Anestezik ilaç ve yöntemlerin kullanımı çok eski çağlarda başlamıştır. Uyutucu ve ağrı kesici olarak kullanılan ilk ilaçlar haşhaş, banotu ve adam kökü (kankuntan) gibi bitkiler olmuştur
1-5.
Anestezi tarihindeki en önemli gelişmelerden biri 1800'de Sir Humprey Davy'ın Nitröz oksidi (N2O) tesadüfen keşfiyle başlamıştır. 19. yüzyılın 2. yarısında hız kazanan gelişmelere rağmen genel anestezikler Veteriner hekimlikte 20. yüzyıla kadar uygulama alanına girememiştir3-5.
1956'da Raventos'un keşfi olan halothan ile inhalasyon anestezisi yöntemi başlamıştır. Böylelikle entübasyon anestezisi ve çeşitli anestezi cihazlarıyla inhalasyon anestezisi teknikleri geliştirilmiştir. Bu konudaki çalışmalar halen devam etmektedir6,7,8. İnhalasyon anestezisi, uçucu (volatil) sıvı ve gaz anestezikler ya da her ikisinin karışımlarının değişik tekniklerle akciğerlerin geniş absorbsiyon yüzeyleri aracılığı ile uygulamaya yönelik bir anestezi yöntemidir1,3,6,8.
İnhalasyon anesteziklerinin etkinliği ve dozu minimum alveoler konsantrasyon (MAC) ile ifade edilir. Bir MAC insan ya da deney hayvanlarının yarısında, bir atmosfer basıncında, ağrılı uyaranlara cevapsızlık oluşturan alveoler anestezik yoğunluğu olarak tanımlanmaktadır. MAC değerini etkileyebilecek birçok neden vardır. Örneğin inhalasyon anesteziklerinin birlikte kullanımı, additif etki oluşturur ve MAC değerini düşürür. Ayrıca hiponatremi, opioidler, barbitüratlar, benzodiazepinler, kalsiyum-kanal blokerleri, akut alkol intoksikasyonu ve gebelik de MAC değerini azaltırlar. Hipokarbi, hiperkarbi, metabolik asidoz veya alkaloz, cinsiyet, anestezi süresi, tiroid fonksiyonu ve hiperkalemi ise etkilememektedir3,4,6,8.
Halotan, doza bağlı olarak miyokardial depresyona ve bunun sonucu olarak da kan basıncında düşmeye yol açar. Ayrıca sağ atriyal basıncı artırır. Koroner vazodilatasyon yapmasına rağmen, sistemik kan basıncındaki düşme sonucu koroner kan akımı azalır. Halotan hipotansiyona bağlı oluşan baroreseptör refleksleri ve azalmış vagal stimülasyonu baskılar. Sinoatriyal düğüm iletiminin yavaşlaması da bradikardi ve aritmiye neden olur. Endojen veya ekzojen ketakolaminler bu etkiyi arttırarak, ventriküler taşikardi ve fibrilasyona kadar giden aritmilere neden olabilir3-5,8,9.
Halotan %15-20 oranında karaciğerde metabolize olur. Özellikle karaciğerde enzim indüksiyonu olduğunda ve hipoksik koşullarda redüktif metabolitlerinin oluşması hepatotoksisiteye yol açmaktadır3,4,9,10.
Halotanın; indüksiyonunun hızlı ve rahat olması, solunum yolunu irrite etmemesi, bronşları genişletmesi, vazodilatasyon yapması, uyanmanın hızlı olması gibi üstünlükleri yanında; potent bir ilaç olması nedeniyle aşırı dozaj olasılığı, analjezik etkisinin olmaması, uterusta gevşeme ve postpartum kanamayı arttırma, hipotansiyon, ketakolaminlerle birlikte aritmi olasılığının artması, postoperatif titreme ve az da olsa karaciğer toksisitesi, yaşlılarda ve çok gençlerde, obez hastalarda, tekrarlanan dozlarda sarılık gibi sakıncaları vardır3,4,6,8,9. Tek başına veya diğer ilaçlarla kombine olarak verilebilir. İndüksiyon için % 2-4, idame için % 0.5-1.5 arasındaki yoğunluklarda kullanılabilir6,10.
Desfluranla ilk klinik uygulama 1990'da Jones ve arkadaşları tarafından yapılmış, 1992'de ABD'de daha sonra da diğer Avrupa ülkelerinde kullanım alanına girmiştir2,6. Desfluran bir metil eter olup, kimyasal olarak izoflurandan farkı, alfa-etil kökündeki klor atomu yerine bir flor atomu bulunmasıdır. Bu değişiklik molekülün kanda erirliğini azaltmaktadır. Keskin kokulu ve irritan olması nedeniyle indüksiyon için uygun bir anestezik değildir. Hava yollarında irritasyona neden olarak öksürüğü veya nefes tutmayı provoke edebilir. Kullanımı için özel elektrikle ısıtılan vaporizatöre ihtiyaç vardır2,5,6.
Desfluran doza bağlı olarak sistemik vasküler direnci, bunun sonucu olarak da ortalama kan basıncını düşürmektedir. Kardiyak debi etkilenmez veya hafif azalır. Ancak desfluran konsantrasyonunun hızla yükseltilmesi sempatik aktivasyona yol açar ve kalp atım hızı, kan basıncı da katekolamin düzeyinde geçici bir aritmi gösterir. Hepatik ve renal fonksiyonlar üzerine olumsuz etkisi yoktur. İskelet kasında gevşemeye yol açar. Çok düşük oranda metabolize olmaktadır (% 0.02). Hızlı ve rahat bir uyanma sağlar. Sinir-kas kavşağını deprese, kas gevşetici ajanları potansiyalize eder. Günümüzde henüz rutin kullanıma, özellikle uzun girişimlerde kullanımına ait yeterli veri birikimi yoktur. Diğer bir sakıncası gibi görünen yüksek maliyetin, düşük gaz akımı kullanıldığı için giderildiği ileri sürülmektedir2,6,8,9,11.
Elektrokardiyogarfi; kalbin ritmik ve elektrik aktivitesinin grafik olarak kayıt tekniğidir. Kalp ve damar hastalıklarının tanı ve incelemesinde kullanılan objektif bir muayene yöntemi olup, kalbin ritim bozukluklarının incelenmesinde, uyarım merkezleri ve uyarım merkezleri ile uyarımın iletimine ilişkin aksaklıkların belirlenmesinde, miyokard bozukluklarının tanınmasında, kalp hypertrofileri ve kalbin göğüs boşluğu içindeki durumunun incelenmesinde, koroner damar sklerozu ve kalp kapaklarına ilişkin hastalıkların tanınmasında büyük önem taşır12-15.
Bu çalışma, halotan ve desfluranın köpeklerde EKG üzerine etkilerini araştırmak amacı ile yapıldı.