İnsan ve hayvan sağlığının korunması ile hayvanlarda verim artışı sağlayacak sentetik katkı maddelerine alternatif olarak tüm dünyada doğal bitkisel ürünlerden ve bunların ekstraktlarından yararlanılmasına yönelik bir ilgi bulunmaktadır. Bu alanda, son yıllarda pek çok araştırma yapılmış ve bu araştırmalar sonucunda elde edilen veriler doğrultusunda bazı bitki ve bunların ekstraklarının ticari kullanımı oluşmuştur
5,6,7,10. Bu bitkiler arasında saponin içeriği yüksek bitkiler de yer almaktadır
11. Bununla birlikte, genellikle antibesinsel faktör olarak düşünülen ve fazla tüketilmeleri halinde toksik etkilere yol açan
20 saponinlerin; düşük oranda emilmeleri ve biyolojik etkilerini daha çok sindirim kanalında göstermelerinden dolayı, bilim adamları tarafından bir yem katkı maddesi olarak kullanılma olanakları üzerinde durulmaktadır
4,9,11,12.
Saponinler; çok sayıda bitkide bulunan glikozidik yapılı, azotsuz, suyla köpüren, alyuvarları parçalayan, deri ve mukozalarla temasa geldiğinde yangıya yol açan maddelerdir 20. Bitkilerde triterpenoid ve steroidal yapıda bulunan saponinler 21 lipofilik bir çekirdek (sapogenin) ile bir ya da daha fazla hidrofilik karbonhidrat yan zinciri içeren yüzey aktif glikozidleridir. Hem yağda hem de suda çözünmeleri nedeniyle saponinler, sindirim sisteminde safra asitleri, yağ asitleri ve yağda çözünen vitaminlerin emülsifikasyonunu ve misel oluşumunu etkilemekte 22,12 ve bu maddelerin barsaklardan emilimini düşürmektedir 16. Bununla birlikte, bitkide saponinlerin yanında resveratrol ve yuccaoller de bulunduğu ancak, bu maddelerin bitkinin kabuklarında sırasıyla 21.7 mg/g ve 72.6 mg/g düzeyinde iken, tüm bitki tozunda bu oran 3.2 mg/g ve 10 mg/g civarında olduğu, bitkinin ekstraktında ise bu fenolik yapıların bulunmadığı bildirilmektedir 22. Bunun yanısıra, YS tozunun kuru maddesinde % olarak; 1.36 Ca, 0.45 Mg, 0.28 P, 0.006 Na ve 1.86 K ile 65 ppm Zn, 21 ppm Cu ve 111 ppm Fe elementleri içerdiği bildirilmektedir 23.
Saponin içeren bitkilerin aşırı tüketilmesi hayvanlarda olumsuz etkiler doğurmakla birlikte 20, bunların yemdeki düşük dozlarının verim artışına neden olabileceği belirtilmektedir 4. Nitekim, kanatlılarda yeme YS ya da ekstraktının katılmasının etlik piliçlerde performansı 13, bıldırcınlarda 24 canlı ağırlığı ve yumurtacı tavuklarda yumurta verimini 16 artırdığı, ruminantlarda fermantasyonu olumlu etkilediği 17 kaydedilmektedir.
İnsan ve hayvan organizmasının yapısını oluşturan mineraller; büyüme, üreme ve bağışıklık sistemi gibi pek çok fizyolojik fonksiyonda yer almaları nedeniyle diyetle yeterli düzeyde alınması gerekli besin maddeleridir 25. Minerallerin birbirleri ile olan antagonist etkileşimleri yanında, diyetteki diğer komponentler de bunların emilimlerini azaltabilmekte ya da artırabilmektedir 26. Diyette bulunan bitkilerdeki mineral dağılımı, kimyasal formları ve mineraller arası etkileşim önemli faktörlerdendir 27.
Değişik düzeyde ve farklı bitkiler kullanılarak yapılan çalışmalarda, hayvanların yemine katılan bitki ya da ekstraktlarının mineral maddelerin emilimini etkiledikleri belirtilmektedir 28,29,30. Pek çok bitki türünün yapısında bulunan ve antibesinsel faktör olarak kabul edilen saponinlerin de barsaklarda mineral emilimini etkileyebileceği ileri sürülmektedir 12. Bu çalışmada; yeme 200 ppm düzeyinde ilave edilen YS ekstraktının, serum Na, Ca, Mg, Fe ve Zn düzeylerini artırırken, K, P ve Cl düzeyini etkilemediği fakat Cu düzeyini önemli düzeyde azalttığı tespit edildi. Yeme 100 ppm düzeyinde YS ekstraktı ilavesinin ise sadece Mg ve Zn düzeylerini artırdığı fakat diğer mineraller üzerine istatistiksel anlamda etkisinin olmadığı gözlendi (Tablo 2). Bu bulgular; yüksek dozlardaki saponinlerin mineraller ile kompleksler oluşturarak emilim üzerine olumsuz etki gösterebileceği yönündeki bildirime 12 sadece Cu dışında ters gözükmekte ve yeme ilave edilen YS ekstraktının doza bağlı bir şekilde bazı minerallerin emilimi üzerine olumlu etkisinin de olduğuna işaret etmektedir.
