süt endüstrisinde maksimum AFM1 seviyeleri ulusal ve uluslararası mevzuatlar çerçevesinde izleniyor olsa da küçük ölçekli ve/veya aile tipi işletmelerde üretilen sütler AFM1 açısından potansiyel bir risk olarak görülmektedir. Bu çalışmada küçük ölçekli aile tipi işletmelerden toplanan çiğ inek sütlerinin %95.2’sinde AFM1 saptanmıştır. Bu oran Türkiye’de çiğ inek sütlerinde AFM1 oranlarının %30 ile %86.7 arasında bildirildiği çalışmalardan
17-24 yüksek, %100 bildiren çalışmalardan
25-30 düşük ve %94.7 bildiren çalışmalara
31 ise benzer olduğu tespit edilmiştir. Farklı ülkelerde yapılan çalışmalarda %3.4 ile %100 arasında değişen oranlarda AFM1 saptanan çalışmalar bulunmaktadır
32-41. Bu çalışmada çiğ inek sütlerinde tespit edilen ortalama AFM1 miktarı (24.80±15.89 ng/L) yapılan diğer bazı araştırmalarda
17,22,23,25,28,29,33,35,42 bildirilen miktarlardan yüksek iken, bazılarından da
20,21,24,26,27,30,31,34,36-41,43 daha düşük miktarlarda bulunmuştur. Sütlerde AFM1 miktarı hayvanın ırkına, yetiştirme yöntemine, laktasyon dönemine, beslenme şekli ve mevsimsel değişkenler gibi birçok faktöre bağlı olabilmektedir
44.
İnek sütünün aksine manda sütünün endüstriyel kullanımının sınırlı olması, manda yetiştiriciliğindeki zorluklar gibi durumlar literatürde manda sütünde AFM1 ile ilgili daha sınırlı sayıda veri bulunmasına neden olmaktadır. Bu çalışmada manda sütlerinde tespit edilen ortalama AFM1 miktarı (10.22±4.25 ng/L) önceki araştırmalarda 33,45,46 bildirilen AFM1 miktarlarıyla (6.44 ng/L ile 16.89 ng/L) benzerlik göstermektedir. Ancak AFM1 miktarının bu çalışmadan tespit edilen değerlerden daha yüksek (37.4 ng/L) 47 veya daha düşük (3 ng/L) (48) bildirildiği araştırmalarda bulunmaktadır.
Bu çalışmada manda sütlerinde AFM1 miktarı (10.22±4.25 ng/L) çiğ inek sütlerindeki AFM1 miktarı (24.80±15.89 ng/L) ile karşılaştırıldığında manda sütlerinde AFM1 miktarı daha düşük bulunmuştur (P<0.05). AFM1 miktarının manda sütlerinde daha düşük tespit edilmiş olmasının nedeni, Türkiye'de sütçü ineklerin aksine Anadolu mandalarının çoğunlukla otlatma yoluyla beslenmeleri, küspe (özellikle pamuk), mısır ve konsantre yemler gibi aflatoksin B1 kontaminasyonu açısından riskli yemlerin kullanılmaması gibi faktörlerle ilişkilendirilebilir 44. Ayrıca bazı araştırmacılar laktik asit bakteri sayısının inek sütlerine göre manda sütlerinde daha yüksek sayılarda bulunmasından dolayı laktik asit bakterilerinin AFB1 ve AFM1’i bağlayarak manda sütlerinde AFM1 düzeyinin daha düşük olmasında etkili olduğunu bildirmiştir 49.
Türkiye’de sütler için maksimum kabul edilebilir AFM1 sınırı TGK yönetmeliğinde ve Avrupa Birliği (AB) direktiflerinde belirlenen limit olan 50 ng/L olarak uygulanmaktadır 14,15. Bu çalışmada çiğ inek sütü örneklerinin %16.6'sında AFM1 miktarının kabul edilebilir limitin üstünde olduğu saptanmıştır. Türkiye’de her ne kadar analiz edilen çiğ inek sütlerinin bir kısmında AFM1 miktarı yasal limitler içinde (<50 ng/L) olduğunu tespit eden araştırmalar 17,22,25,28 olsa da önceki çalışmaların önemli bir kısmı çiğ inek sütlerinde yasal limitlerin üstünde (>50 ng/L) AFM1’in bulunduğunu göstermektedir 18,19-21,23,24,26,27,29-31. Avrupa Birliği (AB) ülkeleri ile Türkiye dahil gelişmekte olan veya az gelişmiş ülkeler kıyaslandığında özellikle AB ülkelerinde üretilen sütlerin çoğunda daha düşük düzeylerde AFM1 miktarlarının saptandığı dikkatleri çekmektedir (Tablo 1 ve 2). Bu durum AB ülkelerinde yasal düzenlemelerin inek beslenmesinde kullanılan yem maddelerinde AFB1 ve sütlerde AFM1 ile ilişkili katı kuralların bulunması ve sıkı kontrol-izleme programlarının uygulanması ile açıklanmaktadır 50.
Bu çalışmada çiğ manda sütü örneklerinin tamamının (%100) kabul edilebilir maksimum AFM1 miktarının (50 ng/L) altında olduğu belirlendi. Benzer şekilde Türkiye’de manda sütleri ile ilgili yapılan önceki çalışmaların tamamında bu sütlerin kabul edilebilir maksimum AFM1 miktarını (50 ng/L) aşmadığı bildirilmiştir 46,48,51. Ancak İran, Pakistan, Mısır ve Çin’de manda sütlerinin AFM1 miktarlarının incelendiği çalışmalarda örneklerin sırasıyla %8, %15.8, %93 ve %9.4’ünün AB direktiflerinde belirlenen maksimum kabul edilebilir AFM1 sınırının (50 ng/L) üstünde olduğu bildirilmiştir 33,45,47,49.
Sütlerde aflatoksin M1 tespitinde ince tabaka kromotografi (thin layer chromotography, TLC), tandem kütle spektrometri (MS/MS, LC-MS/MS), yatay akış immunoassay (lateral-flow immunoassay, LFIA), ELISA ve yüksek performans sıvı kromotografi (high performance liquid chromotography, HPLC) gibi farklı yöntemler kullanılmaktadır 44,52. Ancak ELISA’nın, her ne kadar duyarlılığı kısmen HPLC gibi yöntemlerden daha düşük olsa da ucuz ve kullanımının kolay oluşu yönüyle sütlerde AFM1 taramalarında uzun yıllardır en sık kullanılan yöntemler arasında olmaya devam etmektedir 52,53.
Sonuç olarak; bu çalışmada elde edilen veriler Anadolu manda sütlerinin AFM1 açısından inek sütlerine göre daha az riskli olduğunu göstermektedir. Özellikle inek sütlerinin %95.2’sinde en az 5 ng/L ve üzerinde AFM1 tespit edilmiş olması inek sütlerinin AFM1 açısından önemli bir kaynak olmaya devam ettiğini ortaya koymaktadır. Bu nedenle özellikle sütçü inek beslenmesinde kullanılacak yemlerde aflatoksin oluşumunun önlenmesine (yemlerin üretimi ve depolanması, yemlere toksin bağlayıcıların ilavesi vb.) yönelik alınacak tedbirler kritik bir noktayı oluşturacaktır. Ayrıca hayvan yemlerinde ve sütlerde aflatoksin miktarlarının sıkı kontrol-izleme programları ile takip edilmesi, üretici düzeyinde aflatoksinler ile ilgili bilgilendirmelerin yapılması AFM1 miktarının minimum düzeylerde tutulabilmesinde önemli katkılar sağlayacaktır.