Cryptosporidium türleri birçok hayvan türünde bulunan yaygın bir parazittir. Cryptosporidium türlerinin geniş konak aralığı nedeniyle ve zoonotik bir hastalık olarak ifade edilmesinden dolayı hem insan sağlı hem de hayvan sağlı açısından son derece önemlidir
9. Günümüzün en etkili hastalıklarından biri olan cryptosporidiosis, Cryptosporidium soyuna bağlı protozoonların neden olduğu dünya üzerinde yaygın bir şekilde görülmektedir. Bu parazitler genellikle genç ve immun sistemi baskılanmış insan ve hayvan sağlığını tehdit etmektedir
1.
Köpeklerde Cryptosporidium enfeksiyonuna ilişkin çok az rapor vardır ve vakaların çoğu 6 aylıktan küçük yavruları içerir. Köpeklerde cryptosporidiosis'in ilk kanıtı 1981'de Tzipori ve Campbell tarafından 20 köpek Tzipori serum örneğinden 16'sında Cryptosporidium antikorları saptanarak rapor edilmiştir 10. Wilson ve ark. ise 1983 yılında, akut ishal şikayetli 1 haftalık bir yavru köpekte Cryptosporidium'un karakteristik yaşam döngüsü evreleri tanımlayarak, ilk klinik köpek cryptosporidiosis vakasını bildirmiştir 11.
Endonezya’nın Surabaya şehrinde yapılan bir çalışmada köpek dışkısında, aside dirençli boyama ve PZR ile Cryptosporidium pozitifliği araştırılmış ve araştırma sonucunda 50 köpeğin 40’ında Cryptosporidium tespit edilmiştir. Yapılan PZR analizleri
sonucunda pozitif örneklerin 4’ünun Cryptosporidium canis, 2’sinin ise Cryptosporidium parvum olduğu tespit edilmiştir 12. Başka bir çalışmada Kalifornia eyaleti San Bernardino şehri hayvan barınağından 200 köpek dışkısı aside dirençli boyama yöntemi ile incelenmiş ve 4(%2) oranında pozitiflik bulunmuştur 13. Diğer bir çalışma İspanya’da 44 sokak köpeği dışkısının aside dirençli boyama yöntemi ile 6(%7,4)’sında ookist görüldüğü rapor edilmiştir 14. Yapılan diğer bir çalışmada 30 Ekim 2019 tarihine kadar olan araştırmalarda meta analiz yapılmış ve dünyada köpeklerde Cryptosporidium prevalansının mikroskobik yöntemlerle %8 olduğu raporlanmıştır. Yapılan analizde moleküler analizler sonucunda köpeklerdeki Cryptosporidium türlerinin %3.64’ünün Cryptosporidium canis, %1.28’inin ise Cryptosporidium parvum olduğu bildirilmiştir 15.
Türkiye’de köpeklerde Cryptosporidium spp. yaygınlığı ile ilgili yeterli çalışma bulunmamaktadır. Yapılan bir çalışmada bir köpekte gençlik hastalığına ilaveden cryptosporidiosisin tespiti laboratuvar, histolojik, immunohistokimyasal ve elektron mikroskopik bulgularıyla tespit edilmiştir 16. Ege bölgesindeki köpeklerde Cryptosporidium spp. prevalansının belirlenmesini amaçlayan bir çalışmada farklı ırk, yaş ve cinsiyette sağlıklı (n=50) ve ishalli (n=150) olmak üzere 200 köpek incelenmiş, dışkı örnekleri modifiye ZiehlNeelsen tekniği ile boyanmış ve mikroskopta incelenmiştir. Tüm köpeklerden alınan dışkı örneklerinde Cryptosporidium spp. prevalansı %15.5, sağlıklı ve ishalli köpeklerde ise sırasıyla %14 ve %16 olarak tespit edilmiştir 17. Kırıkkale’de yapılan başka bir araştırmada ise 200 sokak köpeği dışkı incelemesi sonucunda Cryptosporidium spp. prevalansı %2 olarak tespit edilmiştir 18. Bu çalışmada ise Sivas hayvan barınağından 100 köpek dışkısı direkt inceleme, boyama ve moleküler yöntemlerle test edilmiş ve boyama yöntemi sonucunda %2, PZR sonucunda ise %4 oranında Cryptosporidium spp. yaygınlığı tespit edilmiştir. Köpeklerde enfeksiyonun çoğunlukla asemptomatik seyredebileceği ve dışkıda ookist atılımının az olabileceği değerlendirilecek olursa prevalans çalışmaların asemptomatik köpeklerle birlikte ve fenotipik analizlerin yanında moleküler analizlerle desteklenmesi gerektiği çalışma bulgularımıza dayanarak söylenebilmektedir.
