Taksonomi
Chlamydia'ların taksonomisi morfolojik gelişme, biyolojik ve moleküler düzeydeki bilgilerin artmasıyla değişmiştir
1-4. Son yıllarda, Chlamydiales takımının sınıflandırması tekrar gözden geçirilmiş, Chlamydiaceae, Simkaniaceae, Parachlamydiaceae ve Waddliaceae olarak dört familyaya ayrılmıştır
5,6. Chlamydiaceae familyası 16S ve 23S rRNA genlerinin sekans analizi esas alınarak iki cins (Chlamydia ve Chlamydophila) ve dokuz tür olarak tekrar sınıflandırılmıştır
5. Chlamydia cinsi içinde C. trachomatis (insan), C. suis (domuz) ve C. muridarum (fare, hamster) olmak üzere üç tür yer alır
7. Chlamydophila cinsi C. psittaci (kanatlı), C. felis (kedi), C. abortus (koyun, keçi, sığır), C. caviae (kobay) ve eski türler olan C. pecorum (koyun, sığır) ve C. pneumonia (insan) olmak üzere altı türü içerir
7. Yapılan çalışmalarda çoğu türlerin konakçı spesifik olduğu ileri sürülmüştür
8. Bununla birlikte, C. pneumonia, C. trachomatis, C. psittaci ve C. pecorum çoğu hayvan türlerinden izole edilmiştir
9.
Avian Klamidiyozis'in Terminolojisi
Geçmişte Chlamydia için çok çeşitli isimler teklif edilmiş ve değiştirilmiştir 10. İsimlerdeki bu değişikliklerin asıl nedenleri bu grup etkenlerin mikrobiyal doğasının kesinsizliği, morfoloji, replikasyon şekli ve etkenin saptanması ve identifikasyonu için gerekli metotlardaki ilerlemelerdir 10. Chlamydia için aşağıdaki terimler kullanılmıştır:
· Chlamydia 11,12,
· Levinthal-Coles-Lillie (LCL) bodies 13-15,
· Psittacosis virus 14,16,
· Rickettsia psittaci 15,
· Bedsonia 16-18,
· Chlamydozoon, Ehrlichia, Rickettsiaformis ve Rakeia 1,
· Miyagawanella psittaci 17,19,
· Psittacosis-Lymphogranuloma-Trachoma grup 12,
· Neo-Rickettsia mundi 2,
· Psittacosis-Lymphogranuloma-Venerum grup 1,20,
· Chlamydophila psittaci 5.
Chlamydia'nın Sebep Olduğu Hastalıkların Terminolojisi
Chlamydia'nın memelilerde ve kuşlarda meydana getirdiği hastalıkların isimleri de zamanla değişmiştir 10. Bu isimler “parrot fever” 17,21, parrot disease, pnömoni, pseudotyphosa, psittacosis, ornithosis 18, chlamydiosis, Chlamydophilosis 22 ve farklı dillerdeki ifadeleri içeren diğerleri 23,24'dir. “Psittacosis” terimi insanlar ve psittacine kuşlardaki (muhabbet kuşu, papağan) hastalığı ve “ornithosis” terimi psittacine olmayan kuşlarda (güvercinler, serçeler ve evcil kanatlılar) görülen hastalığı tanımlamak için kullanılmaktadır 25. Günümüzde iki hastalıkta aynı kabul edilmektedir. Kanatlılarda avian chlamydiosis terimi tercih edilmiştir 26. “Psittacosis” hala insanlardaki hastalığı tanımlamak için kullanılmaktadır 27.
Hastalığın Dünyadaki Durumu
Brezilya'da papağanların kloakal swap örneklerinde %16-56 oranlarında C. psittaci saptanmıştır 28. Filipinler'de kafes kuşlarında % 25 oranında seropozitiflik tespit edilmiştir 29. Hollanda'da güvercin dışkı örneklerinin %7'si C. psittaci yönünden pozitif bulunmuştur 30. Japonya'da güvercin dışkı örneklerinde %22 oranında C. psittaci tespit edilmiştir 31. Hırvatistan'da güvercinlerde % 95 oranında seropozitiflik saptanmıştır 32. Amerika'da pet kuşlarda %24 oranında C. psittaci infeksiyonu saptanmıştır 33. Japonya'da 113 kuş türünden alınan 1147 örneğin %5.9'unda C. psittaci tespit edilmiştir 34.
