Kistik ekinokokkozis, sonkonak olan köpeklerin ince
bağırsağında bulunan ve Echinococcus granulosus adı
verilen parazitlerin köpeklerin dışkısı ile atılan erişkin
veya gebe halkalarının parçalanmasıyla serbest kalan
yumurtalarının özellikle koyun, keçi, sığır gibi ekonomik
öneme sahip hayvanların yanı sıra insanlar tarafından
alınması ile başta akciğer, karaciğer olmak üzere birçok
organda meydana gelen kistik oluşumlardır
6.
Bu helminto-zoonozun endemik olarak görüldüğü
Türkiye'nin de içerisinde olduğu ülkelerde, kistik
ekinokokkozis'in neden olduğu ekonomik kayıp, imha
edilen organların yanı sıra hayvanlarda hastalık kaynaklı
gelişen verim kayıplarıdır. Zira kistik ekinokokkozis'in
hayvanlarda et, süt, yapağı veriminde azalmaya, fertilite
oranında düşüşe neden olduğu yapılan çalışmalarda
ortaya konulmuştur7,8.
Demir ve Mor9, yapmış oldukları çalışmada, Kars
genelinde hayvansal üretim kayıpları ve insan sağlığı
harcamaları haricinde bir yılda kistik ekinokokkozis
nedeniyle imha edilen karaciğer kaynaklı ekonomik kaybı
20.664 TL (13.079 $) olarak belirlemiş, yine Düzlü ve ark.10 Kayseri genelinde sığır ve koyun için bu kaybın
48.000 TL (31.372 $) civarında olduğunu hesaplamışlardır. Dik ve ark.11 ise Konya'da yaptıkları
bir çalışmada Et ve Balık Kurumu Kombinası'nda kesimi
yapılan hayvanların imha edilen organlarının o günkü
maddi değerinin 360 milyon TL, ülke genelinde
ekonomik kaybın ise 72 milyar TL civarında olduğunu
bildirmişlerdir. Sarıözkan ve Yalçın12'ın Türkiye
genelinde yapmış oldukları çalışmada ise karkas, süt
verimi, doğum ve sakatat kaybına bağlı olarak bir enfekte
sığırda meydana gelen üretim kaybının yaklaşık 139.2 $
(125.3-153.2), yıllık kaybın ise ortalama 32.4 milyon $
(26.2-39.1) olduğunu bildirmişlerdir.
Kistik ekinokokkozis kaynaklı kayıplar sadece üretim
ve verimlilik kaybı olmayıp, insan sağlığını da etkilemesi
bakımından ulusal ekonomiyi olumsuz yönde
etkilemektedir1. Zira, olgun kistlerin yegane sağaltımı
cerrahi olarak yapılabilmekte, bu durum uzun hastane
yatış süresi, masraflı tedavi prosedürü ve yaşam
konforunun olumsuz yönde etkilenmesi gibi sonuçlar
doğurmaktadır. Yapılan çalışmalarda kistik
ekinokokkozis'in insanlarda Doğu ve Güneydoğu
Anadolu Bölgeleri'nde diğer bölgelerden daha yüksek
oranlarda görüldüğü bildirilmektedir13,14. Karaman ve
ark.14 Kars il merkezi ve köylerinde yaptıkları
çalışmada %34.6'lık sero-pozitiflik oranı ile kist hidatik'in
bölgede önemli bir sağlık sorunu olabileceğini
bildirmişlerdir. Bu riske rağmen yapılan bu anket
çalışmasında ise katılımcıların yaklaşık %95'inin kendisi
ve/veya aile fertlerinde kist hidatik öyküsü hakkında bilgi
sahibi olmadıklarını ifade etmiş olmaları; yetiştiricilerin
kistik ekinokokkozis'in insan sağlığını ne derece tehdit
ettiği konusunda yeterince bilgi sahibi olmadıklarını
düşündürmektedir.
Yetiştiricilerle yapılan görüşmelerde %30.5 oranında
kesilen sığırların iç organlarında kist görüldüğü
belirtilmiştir. Bu çalışma sonucuna yakın olarak Kars
ilinde kesilen sığırlarda kistik ekinokokkozis oranı
%31.2515, Erzurum'da %46.4116, Sivas'ta %35.717 olarak tespit edilmiştir.
