Kanatlı karma yemlerine bitkisel özütlerin katılması,
hayvanların sindirim sistemini düzenlediği, iştah açan
sindirim öz sularını uyararak yem tüketimini artırdığı,
antibakteriyel etki göstererek hastalıklara karşı koruduğu
bunun sonucunda hayvanların verim performansında
iyileşmelerin olduğu birçok araştırıcı tarafından ifade
edilmiştir
16,26. Bu araştırmada kanatlı karma
yemlerinde pek denenmemiş olan ZYÖ'nün bıldırcınlarda
performans ve yumurta sarısı yağ asitleri üzerine etkisi
incelenmiştir. Bıldırcın karma yemlerine ZYÖ ve E
vitamini katılarak yapılan bu çalışmada, araştırma başı
ve araştırma sonu CA ortalamaları ve CAA bakımından
gruplar arasında istatistiksel açıdan farklılık
görülmemiştir. Erener ve ark.
26, etlik piliçler ile
yaptıkları çalışmada, hiçbir katkı maddesi içermeyen
negatif kontrol, antibiyotik (500 mg klortetrasiklin/kg,
pozitif kontrol), E vitamini (200 mg α-tokoferol asetat/kg)
ve ZYÖ (75, 150, 300 ve 600 mg oleuropein/kg) içeren karmalar ile araştırma düzenini oluşturmuş ve çalışma
sonunda 600 ppm düzeyinde OLE katılan grubun CA
ortalaması ve CAA diğer gruplardan daha iyi olduğunu
tespit etmişlerdir. Toptaş
27 ise, etlik bıldırcın karma
yemlerine 50, 100, 150 ve 200 ppm OLE katarak yaptığı
çalışmada gruplarda CA bakımından farklılığın
olmadığını bildirmiştir.
Midilli ve ark.28, ticari bıldırcın karma yemlerine
haşhaş tohumu yağı ve ayçekirdeği yağını karıştırarak
yaptıkları çalışmada; araştırma başı canlı ağırlıkları
ortalama 197 g, yedi haftalık araştırma sonunda ise
ortalama 220 g olarak tespit etmişler, gruplar arasında
istatistiksel bakımdan farklılığın olmadığını belirtmişlerdir.
Benzer sonuçlar Guler ve ark.29, bıldırcın karma
yemlerine kişniş tohumu katılarak yaptıkları çalışmada
elde edilmiştir. Bu araştırma bulguları ile yukarıda
belirtilen çalışmalar benzerlik göstermiştir. Konuyla ilgili
mevcut kaynaklarda bıldırcın karma yemlerine ilave
edilen ZYÖ'nün kanatlı türleri, özellikle de yumurtacı bıldırcınlar üzerindeki etkilerine ilişkin bilgiler son derece
azdır. Bu nedenle mevcut çalışmada elde edilen
bulguların başka araştırmalarla karşılaştırılma olanağı
oldukça sınırlı kalmıştır.
Araştırma süresince ikisi Grup E, üçü de OLE-120
gruplarında olmak üzere toplam beş adet bıldırcın ölmüş,
yaşama gücü değerleri gruplarda sırasıyla %100, 95.83,
100 ve 93.75 olarak bulunmuş ve gruplar arasında
istatistiksel bakımdan farklılık tespit edilmemiştir
(P>0.05). Yapılan başka çalışmalarda da etlik piliç26
ve bıldırcın civciv27 karma yemlerine ZYÖ katılması,
hayvanların yaşama gücünü istatiksel olarak önemli
oranda etkilememiştir.
Araştırma gruplarında GYT ortalama 32 g düzeyinde
gerçekleşmiş ve yem tüketimi bakımından gruplar
arasında istatistiksel bakımdan farklılık görülmemiştir
(P>0.05). Guler ve ark.29, yumurtacı bıldırcınların
GYT'lerini 27.86 ila 30.18 g olarak tespit etmişler, Midilli
ve ark.28 ise ticari bıldırcınların GYT'lerini 28.3 ila 29.3
g arasında olduğunu ifade etmişlerdir. Ancak yem
tüketimi değişik çevresel faktörlere bağlı olduğundan
kesin bir karşılaştırma olanağı bulunmamaktadır.