Hastalığın Türkiye'deki Durumu
Hastalığın kanatlılarda yaygınlığı üzerinde ülkemizde çok az çalışma yapılmıştır. Son yıllarda yapılan bir çalışmada 35 pet kuşların gayta örneklerinin % 34'ünde Polimeraz Zincir Reaksiyonu (PCR) yöntemiyle C. psittaci DNA'sı saptanmıştır. Diğer bir çalışmada ise 36 hayvanat bahçelerindeki ördek, kaz, kuğu ve pelikanları kapsayan 140 su kuşu ELISA yöntemiyle incelenmiş ve kuşların % 65'i C. psittaci yönünden pozitif bulunmuştur.
Etiyoloji
Chlamydia ve Chlamydophila'lar Gram-negatif, RNA ve DNA içeren, obligat, intraselüler bakterilerdir. Gram negatif bakterilere benzer sert bir hücre duvarına sahip olmaları, bölünerek çoğalmaları, ve bazı antibiyotiklere duyarlı olmaları nedeniyle bakteriler arasında yer almaktadırlar 37-39.
C. psittaci küçük, kokoid, hareketsiz, sporsuz, kapsülsüz, bifazik üreme siklusuna sahip, zorunlu hücre içi bir bakteridir 40,41. Chlamydia ve Chlamydophila'lar sadece canlı ortamlarda (duyarlı hücre kültürleri, embriyolu tavuk yumurtaları ve laboratuvar hayvanlarında) üretilebilmektedir ve hücre kültürleri Chlamydia ve Chlamydophila'ların izolasyonu ya da üretilmesinde yaygın olarak kullanılmaktadır 42. En yaygın kullanılan hücre kültürleri buffalo green monkey (BGM), McCoy, HeLa, African green monkey kidney (Vero) ve L hücreleridir 43.
C. psittaci'nin iki gelişme formu vardır: Bunlardan biri olan, elementer cisimcik (elementary body, EB) küçük (0.2-0.6 µm), ekstrasellüler, yoğun bir görünüme sahip olup, infeksiyöz bir karakter gösterir 42. Diğeri ise elementer cisimciklerin hücreye girdikten sonra gelişerek, büyüyerek ve bölünerek oluşturdukları infeksiyöz olmayan daha büyük (1.5 µm çapında), intrasellüler retikulat cisimcikleri (reticulate bodies, RB)'dir 42.
Dokulardan, hücre kültürlerinden ve yumurta sarısı zarlarından yapılan (Giemsa, Stamp, Macchiaveola, Castenada, Gimenez, Ziehl-Neelsen, vs.) preparatlarda mikroorganizmalar, hücre içinde ve/veya dışında tek tek veya kümeler halinde, yuvarlak-oval biçimlerde görülürler 41,44. Giemsa ile koyu mor, Stamp'la pembe, Castenada ile mavi, Macchiavello ve Gimenez ile kontrast renkle boyanmış zeminde kırmızı renkte görünmektedirler 7,25. Genelde Chlamydia ve Chlamydophila'lar için Gimenez boyama diğer boyama yöntemlerine tercih edilmektedir. 7,25,41.
Bulaşma
Avian Klamidiyozis papağan, hindi, güvercin ve ördeklerde görülür 7. C. psittaci birçok evcil kuş türü ve kümes hayvanlarını infekte etmektedir. Papağan türleri, muhabbet kuşları, güvercinler, kumrular, kanaryalar, hindi, ördek, sülünler, su kuşları, deniz ve sahil kuşları C. psittaci infeksiyonunun doğal konakçılarıdır 7. C. psittaci 469'dan fazla kuş türünde bulunmuştur 7,10. İnfekte hayvanlar ve portörler etkeni dışkıları ve burun akıntıları ile çevreye saçmaktadırlar 7. Fekal saçılma belirli aralıklarla meydana gelir ve nakil, kalabalık, soğuk, uygun olmayan bakım ve beslenme, hatta kötü muamele gibi stres faktörleri hastalığın çıkış ve yayılışında rol oynarlar 27,41. Klinik olarak hasta ve taşıyıcı kuşların hangi periyotlarda etkeni saçtıklarına dair bilginin yeterli olmadığı bildirilmiştir 45. Etkenin saçılmasının aylarca sürebildiği vurgulanmıştır 27.