Southon ve ark. 31'ı ratların diyetine 20 g/kg oranında triterpenoid Gypsophila saponinlerini katarak yaptıkları çalışmada; saponinlerin, Fe emilimini engelleyerek karaciğer Fe depolarını azalttığını ancak femurdaki Zn konsantrasyonu temel alındığında ise Zn düzeyini etkilemediğini belirlemişler ve saponinlerin, Fe'in mukoza hücreleri boyunca taşınmasını etkilemesinden daha ziyade barsakta Fe ile kompleksler oluşturmasının emilimi engellemede etkili olabileceğini ileri sürmüşlerdir. Ayrıca diyete katılan Lucerne (Medicago sativa) saponinlerinin Fe ve Mg atılımını artırdığı ve domuzlarda plazma Ca ve Zn düzeylerini düşürdüğü bildirilmektedir 31. Bu çalışmada elde edilen bulgular ile yukarıda bildirilen bulgular arasındaki farklılıkların nedeni, araştırmalarda kullanılan saponinlerin yapısı (steroidal ya da triterpenoid) ve yeme katılan miktarlar arasındaki farklılıklardan kaynaklanabilir 12. Nitekim, Güçlü 32, bıldırcınların rasyonuna 90 ppm YS tozu katılmasının serum inorganik P düzeyini etkilemezken, Ca düzeyini önemli oranda artırdığını bildirmiş ve kalsiyum düzeyindeki artışı, YS'nin sindirim kanalında mineral emilimini artırmasına bağlamıştır. Ayrıca saponinlerin sindirim kanalı içerisinde yemle alınan yağlara bağlanması ve onların emilimlerini düşürmesi 16 nedeniyle, bağırsakta minerallerin yağlarla yaptığı sindirilmeyen mineral sabunlarının oluşumunu 33 azaltması ve böylece minerallerin bağırsaktan emilimini artırmasına bağlanabilir.
Çalışmada; kontrol grubu serum Na, K, Ca, P, Cl, Mg ve Fe düzeylerinin, tavşanlarda bildirilen (34) düzeyler ile (sırasıyla 141.0, 5.3, 2.50, 1.34, 96.5, 0.92 mmol/L ve 36.5 µmol/L) uyumlu ya da yakın olduğu, deneme gruplarında ise söz konusu değerlerden P haricinde genelde yüksek olduğu gözlendi. Saponinlerin emilimlerinin düşük olması nedeniyle, etkilerini daha çok sindirim kanalında göstermesi 4, barsakta safra asitleri, kolesterol, mukozal hücrelerin membran sterolleri ve diyetteki besinsel ve antibesinsel faktörler ile güçlü bağlar kurduğu 11,16 ve bunların etkilerini artırdığı ya da azalttığı 12 bildirimleri dikkate alınacak olursa; bu çalışmada kullanılan YS ekstraktında bulunan steroidal yapıdaki saponinlerin, Cu dışındaki diğer minerallerin emilimini olumlu etkilediği söylenebilir. Bununla birlikte, sunulan çalışmanın deneme gruplarında Cu düzeyinin kontrol grubundakinden önemli düzeyde düşük, buna karşın Zn düzeylerinin ise yüksek olması, Zn'nin Cu emilimine karşı antagonistik bir etkiye sahip olmasına bağlanabilir 26.
Sonuç olarak; yüksek düzeyde steroidal saponin içeriğine sahip YS ekstraktı içeren ticari bir ürün olan De-Odorase®'ın, yeme katılan doza bağlı olarak, bazı makro ve mikro elementlerin emilim düzeylerini artırması, bu bitki ve ekstraktının doğal bir yem katkı maddesi olarak hayvan besleme alanında kullanılmasını destekleyecek ve bu alanda yapılacak araştırmalara katkı sağlayacaktır. Ancak, bu olumlu etkinin tam olarak aydınlatılabilmesi için, diğer hayvan türlerini ve minerallerin biyoyararlanım düzeylerini de kapsayan ileri düzey araştırmalara gereksinim bulunmaktadır.