Mastitis, süt veriminin düşmesine, sütün bileşiminin değişmesine ve ineklerin üretken ömürlerinin kısalmasına neden olmaktadır. Mastitise bağlı süt kayıplarının yaklaşık %70-80'i subklinik mastitisten kaynaklanmaktadır
20.
Günümüzde mastitisin tanısında sütün mikrobiyolojik inceleme ve somatik hücre sayımı dışında kullanılan bazı biyokimyasal parametreler vardır. Yangı sırasında süte özgü birçok enzimin aktivitesinde değişiklikler görülür. Süt sentezi ile bağlantılı enzimler azalırken yangı reaksiyonu ile ilgili enzimler artış gösterir2. Mastitisli ineklerin kanında enzimatik antioksidanların azaldığı (CAT, GSH-Px, SOD) bildirilmektedir9,10,21,22. Yarım ve Salmanoğlu10, subklinik mastitisli ineklerin sütünde de GSH-Px ve SOD aktivitesini düşük bulmuşlardır. Mevcut çalışmada da subklinik mastitisli ineklerin sütündeki CAT aktivitesinin değişmediği fakat sütteki GSH-Px aktivitesinin sağlıklılara göre düşük düzeyde tespit edilmiş ancak bunun istatistiksel olarak önemsiz olduğu saptanmışdır. Bu azalma enzimin substratı olan GSH'un sütteki seviyesinin mastitisin derecesine bağlı olarak azalmasıyla ilişkili olabilir. Atroshi ve ark.23, mastitis olgularında yangıya bağlı olarak meydana gelen serbest radikallerin etkisi sonucu antioksidan kullanımının arttığını bunun sonucunda da enzimlerin düzeylerinin azaldığını belirtmişlerdir.
Mastitisli ineklerin kanında enzimatik olmayan antioksidan parametrelerin değişimi ile ilgili çeşitli araştırmalarda vitamin A, E ve C, β-karoten, GSH, Se düzeylerinin sağlıklı ineklerden düşük olduğu saptanmıştır1,9,11,12,21,23-25. Bizim çalışmamızda da mastitis sonucu sütte GSH düzeyinde önemli azalmanın olduğu tespit edildi. Sütte aşırı miktarlarda nötrofil, makrofaj, lenfosit, eozinofil ve meme dokusunun çeşitli epitel hücrelerinin bulunması, meme bezinin yangısından dolayı mikroorganizmalara meme dokusunun cevabı olarak göz önünde tutulur26. Mastitis enfeksiyonlarında yangıya ve somatik hücre sayısındaki (SHS) artışa bağlı olarak kanda lökosit sayısında artış meydana gelmektedir. Mastitiste memede doku hasarı sonucu sütün kalitesi bozulmakta, bölgede lökositlerden makrofajlar ve nötrofillerin sayısı artmaktadır. Enfeksiyon etkeninin meme kanalını enfekte etmesi nedeni ile süte geçen lökosit ve epitel hücrelerinden enzimlerin serbest hale geçmesi sütteki enzim seviyesini yükseltmektedir27,28. Lökositler, özellikle aktif olan fagositler meme hastalıklarında gereken performansı artırmak için antioksidanlara ihtiyaç duyar. Lökositlerin fonksiyonlarını geliştirmek için antioksidanların gücü, bunların hastalıklı memelerdeki yararlı etkilerini kısmen açıklayabilir29. Mevcut çalışmada, mastitis sonucu sütte GSH düzeyinde azalma lökositlerin antioksidan olarak GSH'ı kullanmalarıyla ilişkilendirilebilir. Plazma GSH konsantrasyonu da ineklerdeki somatik hücre sayısı negatif korelasyon göstermekte30,31 olup GSH'un oksidatif hasardan dokuları korumada ve lökositler tarafından fagositozda etkili olduğu bildirilmektedir22. Buna paralel olarak mastitis sonucu sütün total antioksidan kapasitesi, vitamin E ve Se düzeylerinin düştüğünü bildiren çeşitli çalışmalar mevcuttur9,23,25,26. Nitekim yapılan araştırmalarda, antioksidanların azalmasının mastitis riskini artırabileceği ve antioksidan takviyesinin ise bunun önlenmesinde önemli olduğu belirtilmektedir9,23,24,32.
GSH-Px enzimi nötrofiller ve makrofajların aktivitelerinde olumlu yönde etkide bulunur23. Lökositlerin aktiviteleri için gerekli olan GSH-Px enziminin fagositoz sırasında lökositler tarafından kullanılması sonucu GSH-Px enzim aktivitesi azalmaktadır33. GSH'un düzeyinde mastitis seviyesine bağlı olarak görülen azalma, GSH'u substratı olarak kullanan enzimlerden biri olan GSH-Px enzim aktivitesinin de azalmasına sebep olmuştur. Bu CMT +3 şiddetindeki mastitisde sütte antioksidanların yetersiz kalabileceğinin açık göstergesidir.
Meme bezi yangılarında fagositik hücrelerin yangı yerine göçü sonucu aktivitelerine bağlı olarak daha fazla oksijen kullanılmasıyla lipit peroksidasyonu oluşmakta ve lipit peroksidasyonunun bir ürünü olan MDA düzeyi artmaktadır34. Mastitisde plazma MDA düzeyinin arttığını bildiren araştırmalara9,11,13,14 rağmen Dündar ve ark.14'nın tespit ettiği gibi bu çalışmada da mastitiste süt MDA düzeyinin değişmediği saptanmıştır. Zıt olarak, inek ve buffalolarda subklinik ve klinik mastitiste süt MDA düzeyinin arttığı bildirilmiştir9,13. Diğer taraftan Kızıl ve ark.12 ile Ranjan ve ark.35, subkilinik mastitisde değilde klinik mastitiste kan lipit peroksit düzeyinin önemli artış gösterdiğini belirtmişlerdir.
Mastitise karşı direnç ve immun sistemin arttırılması için meme bezi hastalıklarında antioksidanlar çok önemlidir32. Subklinik mastitis sonucu sütteki MDA düzeyinin değişmediği, fakat antioksidan özelliğe sahip GSH seviyesinde önemli azalmanın olduğu belirlenmiştir. Subklinik mastitisin süt üretiminde azalma ve süt kalitesinde düşmeye sebep olduğu bilinmektedir. Antioksidan kapasitede görev alan GSH'un sütte azalması, subklinik mastitiste sütün kalitesinin düşmesinde etkili diğer bir faktör olabilir.