Doğada duyarlı sağlam hayvanlara C. psittaci, direkt olarak solunum yada fekal-oral yolla bulaşmaktadır 46,47. Yavruların beslenmesi sırasında anne-babadan yavruya oral, tracheal ya da nasal eksudatlarla da bulaşma olabildiği bildirilmiştir 47. Ayrıca indirekt olarak etkenle bulaşık yem, su, kümes ekipmanları ve yabani kuşların da hastalığın yayılışında önemi fazladır 41,46. Yavruların beslenmesi sırasında anne-babadan yavruya oral, tracheal ya da nasal eksudatlarla da bulaşma olabildiği bildirilmiştir 47.
Diğer bir bulaşma yolunun vertikal bulaşma olduğu, tavuk, ördek, muhabbet kuşu, martı ve bazı kaz türlerinde saptandığı, fakat bu tür bulaşmanın oldukça düşük olduğu bildirilmiştir 48. Bununla birlikte, kanatlı klamidiyozis'inde vertikal bulaşmanın yumurtada canlı aşıların üretilmesinde ciddi bir problem olarak ortaya çıktığı belirtilmiştir 27.
C. psittaci yabani kuş populasyonundan duyarlı pet kuşlar veya kanatlılara geçebilir 49,50. Kontamine yem veya ekipman da infeksiyon kaynağı olabilir ve bu yüzden, yemin yabani kuşlardan korunması gerekir 27.
Organizma gayta ve altlıkta 30 gün kadar canlı kaldığı için ekipmanın dikkatle temizlenmesi önemlidir 27. Bakteri yüksek lipid içeriğine sahip olduğu için çoğu deterjanlar ve dezenfektanlarla temizleme ve dezenfeksiyon C. psittaci'yi inaktive eder 27.
Klinik Semptomlar
Klamidiyozis'in inkubasyon süresi konakçının duyarlılığına, yaşına, türüne, mikroorganizmanın virulensine, giriş yoluna ve miktarına ve çevre koşullarına göre 5-60 gün arasında değişmektedir 41,44. C. psittaci kuşlarda suşa ve konakçıya bağlı olarak değişen sistemik infeksiyonlara yol açmaktadır 7. Kuşlarda hastalık akut, subakut, kronik ya da asemptomatik formlarda seyretmektedir 41. Avian Klamidiyozis uyuşukluk, susama, anormal salgılar, burun ve göz akıntıları, yumurta veriminde azalma meydana getirebilir 51. Mortalite oranları oldukça değişkenlik gösterir 7. Pet kuşlarda en fazla görülen klinik belirtiler iştahsızlık, kilo kaybı, ishal, sinusitis, konjunktivitis, burun akıntısı, tıksırık, göz yaşı akıntısı ve soluk alıp vermede güçlüktür 51. Çoğu kuşlarda, özellikle yaşlı psittacine kuşlarda klinik belirtiler görülmeyebilir; fakat bunlar etkeni uzun süre saçabilirler 7.
Hindilerde hastalığın şiddeti chlamydial suşa ve diğer hastalıkların varlığına bağlıdır 7. D serotipinden ileri gelen infeksiyon oldukça şiddetlidir ve özellikle kümes çalışanları için tehlikelidir 7. Serotip D suşları ile infekte bir sürüde, hastalığın pik noktasında, kuşların %50-80'i klinik belirtiler gösterebilir ve mortalite çoğu kez %10-30'dur 26. Broyler hindilerde, mortalite oranının %80'e kadar ulaşılabileceği bildirilmiştir 52. B ve E serotipleri gibi diğer serotiplerin suşları çoğu kez %5-20 morbidite ve %5'in altında bir mortalite ile seyreden hastalığa neden olurlar 7.
Hindilerde klinik belirtiler oldukça değişkendir 7. Yüksek derecede virulent suşlarla infekte hindilerde kaşeksi, iştahsızlık ve ateş yükselmesi görülmektedir 7. Hayvanlar sarı-yeşil jelatinöz bir eksudat salgılarlar ve yumurtacı tavuklarda yumurta üretimi aniden düşer 52. Broiler hindilerde, rhinotracheitis'in özelliklerini gösteren bir solunum sendromu bildirilmiştir 52. Belirtiler konjunktivitis, arthritis, infra-orbital sinusların şişmesi ve tıksırıktır 7. Düşük virulensli suşlarla infekte hindilerde hastalık belirtileri daha hafiftir ve genellikle açlık ve bazı kuşlarda yeşil akıntılar görülür 52.