Bu çalışma sonuçları irdelendiğinde; incelenen 100 dışkı örneğinde %4 (4 örnek) oranında pozitiflik tespit edilmiştir (Tablo 7). Analiz yöntemleri baz alındığında bu oran asit-fast boyama yönteminde %2 (2 örnek), PZR yönteminde ise %4 (4 örnek) olarak belirlenmiştir. Laboratuvarlarda boyama yöntemleri rutin olarak kullanılmakla birlikte sensitiviteleri düşüktür. Boya almayan ookistler nedeniyle özellikle az sayıda ookist içeren gaitalarda hatalı negatif sonuçlar alınabilmektedir 19. Cryptosporidium türlerini klinik olgulardan, gaita ile çok az miktarda ookist atan rezervuar konaklardan ve çevresel kaynaklardan izole etmek amacıyla moleküler tanı yöntemleri son yıllarda yaygın olarak kullanılmaya başlanmış 20 hatta teşhiste kalite ve kantiteyi arttırmaya yönelik olarak Real Time PZR, çeşitli spesifik gen bölgelerini hedef alan Nested PZR gibi pek çok yeni moleküler teknikler geliştirilmiştir 20, 21.
Sakarya ve ark. (2010) carbol fuchsin boyama ve nested PZR yöntemlerini kullanarak Ankara’nın farklı hastanelerine ishal şikayeti ile başvuran 98 vakadan ve yine Ankara’da bulunan çeşitli sığırcılık işletmelerindeki 32 buzağıdan sağlanan toplam 130 dışkı örneğini Cryptosporidium spp. yönünden taramışlardır. Örneklerin %10’unda nested PZR yöntemiyle pozitiflik saptanırken, bu oran carbol fuchsin boyama yönteminde ise 6.1’de kalmıştır. Araştırıcılar 22 özellikle az ookist atılımı olan olgularda PZR’ın daha duyarlı olduğunu bildirmişlerdir 22.
İshalli buzağı ve çocuklarda Cryptosporidium spp. yönünden yapılan başka bir çalışmada 23 PZR’ın boyama yöntemine göre daha hassas bir metot olduğu rapor edilmiştir. Bu bulgular 22, 23, 24 araştırma sonuçlarımızı destekler niteliktedir.
Sonuç olarak, alışmada, Sivas ilindeki köpeklerde Cryptosporidium spp.‘nin %4’lik bir prevalansa sahip olduğu belirlenmiştir. Bu oran hayvan barınaklarında %8, kontrol amacıyla getirilen köpeklerde %0 olarak tespit edilmiştir. Yaş grupları baz alındığında Cryptosporidium spp. en çok (%13.3) bir yaş altındaki köpeklerde olduğu gözlendi. Çalışma bulgularımıza dayanarak dışkı örneklerinden Cryptosporidium spp. tespitinde boyama metodu ile birlikte analizlerin moleküler yöntemlerle güçlendirilmesi gerektiğidir. Günümüzde, köpekler hem kırsal hem de kentsel alanlarda insanlara oldukça yakındır ve birçok zoonoz etkeni vücutlarında barındırabilir ve bu etkenleri insanlara bulaştırmada rezervuar konak görevi görebilmektedir. Bu açıdan prevalans çalışmaları oldukça önemli olup halk sağlığı açısından önem arz etmektedir. Bu bağlamda prevalans ile ilgili çalışmaların periyodik olarak yapılmasında yarar vardır.