Yapılan çalışmada 92 işletmede yıllık ortalama 1.78
baş sığırın evde kesildiği, hayvan kesim nedenleri
arasında %48.1 oranıyla Kurban Bayramı ilk sırada yer
alırken, bunu sırasıyla %29.3 ile düğün/taziye, %22.6 ile
hastalığın izlediği tespit edilmiştir. Yapılan analizde kist
görülen hayvanların ortalama yaşlarının 3.07 (min; 1,
maks: 8) olduğu tespit edilmiştir. Bunun sebebinin
özellikle kurban bayramında 2 ve 3 yaşındaki sığırların
tercih edilmesi ile ilgili olduğu düşünülmektedir.
Yapılan görüşmelerde yetiştiricilerin %94.6'sının
işletmesinde ortalama 2.3 adet (min:1, max:7) köpeğin
bulunduğu belirlenmiştir. Ankete katılanların %50.6'sı
köpeklerin ahırlara ve hayvan yemliklerine girdiklerini
ifade etmiştir. Üreticilerin %94.5'inin “köpeklerinize
sakatat ve/veya fötus veriyor musunuz?” sorusuna evet
cevabını verdiği saptanmıştır. “Kist hidatik'in bulaşma
yollarını biliyor musunuz?” sorusuna üreticilerin sadece
%7.6'sı evet cevabını vermişken, kistli organı köpeklere
veririm ve/veya çöpe atarım diyenlerin oranının %66.3
olması dikkat çekici bulunmuştur. Bu durum, parazitle enfekte organ/sakatatların köpeklere yedirilmesi ile
enfeksiyon zincirinin devam ettirilebileceğini ve kistik
ekinokokkozis'in bulaşma yolları hakkında yetiştiricilerin
yeterli bilgi düzeyine sahip olmadıklarını göstermektedir.
Yine yapılan görüşmelerde yetiştiricilerin sadece
%19.5'inin köpeklerini veteriner hekime muayene
ettirdikleri tespit edilmiş, %35.6'sının köpeklerine
antiparaziter ilaç verdikleri ve yıllık ortalama 32.30 TL
antiparaziter ilaç masrafı yaptıkları belirlenmiştir. Ayrıca
uygun ilaçlama zamanı olarak değerlendirilebilen 3 ayda
1 ilaç verme seçeneğini sadece 6 üreticinin seçmesi, 25
üreticinin ise yılda en az 1 kere köpeğine antiparaziter
ilaç uygulaması yörede bu enfeksiyon oranının yüksek
olmasının başlıca sebeplerinden biri olarak karşımıza
çıkmaktadır. Oysa enfeksiyon riskinin azaltılmasında
doğru zamanda enfeksiyonun kontrol altına alınması
büyük önem taşımaktadır18.
Sonuç olarak üreticilerin önemli bir kısmının (%92.4)
kist hidatik'in bulaşma yollarını bilmemesi, köpeklere
kistli organların yedirilmesi ve köpeklere antiparaziter ilaç
uygulamalarının yetersiz olması nedeniyle yöredeki
yetiştiricilerin kistik ekinokokkozis hakkındaki genel bilgi
düzeyinin ve korunmaya yönelik faaliyetlerinin yetersiz
olduğu kanısına varılmış olup kistik ekinokokkozis'in Kars
yöresinde şimdi olduğu gibi gelecekte de önemli bir halk
sağlığı sorunu olarak karşımıza çıkacağı söylenebilir. Bu
nedenle, bütün köpeklerin düzenli aralıklarla ilaçlanması,
kistli organların usulüne uygun olarak imha edilmesi ve
paraziter hastalıkların bulaşma ve korunma yollarına
ilişkin yetiştiricilerin bilgilendirilmesine yönelik Üniversite-
Bakanlık-Sivil toplum kuruluşlarının işbirliğiyle yapılacak
eğitim seminerleri ile görsel ve yayınsal faaliyetlere en
kısa zamanda başlanması ve bunun düzenli olarak
yapılması gerektiği düşünülmektedir.