Ördeklerde klamidiyozis, hem ekonomik olarak hem de dünyanın bazı yerlerinde bir halk sağlığı tehlikesi olarak önem taşır 7. Hastalık, genellikle ördeklerin yaşı ve aynı zamanda meydana gelen infeksiyonların varlığına bağlı olarak %0-40 arasında değişen bir mortalite ve %80'e kadar ulaşan bir morbidite ile seyreder 26. Klinik belirtiler baş tremorları, sallantılı yürüyüş, konjunktivitis, seröz-purulent bir burun akıntısı, depresyon ve ölüm ile karakterizedir 7.
Deve kuşlarında da klamidiyozis'in varlığı bildirilmiştir 7. Serotiplendirilmiş olan tek izolat, güvercin, ördek ve insanlardan izole edilmiş olan E serotipidir. Rezervuarının yabani güvercinler veya diğer yabani kuşlar olduğu düşünülmüştür 7.
Otopsi Bulguları
İnfekte kuşların nekropsisinde dalak ve karaciğerde büyüme, hava kesesinde fibrinöz eksudat, perikarditis ve peritonitis gözlendiği bildirilmiştir 26,48. Virulent suşla infekte kuşların nekropsisinde karakteristik lezyonlar dalak, karaciğer ve böbreklerde büyüme ve konjesyon, solunum, peritoneal ve perikardial yüzeylerde fibrinöz-fibropurulent bir eksudat birikmesi, sinusitis, tracheitis, hava kesesi yangısı, perikarditis ve peritonitis, pnömoni, enteritis ve eklemlerde yangısal reaksiyonlara rastlanabilir 7,26,38,41,44.
Teşhis
Laboratuvar teşhisi
Bir çok bakteriyel (Mycoplasmosis, ORT, Pasteurellosis, Colibasillosis, Bordetellosis Listeriosis, vs.), viral (Avian İnfluenza, Newcastle) ve mantar infeksiyonları (Aspergillozis) ile benzer klinik belirtiler ve otopsi bulguları meydana getirdiğinden klinik belirtilere ve lezyonlara bakarak klamidiyozis'in teşhisini yapmak çok zordur 44.
Geniş konakçı dağılımı, klinik belirtilerdeki varyasyon ve infeksiyonun şiddeti klamidiyozis'i teşhis etmede güçlüğe yol açmaktadır 8. OIE'ye göre, kanatlı klamidiyozis'in tanısında tipik klinik belirtilerin yanısıra, organizmanın izolasyon ve identifikasyonuna, dokularda Chlamydia'nın saptanmasına veya spesifik humoral antikorda dört kat artışın saptanmasının gerektiği bildirilmiştir 7.
Chlamydia'nın izolasyon ve identifikasyonu
İzolasyon
Kültür için alınacak örnekler hastalık belirtilerine bağlıdır. Örnekler aseptik olarak alınmalıdır. Kontaminant bakteriler Chlamydia'nın izolasyonuna engel olabilirler 7. Akut vakalarda alınan örnekler, lezyonlar gösteren organların içerisindeki veya etrafındaki fibrinöz eksudat, oküler ve nasal eksudatlar, tüm kan ve böbrek, akciğer, perikardium, dalak ve karaciğerden alınan doku örneklerinden ibarettir 53. İshalli vakalarda, kolon içerikleri veya dışkının kültür edilmesi gerekir 7. Canlı kuşlarda, tercih edilen örnekler nazal, faringiyal ve kloakal swab, konjuktival kazıntı ve dışkıdır 53. Dışkıdan örnek alımında Chlamydophila'ların aralıklarla saçılması dikkate alınarak kloakal swab ya da dışkının 3-5 gün aralıklarla alınması gerekir 41. Bağırsak içeriği, kloakal swablar, konjunktival kazıntılar ve peritoneal eksudatta alınması gerekir 7.