Erener ve ark.26 etlik piliçler ile yaptıkları
çalışmada karma yemlere 600 ppm düzeyinde OLE
katılan grubun GYT'nin diğer gruplardan daha iyi
olduğunu tespit etmişlerdir. Toptaş27 ise etlik bıldırcın
karma yemlerine 50, 100, 150 ve 200 ppm OLE katarak
yaptığı çalışmada gruplarda GYT bakımından farklılığın
olmadığını bildirmiştir.
Araştırma gruplarında yumurta ağırlıkları ortalama 11
g düzeyinde seyretmiştir. Genel olarak en düşük YuA
ortalaması OLE-120 grubunda, en yüksek YuA ise Grup
E'de görülmüştür (P<0.001). Guler ve ark.29, bıldırcın
karma yemlerine kişniş tohumu katarak yaptıkları
çalışmada, YuA'nın 10.28 ila 11.41 g arasında
değiştiğini, diyete kişniş tohumu katılmasının YuA'nı
önemli ölçüde artırdığını (P<0.05), Midilli ve ark.28 ise
karma yemlere haşhaş ve ayçiçeği yağı katarak
yaptıkları çalışmada, bıldırcınların YuA'nı 11.70 ila 12.0 g
arasında bulmuşlar, diyetlere yağ katılmasının YuA'nı
etkilemediğini tespit etmişlerdir. Bu araştırma bulgularına
göre araştırma gruplarında YYO bakımından gruplar
arasında istatistiksel bakımından farklılık görülmemiştir
(P>0.05). Midilli ve ark.28 yumurtacı bıldırcınlarda
YYO'nı 2.65 ila 2.89 arasında değiştiğini, diyetlere
haşhaş yağı veya ayçiçeği yağı katılmasının YYO'nı
etkilemediğini, Guler ve ark.29 ise bıldırcın karma
yemlerine kişniş yağı katarak yaptıkları çalışmada
YYO'nı 2.81 ila 3.01 arasında tespit etmişlerdir. Her iki
çalışmada elde edilen YYO değerleri bu çalışma
bulgularından daha iyi olarak gerçekleşmiştir. Buna
neden olarak her iki çalışmanın günlük yumurta
verimlerinin daha yüksek olması gösterilebilir.
Toptaş27 etlik bıldırcın karma yemlerine 50, 100,
150 ve 200 ppm OLE katarak yaptığı çalışmada
gruplarda YYO bakımından farklılığın olmadığını
bildirirken, Erener ve ark.26 etlik piliç karma yemlerine 300 ve 600 ppm OLE katılmasının YYO'nı üzerine olumlu
etki yaptığını tespit etmişlerdir.
Araştırma gruplarında en düşük yumurta verimi OLE-
120 grubunda elde edilmiştir (P<0.01). Elde edilen bu
verilere göre bıldırcın karma yemlerine 120 ppm OLE
katılması yumurta verimini olumsuz etkilemiştir. Aynı
grupta YuA'nın diğer gruplara göre daha düşük olması
olumsuzluğu destekler niteliktedir. Yapılan başka
çalışmalarda bıldırcınlarda yumurta verimleri %85.6 ile
92.1 arasında değişiklik göstermiş ve bu araştırma
sonuçlarından oldukça yüksek değerler bulunmuştur28,29. Bu farklılığa neden olarak hayvan materyalinin orijini
ve üzerinde yapılan seleksiyonlar ile genetik kapasitesi
gibi farklılıklar gösterilebilir.
İnsanların sağlıklı beslenmelerinde gıdaların yağ
asidi kompozisyonu önemlidir. Bu anlamda özellikle
çoklu doymamış yağ asitlerince zengin besinler şeker
hastalığı, tansiyon, damar problemleri ve kalp krizinin
önlenmesinde, bağışıklık sistemini güçlendirerek hastalık
riskinin azaltılmasında, bazı kanser türlerinin
önlenmesinde, bunama gibi problemlerin
geciktirilmesinde etkili olduğu bildirilmektedir30-32.
