Prokalsitonin, inflamatuar yanıtı izlemede önemli bilgiler sağlayan, özellikle bakteriyel enfeksiyonlarda artan bir akut faz proteindir
2,23. Fizyolojik şartlarda serum konsantrasyonu çok az olan prokalsitonin, enfeksiyon veya yangısal durumlarda konsantrasyonu hızlı bir şekilde artmaktadır. Bakteriyel hücre duvarındaki lipopolisakkaritler ve yangı doğurucu sitokinler prokalsitonin üretimini uyarırlar
7,24,25. Yapılan bir çalışmada septisemili buzağılarda prokalsitonin düzeyinin arttığı bildirilmiştir
13. Akyüz ve Gökce
2 neonatal sepsisli buzağılarda yaptıkları başka bir çalışmada tedavi edilen buzağılarda prokalsitonin düzeyinin düştüğü ve prokalsitoninin prognostik indikator olarak kullanılabileceğini bildirmişlerdir. İlave olarak, inflamatuar hastalığı olan sığırlarda yapılan başka bir çalışmada prokalsitonin konsantrasyonunun sığırlarda akut yangının bir göstergesi olabileceği ifade edilmiştir
9. Çalışmada da omfalitisli buzağılarda prokalsitonin düzeyinin arttığı ve bu artış bakteriyel hücre duvarındaki lipopolisakkaritler ve/veya yangı doğurucu sitokinlerin senteziyle bağlantılı olabilir.
Başta viral enfeksiyonlar olmak üzere, karaciğer, solunum ve üriner sistem hastalıkları neopterin düzeyinin yükselmesine neden olmaktadır 14,15,17,26. Hücre aracılı bağışıklığın bir belirteci olarak kabul edilen neopterin, aktif T lenfositlerden salınan interferon γ’nın monosit ve makrofajları uyarması sonucu üretilir.
Spesifik antikor üretiminden önce artış gösteren neopterin inflamasyonun bir göstergesidir 14,15. Tuzcu ve ark. 27 tarafından sığır pnömonisinin farklı tiplerinde ve ilave olarak Akyüz ve ark. 28 aspirasyon pnömonili buzağılarda yaptıkları iki ayrı çalışmada neopterin düzeyinin arttığı bildirilmektedir. Çalışmada da omfalitisli buzağılarda kontrol grubuna göre serum neopterin düzeyinin arttığı belirlendi. Bu artışın nedeni, yangıya bağlı olarak mononükleer fagositik hücrelerin uyarılması olabileceği kanaatine varılmıştır.
Siyalik asit, hücresel iletimin düzenlenmesinin yanı sıra konak-patojen etkileşiminde tanınmayı belirleme gibi birçok fonksiyona sahiptir. Gerek enfeksiyöz gerekse nonenfeksiyöz hastalıklarda erken ve doğru tanının konulmasında, rasyonel sağaltım ve etkin profilaktik tedbirlerin alınmasında önemli bir gösterge olabileceği ortaya konulmuştur 20,21,29. Yapılan çalışmalarda neonatal ishal 20, ekinokokkozis 21, hipoderma 30 ve aspirasyon pnömonisi 28 gibi hastalıklarda TSA düzeyinin arttığı bildirilmiştir. Yapılan çalışmada da TSA düzeyi artmış olup bu artışın nedeni, yangı ve doku hasarına bağlı olarak oluşan karaciğerdeki siyaloprotein sentezinden kaynaklı olabilir.
Sonuç olarak, elde edilen bulguların omfalitisin tanısına katkı sağlayacağı, prokalsitonin, neopterin ve TSA’nın duyarlı bir indikatör olarak kullanılabileceği ve bu konuda daha detaylı çalışmaların yapılması gerektiği düşünülmektedir.