İzolasyon amacıyla toplanan örneklerin taşıma ve saklanması sırasında Chlamydia ve Chlamydophila'ların infektivitesinin kaybolmasını engellemek için uygun bir transport besiyeri (%10 fötal buzağı serumlu sukroz-fosfat-glutamat (sucrose-phosphate-glutamate, SPG) kullanılmalıdır 25. Bakteriyel kontaminasyonu engellemek için Chlamydiostatik olmayan antibiyotikler (vancomycin 100 µg/mL, streptomycin 100 µg/mL, gentamycin 50 µg/mL) ve mikostatikler (nystatin 50 µg/mL) eklenebilmektedir 25.
C. psittaci obligat intraselüler bir bakteridir ve bu nedenle doku kültürü, embriyolu tavuk yumurtası ve laboratuvar hayvanlarında üretilebilmektedir. Buffalo green monkey (BGM), African green monkey kidney (Vero), McCoy veya L hücreleri içerisine örneklerin direkt inokulasyonu tercih edilir 7. Hücre kültürlerinin kanatlı suşlarının izolasyonu için tavuk embriyoları kadar duyarlı olduğu bildirilmiştir 7. Örneklerin infektivitesini artırmak için tercih edilen metot monolayerler üzerine inokulumun sentrifügasyonu, cycloheximide gibi hücre bölücü inhibitörlerin eklenmesidir 7. Tanıda etkenin izolasyonunun en iyi yöntem olmasına rağmen zaman, izolasyon için konunun uzmanına ve iyi ekipman içeren laboratuara, doğru örnek transport koşullarına gerek olmasının bir dezavantaj olduğu, bu nedenle bir çok teşhis laboratuvarlarında rutin olarak tanının yapılamadığı vurgulanmıştır 54,55.
İdentifikasyon
Dokulardan hazırlanan kesitler, sürme veya ezme preparatlar hazırlanarak Haematoxylin-Eosin (HE), Giemsa veya modifiye Ziehl-Neelsen (Stamp) tekniklerinden biri ile boyanarak ışık mikroskobu altında (1000X-1500X) incelenirler 41. Giemsa ile mor ve Stamp ile pembe renkte tek tek veya kümeler halinde (hücre içinde ve dışında) elementer cisimciklerini veya hücre içinde inklüzyonları gözlemek mümkündür 41. Doku preparatlarında mikroorganizma antijenlerini görüntülemede immunfluoresens (IFA) veya in situ immunperoksidaz tekniklerinden de yararlanılabilir 41. Bu iki test mikroskop altında muayene ile değerlendirilir. IFA testinde etkene ait antijenlerin bulunduğu yerler, UV mikroskopu altında sarı yeşil renkte parıldayan noktacıklar halinde görülürler 44.
PCR
PCR'ın Chlamydiaceae'yı saptamada ideal bir yöntem olduğu bildirilmiştir 8. Spesifik, sensitif ve kısa zaman aldığı için geleneksel serolojik teknikler üzerinde avantajlara sahiptir 8. Ayrıca bu metot basit, hızlı, standardize edilmesi kolay ve çok sayıda örneği işlemek için kültürden daha uygun ve güvenilir olması gibi avantajlara sahiptir 56. PCR canlı organizmalara gerek duymaz ve laboratuvar çalışanları için yumurtalar veya hücrelerden yapılan kültürden daha az riske sahiptir 8. Spesifik hayvanlardan veya belirli chlamydial türlerden chlamydial nükleik asitleri saptamak için PCR'ın kullanıldığı pek çok çalışma vardır 55,57-59. Kanatlı türlerinin saptanması için mevcut geleneksel PCR protokolleri amplifikasyon hedefleri olarak ompA geni 60,61 veya ribosomal RNA genleri (16S-23S) 62 gibi tek kopya genlerini kullanmaktadır. Son zamanlarda C. abortus'un pmp (polymorphic membrane protein) genlerini hedef alan primerlerin yeni bir setinin (CpsiA/CpsiB) kanatlı klamidiyozis'inin PCR ile saptanması için uygun olduğu bildirilmiştir 56.
Serolojik Teşhis
Etkene karşı oluşan antikorların tespiti için standart olarak kullanılan serolojik test komplement fikzasyon (CF) testidir 7. Antijen bütün suşlarda mevcut olan grup-reaktif lipopolisakkarit antijenidir. Klinik bulgularla birlikte yüksek CF antikor titrelerinin saptanması aktif infeksiyonun göstergesidir 7. Bireysel bir kuşta titredeki dört kat artışın saptanması mevcut infeksiyonun bir göstergesidir 7.
