[ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]
Fırat Üniversitesi Sağlık Bilimleri Veteriner Dergisi
2009, Cilt 23, Sayı 3, Sayfa(lar) 167-169
[ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
Kangal Irkı Bir Köpekte Oral Fibrosarkom Olgusu
Gültekin ATALAN1, Ayhan ATASEVER2, Ünal YAVUZ3, Vehbi GÜNEŞ4, Ali Cesur ONMAZ4
1Erciyes Üniversitesi, Veteriner Fakültesi, Cerrahi Anabilim Dalı, Kayseri, TÜRKİYE
2Erciyes Üniversitesi, Veteriner Fakültesi, Patoloji Anabilim Dalı, Kayseri, TÜRKİYE
3JAKEM Komutanlığı, Hayvan Hastanesi, Nevşehir, TÜRKİYE
4Erciyes Üniversitesi, Veteriner Fakültesi, İç Hastalıkları Anabilim Dalı, Kayseri, TÜRKİYE
Anahtar Kelimeler: Fibrosarkom, köpek, nekropsi, tümör, ağız mukozası
Özet
Bu vaka raporunu Erciyes Üniversitesi Veteriner Fakültesi kliniklerine aşırı zayıflama, yemede güçlük ve bol salya akıntısı şikayetiyle getirilen 1 yaşlı, Sivas Kangal ırkı, 50 kg canlı ağırlığa sahip erkek bir köpek oluşturdu. Yapılan klinik muayenelerde 2. molar diş düzeyinde başlayan, üst damağın büyük bir bölümünü ve özofagusun giriş kısmını kapsayan lobüler tarzda sabit kitlesel bir oluşum tespit edildi. Akciğerlerin radyografik incelemesinde, metastazla ilgili herhangi bir bulguya rastlanmadı. Tümör şüpheli kitlenin yaygınlığı, bölgenin anatomik yapısı ve oluşabilecek nüksler dikkate alınarak medikal ve cerrahi müdahale yapılmaksızın hasta ötenazi edildi. Nekropside, ağız mukozasının maksillar 2. molar diş bölgesinden köken alan ve üst damakta lobüler yapılardan oluşan yaklaşık 230 gr ağırlığında, 15x25.2 cm boyutlarında elastik bir kitlenin larenksin hemen önüne kadar devam ettiği belirlendi. Histopatolojik incelemede, geniş alanlar tarzında fibroblast hücreler ve kollagen demetlerden oluşan yapıların varlığı ile belirgin mitotik aktivite dikkati çekti. Bu bulgular ışığında kitleye ağız mukozası mezenşiminden köken alan fibrosarkom tanısı konuldu. Sonuç olarak, fibrosarkomların genellikle yaşlı köpeklerde gözlenmesine karşılık diğer olgulardan farklı olarak 1 yaş civarı genç hayvanlarda da şekillenebileceği belirlendi.
  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Olgu Sunusu
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Giriş
    Fibrosarkomlar, genellikle yaşlı köpeklerde görülen ve bağ dokuda fibroblastlarından köken alan kötü huylu tümörlerdir1,2. Tümörün farklılaşmış tipleri genellikle 8 yaşından büyük köpeklerde gözlenmesine karşılık nadir olarak da genç hayvanlarda görülmektedir2. Golden Retriever ve Doberman Pinscher köpek ırklarının fibrosarkoma karşı genetik yatkınlığı söz konusudur. Bu tümör daha çok erkek köpeklerde görülür1-4. Fibrosarkomlar bağ dokudan köken alan, pembe, sapsız, etli yapıdaki kitlesel oluşumlardır2. Fibrosarkomların periosttaki bağ doku stromasından köken almaları seyrek olarak görülmektedir. Çoğunlukla diş eti ve damak gibi yumuşak dokularda yerleşirler1,2,3,5. Fibrosarkomlar daha az metastazik potansiyele sahiptirler ve bu nedenle de operatif olarak tedavilerinde olumlu sonuçlar alınabilir1,2. Bu çalışma, operatif müdahale yapılamayan kangal ırkı bir köpekte ağız içinde maksillar bölgede lokalize olan kitlenin klinik, radyografik, makroskobik ve histopatolojik incelenmesi amacıyla yapılmıştır.
  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Olgu Sunusu
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Olgu Sunusu
    Erciyes Üniversitesi, Veteriner Fakültesi Kliniğine 1 yaşlı, Sivas Kangal ırkı, erkek, 50 kg ağırlığında bir köpek yaklaşık 3 aydır yem alımında zorluk, zayıflama, bol salya akıntısı şikayeti ile getirildi. Yapılan klinik değerlendirmeler neticesinde maksillar sert damak bölgesinde karnabahar görünümünde kitlesel oluşum tespit edildi. Hasta 2 mg/kg dozunda İM ksilazin (Rompun®, Bayer, İstanbul) ile daha kapsamlı bir klinik muayeneye alındı. Ağız içi bölgesinin makroskobik incelemesinde lobuler görünümlü, kırmızı beyaz gri renkli, sabit kitlesel oluşumun molar dişler düzeyinde başlayıp nasofarengeal dokuya kadar ilerlediği ve palatum mollenin büyük bir bölümünü içine aldığı tespit edildi.Akciğerlerin radyografik incelemesinde herhangi bir lezyona rastlanmadı. Operatif olarak kitlenin uzaklaştırılmasının mümkün olmadığı ve medikal tedaviye de cevap alınamayacağının düşünülmesi nedeni ile hasta 200 mg İV Suksametonyum klorür (Lysthenon forte® % 2, Fako, İstanbul) ile ötenazi edildi. Olgunun makroskobik incelenmesinde kitlenin lokalize olduğu bölgeden nasofarengeal bölgeye kadar geniş bir alana yayılıp larenks ve farenks üzerine basınç yaptığı tespit edildi.