Yumurta sarısı yağ asitleri oranlarının verildiği Tablo
5 incelendiğinde, diyetlere E Vitamini ve ZYÖ
katılmasının yumurta sarısı yağ asitleri kompozisyonu
üzerine etkisinin önemli olduğu görülür. Araştırma
sonunda alınan yumurta sarısı örneklerinde en düşük
DYA oranı OLE-80 grubunda, en yüksek DYA oranı ise
Kontrol ve Grup E grubunda görülmüştür (P<0.05). OLE-
120 grubunun DYA düzeyi OLE-80 ile benzer olması
karma yemlere ZYÖ katılmasının yumurta sarısı doymuş
yağ asitleri oranını azalttığı şeklinde yorumlanabilir, bu
durum yumurta kalitesine olumlu etki yapmaktadır.
Bu konuda yapılan diğer çalışmalar araştırıldığında;
Çitil ve ark.33 Japon bıldırcınları ile yaptıkları
çalışmada karma yemlere %1.0, 2.0 ve 3.0 düzeyinde
keten tohumu yağı katmışlar ve yumurta sarısında DYA
oranını %33.27-34.67, TDYA oranını %48.96-52.01;
ÇDYA oranının ise %13.72-16.41 arasında tespit
etmişlerdir. Aynı araştırmacılar33 diyetlere keten
tohumu yağı katılmasının n-3 yağ asitleri ile n-3/n-6 yağ
asitleri oranını önemli ölçüde artırdığını bildirmişlerdir.
Benzer bir çalışmayı Da Silva ve ark.34, yumurtacı
bıldırcın karma yemlere %1.5, 3.0 ve 5.0 düzeyinde
keten tohumu yağı katarak yaptıkları çalışmada DYA
oranını gruplarda sırasıyla %39.5, 37.9 ve 37.8 olarak
bulunmuş ve keten tohumu yağının artması yumurtadaki
doymuş yağ asitleri oranını önemli ölçüde azaltmıştır.
Araştırmacılar kanatlı diyetlerine keten tohumu yağı veya
balık yağı gibi çoklu doymamış yağ asitlerince zengin
yağların katılmasıyla yumurtanın n-3 yağ asitleri
bakımından zenginleşeceğini, bunun da insan sağlığı
açısından önemli olduğunu belirtmişlerdir.
Açıklanan literatür bilgileri de dikkate alındığında
bıldırcın yumurtalarının yağ asitleri kompozisyonu diyete
bağlı olarak değişmektedir. Ancak farklılık her zaman
beklenildiği gibi olmamaktadır. Örnek olarak karma
yemlere keten tohumu yağı katılması DYA oranını azaltırken34, konjuge linoik asit katılması önemli
oranda artırmıştır35.
Sonuç olarak; bu çalışma verilerinden hareketle,
bıldırcın karma yemlerine 80 ve 120 ppm düzeyinde
OLE'nin katılması bıldırcınların canlı ağırlık
ortalamalarını, canlı ağırlık artışı, yaşama gücü, günlük
yem tüketimi ve YYO'nını etkilememiştir. Karma yemlere
120 ppm düzeyinde OLE katılması bıldırcınların yumurta
verimi ve yumurta ağırlığını önemli düzeyde azaltmıştır.
Doz çalışması olarak düşünüldüğünde bu çalışmada
kullanılan 80 ppm dozun ileride yapılacak olan
çalışmalarda dikkate alınması gerektiği, antioksidan
etkisinin daha net ortaya konulabilmesi için sıcaklık stresi
veya okside yağ gibi stres kaynağı oluşturulmasında veya farklı bitkisel özütlerle birlikte kullanımı ile ortaya
çıkan sinerjik etkilerden de yararlanabilmek için ZYÖ'nün
farklı bitkisel ekstraklarla farklı düzeylerde karışımları da
araştırılmalıdır.
Teşekkür
Bu çalışmada Zeytin yaprağı özütünü temin eden
DÜAG Tarım Makine Bitkisel ve Mikrobiyolojik Ürünler
Ar-Ge San. ve Tic. Ltd. Şti.‘den Sayın Doç. Dr. Oğuz
BAYRAKTAR'a ve Oleuropein analizi konusunda
yardımlarından dolayı Anadolu Üniversitesi öğretim üyesi
sayın Doç. Dr. Deniz HÜR beye teşekkür ederiz.