Enzyme-linked immunosorbent assay (ELISA) 5,63,64, agar jel immunodiffuzyon 65, latex aglütinasyon (LA), elementary body aglütinasyon (EBA) (66) ve mikro-immunofluorescence (MIFT) gibi diğer serolojik testler de geliştirilmiştir; fakat bu tekniklerin spesifiteleri henüz yeterince değerlendirilmemiştir 7. Grup-spesifik Chlamydial antikorlar için ELISA, CFT testinden daha çabuk ve hassastır 7. Hem C. trachomatis hem de C. psittaci'ye karşı oluşan antikorların saptanması için ELISA'nın değerlendirilmesinin yapıldığı çalışmalar çoğu vakalarda CF testinin yerine kullanılabileceğini göstermiştir 5,63,64. Bununla birlikte, henüz kapsamlı olarak test edilmemiştir ve bütün kuş türleri için konjugatlar ticari olarak mevcut değildir 7.
Immünodifüzyon, CF testinden daha az hassastır. LA testi C. psittaci' ye karşı oluşan antikorları saptar ve yapılması kolay ve çabuktur 67. LA testi direk CF testine nispeten %39.1 sensitivite ve %98.8 spesifiteye sahiptir 7. Test hem IgM hem de IgG'yi saptar, fakat IgM'yi saptamada en iyidir. Yeni veya aktif infeksiyonları saptamada kullanılması önerilmiştir. EBA testi sadece IgM'yi saptar ve şimdiki infeksiyonun bir göstergesidir 7. MIFT'in yapılması çabuk ve kolaydır; bununla birlikte, fluorescense-konjugatlı tür spesifik antiserumları her zaman temin etmek güçtür 7.
İmmuno-histokimyasal boyama
Restriction Fragment Length Polymorphism (PZR-RFLP) ve histolojik kesitlerin immunohistokimyasal boyaması gelecek için çok ümit verici olan iki yeni tekniktir 7. Bu iki teknikte çok çabuktur ve canlı etkene gerek duymaz 7. Son gelişmeler ve otomatik boyama ekipmanın varlığından dolayı histolojik kesitlerin immunohistokimyasal boyamasının kullanılmasında bir artış olmuştur 7.
İzolatların Tiplendirilmesi
Serolojik tiplendirme
Serotip-spesifik monoklonal antikorların kullanılmasıyla, C. psittaci türlerinde 6 kanatlı serotipi (A-F) ve 2 memeli serotipi (sıçanlardan elde edilen M56 ve sığırlardan elde edilen WC) tespit edilmiştir 5,49,68. M56 ve WC serotiplerinin her biri tek bir salgından izole edilmiştir. Her bir serotipin ilişkili olduğu konakçılar: A (psittacine kuşlar); B (güvercinler); C (ördek ve kazlar); D (hindiler); E (güvercinler ve ratites) ve F (bir psittacine kuştan elde edilen tek bir izolat) 54. Kanatlı serotiplerinin 5'i (A-E) yaygındır 7.
PZR-RFLP teknikleri suşları ayırt etmek için geliştirilmiştir 50,61,69.
Tedavi
Tedavi için antibiyotikler kullanılmaktadır. Antibiyotikler şimdilik sadece kontrol araçlarıdır. C. psittaci birkaç antibiyotiğe duyarlıdır, ilaç seçimi ülkeden ülkeye değişir 7.
Tedavide quinolon'lar (enrofloksasin) veya makrolidler (azitromisin) kullanılmasına rağmen, tetrasiklinlerin alternatif ilaçlar olduğu düşünülmüştür 27. Klortetrasiklin tedavi edilen kuş türüne ve yemin tipine bağlı olarak 500-5000 ppm miktarında yeme katılarak verilir 45. Asıl problemlerden biri kuşların çoğu kez tetrasiklinler katılan yemi yeme isteksizliğidir 45. Daha büyük kuşlar için oksitetrasiklinin intramuskular injeksiyonu kullanılmıştır, fakat injeksiyon alanında şiddetli kas nekrozu gibi yan etkiler meydana geldiği bildirilmiştir 45. Bütün tetrasiklin tedavilerinde normal bağırsak florasının eliminasyonu meydana gelmektedir 45.