    Nekropside ağız boşluğu açıldığında molar dişler hizasından başlayıp nasofarengeal bölgeye kadar devam eden lobuler yapılardan oluşan, düzensiz, sınırlanmamış, kapsülsüz, beyaz-kırmızı-gri yapıda yaklaşık 230 gr ağırlığında, 15x25.2 cm boyutlarında elastik bir kitlenin varlığı dikkati çekti. Kitlenin kesit yüzü dış görünüşüne benzer yapıdaydı (Şekil 1A,B, oklar arası bölge).

    Olgunun histapatolojik muayenesi amacıyla köpeğin ağız bölgesindeki elastik ve sert kitle (yaklaşık 230 gr ağırlığında, 15x25.2 cm boyutlarında) kesilerek alındı (Şekil 1C,D, oklar arası bölge). Bu kitle % 10’luk tamponlu formalinde tespit edildi. Trimleme işlemini takiben alınan doku örnekleri dereceli alkol serilerinden geçirilerek parafinde bloklandı. Bloklardan hazırlanan 5-6 mikron kalınlığındaki kesitler HematoksilenxEosin6 ile boyanarak ışık mikroskobunda incelendi.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Şekil 1: 1A: Ağız boşluğu açıldığında palatum molle bölgesinde tümörün görünümü, 1B: Spatium mandibuladan tümörün görünümü.1C: Maksillada molar dişler hizasından başlayan ve palatum molleye kadar uzanan lobuler görünümlü tümör oluşumu,1D: Bulunduğu yerden ekstirpe edilerek çıkarılan lobuler görünümlü tümör kitlesi.

    Histopatolojik olarak kitleden hazırlanan kesitlerin incelenmesinde geniş alanlar tarzında fibroblast hücreler ve kollagen demetlerinden oluşan yapıların varlığı dikkati çekti (Şekil 2A, B). Yıldız ve mekik şekilli atipik hücreler yanında değişik yönlerde seyreden kollagen demetlerin belirgin olduğu tespit edildi. Yer yer birkaç çekirdekçikten oluşan, oval veya uzun şekilli hiperkromatik görünümde çekirdek görüldü. Kesitlerde mitotik aktivite belirgindi. Ayrıca birkaç hiperkromatik çekirdekten oluşmuş dev hücrelerinin varlığı dikkati çekti (Şekil 2C,D; Şekil 3A, B). Bu yapılar yanında odaklar tarzında kıkırdak ve kemikten oluşmuş metaplazik alanlar görüldü (Şekil 3C, D)


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Şekil 2: 2A: Değişik yönlere doğru girdap tarzında üreme gösteren tümör hücreleri, HxE.,100., 2B: Tümör hücrelerinde mitotik aktivite (siyah oklar), HxE., 200, 2C: Tümörün kesitinde tümör tipi D hücrelerinin görünümü (beyaz oklar), HxE., 100., 2D: Pleomorfik görünümdeki tümör tipi dev hücreleri (beyaz oklar), HxE., 200


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Şekil 3: 3A ve 3B: Atipik karakterdeki tümör hücreleri arasında pleomorfik ve hiperkromazik özellikli dev hücrelerinin görünümü (siyah oklar). HxE.,200.,3C ve 3D: Tümör kitlesinde kemik dokuya dönüşümü gösteren metaplazik alanlar (siyah ok başları). HxE.,200.

    Nekropsi esnasında sistemik olarak alınan organ numunelerinden hazırlanan doku kesitlerinde herhangi bir lezyona rastlanmadı. Nekropsi esnasında ağızdan çıkartılan kitleden hazırlanan kesitlere histopatolojik olarak ağız mukozası mezenşiminden köken alan fibrosarkom tanısı konuldu.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Olgu Sunusu
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Tartışma
    Kötü huylu oral tümörlerin ve fibrosarkomların tedavisinde radyasyon, kemoterapi ve cerrahi eksizyon tedavilerinin güvenli ve etkili olduğu belirtilmesine2,5,7 rağmen bu vakada nasofarengeal yerleşim gösteren kitlenin geniş bir alana yayılması ve hayvanın yaşamını tehdit edecek boyutlara ulaşması nedeniyle herhangi bir tedavi uygulanmamıştır.

    Kafatası radyografilerinin temel alındığı retrospektif bir çalışmada değerlendirilen 22 köpeğin 16’sında kemik dokuda yıkıma rastlanmasına rağmen, olgumuzun tek vaka olması nedeniyle bu konuda yorumlanma yapılmasa da kemik doku ile ilgili değişiklikler görülmemiştir3.

    Fibrosarkom görülen olgularda hematojen yolla metastaz yapma oranı dörtte bir oranında ve öncelikle akciğer dokusu ve bölgesel lenf yumrularının olduğu bildirilmiştir1,2. Olgumuzun tek vaka olması nedeniyle, her ne kadar tam yorumlanamasa da akciğer ve bölgesel lenf yumrularına yönelik metastazın görülmemesi önceki kayıtlardaki bulgularla uyuşmaktadır1,2,8.

    Fibrosarkomlara evcil hayvanlardan köpek ve kedilerde daha sıklıkla, diğer hayvanlarda ender olarak rastlanmaktadır1,2. Ülkemizde yapılan retrospektif bir araştırmada köpeklerde fibrosarkom olgularının %11,2 oranında olduğu belirlenmiştir9.

    Köpeklerde fibrosarkomların görülme yaşı ile ilgili çok çalışma bulunmaktadır1,2 bunlardan bir kısmı ileri yaşlarda (5-9 yaş) görüldüğünü belirtirken1,8 bir kısmı ise nadiren altı aylığı kadar olan yaşlarda görülebileceğini bildirmişlerdir2.

    Kliniğimize gelen ve fibrosarkom teşhisi konulan köpeğin bir yaşında olması durumu, bu yaşlarda da tümörün görülebileceğini bildiren araştırmacılarla uyumluydu1,2.

    Köpeklerde nasofarengeal bölgeye kadar invaze olan fibrosarkomların cerrahi müdahalesinin uygun olmadığı, bu tür hayvanların sindirim ve solunum rahatsızlıklarının ortadan kaldırılması amacıyla ötenazi yapılmalarının daha uygun olacağı sonucuna varılmıştır.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Olgu Sunusu
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Kaynaklar

    1) Palmer N. Bones and Joint. In: Jubb KVF, Kennedy PC, Palmer N (Editors ). Pathology of Domestic Animals, Vol. 1, 4th Edition, London: Academic Press Inc. 1993: 125-138.

    2) Stannard AA, Pulley LT: Tumors of the skin and soft tissues. In: Moulton JE (Editor). Tumors in Domestic Animals. 2nd Edition, Berkeley, CA: University of California Press 1978: 21.

    3) Ciekot PA, Powers BE, Withrow SJ et al. Histologically low-grade, yet biologically high-grade, fibrosarcomas of the mandible and maxilla in dogs: 25 cases (1982-1991). J Am Vet Med Assoc 1994; 204: 610-615.

    4) Wallace J, Matthiesen DT, Patnaik AK Hemimaxillectomy for the treatment of oral tumors in 69 dogs. Vet Surg., 1992; 21: 337-341.

    5) Théon AP, Rodriguez C, Madewell BR. Analysis of prognostic factors and patterns of failure in dogs with malignant oral tumors treated with megavoltage irradiation. J Am Vet Med Assoc., 1997: 210; 778-784.

    6) Luna, LG. : Manual of Histologic Staining Methods of the Armed Forces. Institute of Pathology by Lee G Luna (Editor), McGraw-Hill Book Company, NewYork , Chapter 4, 1968, pp.32.

    7) Pirkey-Ehrhart N, Withrow SJ, Straw RC et al. Primary rib tumors in 54 dogs. J Am Anim Hosp Assoc., 1995; 31: 65-69.

    8) Pool RR. Tumors of Bone and Cartilage, In: J.E. Moulton (Editor), Tumors in Domestic Animals, Third ed., Univ. of California Press, 1990: 157-230.

    9) Kutsal O, Kaya U, Vural S ve ark. Köpek ve Kedilerde 1986-2000 Yılları Arasında Ankara’da incelenen Kemik Tümörleri. Turk J Vet Anim Sci, 2003; 27:109-115.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Olgu Sunusu
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • [ Başa Dön ] [ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
    [ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]