Doksisilin de injekte edilerek ve yeme katılarak (1000 mg/kg) başarıyla kullanılmıştır 45. İçme suyuna ilave edilen doksisilin (200-800 mg/litre, türlere ve çevresel koşullara bağlı olarak)'inde etkili olduğu saptanmıştır 70. Doksisilin'in yemden ziyade suda daha stabil olduğu, ilacın kuşlar tarafından iyi alındığı ve pahalı olmadığı belirtilmektedir 70.
Enrofloksasin C. psittaci ile infekte kuşları tedavi etmek amacıyla yeme 250-1000 ppm miktarında katılarak kullanılmıştır 45. Tedaviye uzun süre devam edilmesi gerekmektedir. Pet kuşlar için çoğu kez 45 gün tavsiye edilmektedir 48,71.
Kuşların tedavisi ile ilgili problemlerden biri tedaviden sonra infeksiyonun tekrar nüks etmesidir 27,41.
Korunma
Avian Klamidiyozis'i önlemek için muhtemelen infekte kuşlarla temas olmadan sağlık koşullarını kontrol etmek, nadiren kümes hayvanları için infeksiyonun muhtemel kaynağı ve taşıyıcısı oldukları için özgür yaşayan kuşlarla teması en aza indirmek gereklidir 7. Biyogüvenlik önlemleri kuşlar arasında infeksiyonun yayılmasını ve insanlara bulaşmasını minimize etmek için esastır 7. Havadan patojenin yayılmasını minimize etmek, insanların hareketini kısıtlamak için karantina, hijyen iyodofor'lar, formaldehit ve kuaternar amonyum ürünleriyle köklü dezenfeksiyon gibi özel tedbirler alınması gerekir 72,73. Etkili dezenfektanlar: 1:1000 dilüsyon quaternary ammonium bileşiği, %70 izopropil alkol, %0.5 perasetik asit, 1:100 dilüsyon çamaşır suyu ve klorofenoller'dir 7. Pet kuşların hastalığı taşımayan işletmelerden alınması gerekir 7.
C. psittaci zoonoz olduğundan halk sağlığı açısından da önem taşır. ABD Tarım Bölümü ithal edilen kuşların hastalık getirmesini önlemek için 30 gün karantinada tutarak gerekli muayeneleri yapıldıktan sonra ülkeye girişine izin verilmesini şart koşmaktadır 38,74.
Aşılama
Avian Klamidiyozis için ticari bir aşı mevcut olmadığından ne kanatlı türlerinde ne de insanlarda aşılamayla iyi sonuçlar alınamamıştır 73,75. Aşı üretme teşebbüslerinde sınırlı sayıda başarı elde edilmiştir 7. Bu üretimlerde Chlamydiae'nin konsantre edilmiş süspansiyonlarının formalin ile inaktivasyonu esas alınmıştır 7. Bununla birlikte, son yıllarda, MOMP (the major outer membrane protein) antijenine karşı plazmid DNA aşısı kullanılarak hindilerde solunum belirtileri olan infeksiyona karşı iyi bir koruma sağladığı gösterilmiştir 76.
İnsanlarda Klamidiyozis
Özellikle veterinerler, kuş yetiştiricileri ve hayvan satıcıları gibi yüksek riskteki insanlara kuşlardan C. psittaci'nin bulaştığı bildirilmiştir 77-79. Kontamine gayta ve tüyler insanlara sürülerden infeksiyonun bulaşmasında asıl rol oynayabilir 80. İnsandan insana bulaşma nadirdir, fakat meydana gelebilir 80,81,82. İnsanlardan kuşlara bulaşma bildirilmemiştir 27.
İnsanlarda inkubasyon süresi genellikle 5-14 gündür; bununla birlikte, daha uzun inkubasyon sürelerinin olduğu bilinmektedir 7. İnsanlarda “klamidiyozis” semptomları hiçbir klinik belirti olmamasından - intersitisyal pnömoni ve encephalitis'le birlikte şiddetli sistemik hastalığa kadar değişebilen formlarda seyredilebilir 83.
Hastalık, uygun olarak tedavi edilmeyen hastalarda nadiren öldürücüdür; bu yüzden, tehlikenin fark edilmesi ve erken teşhis önemlidir 7. İnfekte insanlarda tipik olarak solunum belirtileri ile veya solunum belirtileri olmaksızın başağrısı, titreme, kırıklık, kas ağrısı gelişir 7.